Şanghay İşbirliği Örgütü’nün iki gün süren devlet başkanları zirve toplantısı önceki gün sona erdi. Bu toplantıya Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Putin’in yanı sıra Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan devlet başkanları da katıldı. Ayrıca toplantıda gözlemci olarak İran, Moğolistan, Belarus yer alırken Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan ve Ermenistan devlet başkanları da özel davetli olarak toplantılara katıldılar.

Bu toplantı hiç kuşku yok ki çok önemlidir ve dünyada çok sıcak gelişmelerin olduğu bir aşamada yapılmıştır. Önce kısa bir özet yapalım.

Dünya yeniden kutuplaşma ve Soğuk Savaş koşullarına girdi. En önemli gelişme, Çin’in ekonomik açıdan ABD’yi yakalamasıdır. ABD, Çin ile hesaplaşma evresine girmiş bulunuyor. Rusya-Ukrayna savaşı sürüyor ve Rusya ekonomik açıdan çembere alınmak isteniyor. Bu konuda NATO ve AB ülkeleri birlikte hareket ediyor.  >> Devamı 5’teNATO, Çin ile mücadelenin bir parçası haline getiriliyor. İşte böylesi koşullarda bu toplantının Özbekistan’ın Semerkant kentinde yapılması çok önemlidir. ABD liderliğinde, NATO ve AB ülkeleri Rusya’ya ambargo uygularken ve ABD, Çin’i çembere almak isterken Çin ve Rusya devlet başkanlarının birlikte olmaları ve karşılıklı konuşmaları dikkate alınmalıdır.

Öte yandan bu örgütün nüfus ve ekonomi yönünden önemi de ortadadır. Çin, Rusya, Hindistan ve diğer katılımcı devletler, dünya nüfusunun yüzde 40’ını oluşturuyor. Ayrıca bu ülkeler, sadece stratejik açıdan değil dünya ekonomisi açısından da çok önemlidir. Çünkü küresel gayri safi milli gelirin yüzde 30’unu karşılıyorlar.

Bu aşamada, bir NATO üyesi olarak Türkiye’nin Avrasya’yı temsil eden böylesi bir toplantıya katılması ve ileride bu örgüte üye olması, ulusal çıkarlarına uygundur. “Bu örgüte katılan ülkeler demokrasi ile yönetilmiyor, Türkiye’nin bu örgütte yer alması sakıncalıdır” gibi iddialar, dünyadaki gelişmelere ters düşmektedir. ABD’nin demokrasi modeli olarak görülmesi de yanlıştır. ABD, bütün dünyada otoriter devletlerle işbirliği yapıyor, milli çıkarları için her türlü model ülke ile içli dışlı ilişkiler içinde bulunuyor.

Şu soru unutulmasın: NATO dünyaya demokrasi mi ihraç ediyor? Türkiye’nin demokrasi yaşamında karşılaştığı iki gerici faşist darbe (12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980) ve 15 Temmuz 2016 casusluk kalkışması, ABD’nin denetim ve desteği ile gerçekleşti. Bütün dünya tarafından bilinen bu durum hiçbir zaman unutulmamalıdır...

Türkiye’nin ulusal çıkarları dış politikada hiçbir yararı olmayan ideolojik saplantılara yer vermeden geniş bakış açısıyla ilişkilerini sürdürmesine bağlıdır. Türkiye, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlüklerden ödün vermeden, dünyanın gerçeklerine sırt çevirmeden ulusal çıkarlarının gereklerini yerine getirmek zorundadır.