Olaylar Ve Görüşler

“Devrim Yasaları”mızdan Geriye Ne Kaldı? - Prof. Dr. Necla ARAT

03 Mart 2021 Çarşamba

Biz, İslama göre hareket edeceğiz. Hayatımızın merkezine dinin hükümlerini yerleştireceğiz
R.T. Erdoğan, (8 Aralık 2019)

***

Kadın Araştırmaları Derneği, her yıl 3 Mart günü “3 Devrim” yasamızı anımsatmak, özellikle de genç kuşaklara bu yasaların demokrasi için önemini anlatmak görevini gönüllü olarak yerine getirmeye çalışıyor. Ama 3 Devrim” yasamızın 97. yıldönümünde bugün artık çok üzülerek Devrim Yasalarımızdan geriye ne kaldı” diye soruyoruz.

Çünkü yaklaşık 20 yıllık AKP iktidarında Öğretim Birliği konusunda, laiklik ilkesinde ve Diyanet İşleri Başkanlığı özelinde öyle ödünler verildi, öyle yaralar açıldı ki şimdi kamuoyuna Tehlikenin büyüklüğünü görmezlikten gelemezsiniz, zira eğitim sistemimiz ve çocuklarımız üzerinden yeni bir rejim oluşturulmaya çalışılıyor” uyarısını yapıyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı, 2017 Vizyon Belgesi”nde okul duvarlarının ayetlerle, hadislerle donatılmasını, bahçeleri uygun olan imam hatip okullarına cami yapılmasını istemişti. Bu süreç içinde ülkemizin tüm illerinde anayasanın laiklik ilkesine ve Milli Eğitim Temel Kanununa aykırı uygulamalara tanık olduk.

DİNDAR NESİL HAMLELERİ

Devrim Yasaları”na aykırı çalışmalara okul öncesinden başlandı. Okullar, üstlerine vazife olmadığı halde, Diyanetin, dini vakıf ve derneklerle müftülüklerin çalışma alanı haline getirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı, okullarda vaiz bulundurma sürecini başlattı.

Sözde gönüllü eğiticiler”, okullarda, yurtlarda, halk eğitim merkezlerinde gezi, konferans, yarışma, müsamere, sempozyum adı altında her türlü çalışmayı sürdürdüler.

İktidar, yetiştirmeyi amaçladığı “Dindar nesil” için yeni hamleler de planladı. Milli Eğitim müdürlükleri ve il müftülükleri, din dersleri yasal olarak dördüncü sınıfta başladığı halde, imzaladıkları protokoller ile bu dersleri Kuran Kursu Eğitim Programı” adı altında 4 yaş grubuna kadar indirdi ve anaokulunda eğitim gören çocuklara haftada 6 saat dini eğitim verileceği belirtildi.

DEVLET ELİYLE DİNSELLEŞTİRME

Vakıflar, dernekler, öğrencileri Değerler Eğitimi” adı altında sınıftan, yatılı okullarda etütten alıp akın akın cami ve türbe ziyaretlerine götürdü. Öğretmen ve öğrenciler, resmi yazı ile sabah namazına çağrıldı. Kaymakam ve müftülerle sabah namazı buluşmaları” düzenlendi. Ayrıca bütün okullarda mescit” açılması zorunlu hale getirilip namaz kılanlar, kılmayanlar ayrımı yapılmaya başlandı.

sacası, çocuklara zihinsel, fiziksel ve pedagojik açıdan zarar verecek olan bir dinselleştirme” politikası devlet eliyle yürütüldü.

Türkiyede 4-6 yaş arasındaki çocuklara Kuran kursu olarak hizmet veren 1552 sübyan mektebinde 51 bin 357 çocuk eğitim görüyor. (Merdiven altı Kuran kurslarının sayısını bilmiyoruz) Soyut kavramları henüz gelişmemiş bu yaş grubundaki çocuklara Diyanet ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokol ile verilen bu kurslar, çocuk haklarını da hiçe saymakta.

Devletin okullarında küçük yaştaki kız çocuklara Türban takma” partileri düzenleniyor. Küçücük kızlar “Şükür ki kapandım”, Haydi sen de kapan” pankartları taşıyorlar. Bazı okullarda ise samere” adı altında sözde Değerlerimiz anlatılıyor” denilerek 3-6 yaş kız çocuklarının başları kapatılıp onlara erkek çocukların ayakları yıkattırılıyor.

SİSTEMATİK DÖNÜŞÜM

Bazı okullarda karma eğitim fiilen ortadan kalkmış durumda. Pek çok okulda da öğrenciler, “öğretmen yok” gerekçesiyle seçmeli ders” olarak dini içerikli dersleri almaya zorlanıyor. İşsiz/atanmayan 400 bin öğretmen varken mahalle imamlarına “ücretli öğretmen” adı altında ders verdiriliyor. Bu arada, Diyanette görevli 5 bin kişinin öğretmenliğe geçtiği açıklanıyor.

500 bini aşkın öğrencinin barındığı Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurtlarında Diyanetin görev verdiği rehberler çalışıyor. Diyanet, ilk kez 2016da 43 ilde 83 personel ile pilot proje olarak Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait yurtlarda Manevi Rehberlik” uygulaması başlatmıştı. Bu uygulama daha sonraki yıllarda Diyanet ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın imzaladığı protokol ile tüm illere yayıldı. Artık imam hatip mezunları da Manevi Rehber” olabiliyor.

Daha yüzlercesini sayabileceğimiz bu örnekler, Devrim Yasaları”mızın ne kadar ağır yara aldığını göstermekte. İşte bu nedenle, kabul edilişlerinin 97. yılında “‘Devrim Yasaları’mızdan geriye ne kaldı” diye soruyoruz.

PROF. DR. NECLA ARAT

KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları