Olaylar Ve Görüşler

Yüzüncü yılda işbirlikçiler - Remzi KOÇÖZ

23 Eylül 2022 Cuma

30 Ağustos 1922’de Büyük Zafer’in ardından 1 Eylül’de Uşak kurtulmuş, sonrasında diğer  kentler ve son olarak 18 Eylül’de Erdek düşman işgalinden kurtarılmıştır. Eylül ayı Ege’de bir başkadır. Kurtuluş yıldönümlerinde özellikle Ege’de tüm il ve ilçeleri büyük bir heyecan sarar. Hele bu eylül günleri işgalden kurtuluşun 100. yılı ise coşku bambaşkadır. Bu coşkuyu özellikle geçen günlerde İzmir başta olmak üzere tüm Ege yaşarken tüm Türkiye’ye de yaşattı.

Aslolan kurtuluş destanını milletin sahiplenmesidir. Onun dışında 100 yıl önce olduğu gibi günümüzde de tabii ki kurtuluşun halk tarafından coşku ile sahiplenilmesinden rahatsızlık duyanlar olacaktır.

HAİNLER BİTMEZ!

Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a bir asayiş sorunu için duyulan ihtiyaçtan dolayı İstanbul hükümeti tarafından gönderilir. Samsun öncesi 6 ay ve sonrası 50 gün geçmeden iki kez İstanbul’a geri çağırılması, azledilmesi, rütbelerinin sökülmesi, idam kararı gibi 7 aylık süreç irdelendiğinde şunu söylemek mümkündür: Mustafa Kemal Paşa’ya mücadele ve kurtarıcılık rolünü Padişah Vahdettin değil “tarih ve de Türk ulusu” verir. Kurtarıcılık rolüne kuruculuk rolünü ise kendisi ekler.

Padişah, Tanrı iradesine dayanarak verdirdiği fetvalarla milli hareketi lanetlerken Mustafa Kemal Paşa için millet iradesiyle hareket etmekten başka bir yol yoktur.

Hanedan üyeleri yanında Sadrazam Ferit, Tevfik ve Salih paşalar, bakanlar, valiler, Ali Kemal’ler gibi mütareke basınının kalemşorları, Şeyhülislam Dürrizade ve Mustafa Sabri’ler, İskilipli Atıf gibi hocalar ihanet yarışlarında o kadar çokturlar ki hainler ve işbirlikçiler say say bitmez! Milli Mücadele karşıtı işbirlikçi cemiyetler, Sevr Antlaşması çerçevesinde Anadolu’nun işgalini savunarak ayaklanmaları destekleyen “Osmanlıcı, Kürtçü, hilafetçi, şeriatçı, mandacı, bölücü” zihniyete sahiptiler.

TARİHİ ÇARPITMAK

Gerçek böyleyken işgalci güçler yanında bu işbirlikçi zihniyete karşı verilen Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nı kirleterek, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı oluşumları destekleyip yeşerterek işbirlikçilerin idealindeki yeni bir dinci/halifeci düzen getirmek üzere emperyalizmin değirmenine su taşıyan yeni yeni planlar/projeler üretildi.

İşe, kişisel çıkarlarını vatanının üstünde tutarak tahtı, rahatı, keyfi için işgalciler önünde eğilen, işbirliği yaparak emperyalizme destek olanlara iade-i itibar vermekle başladılar. Sonrası vicdan muhasebesi!

Türk tarihi açısından kurtuluşun 100. yılında özellikle 100 yıl öncesine ilişkin süreç acı ve ibretlik belgelerle dolu. Bir ulusun varlığı ve onuru yerine kendi kişisel çıkar ve saltanatlarını düşünenlerin tavizleri, teslimiyetleri, ihanetleri tarihe ve de Türk ulusunun vicdanına havale edildi. Atatürk, Cumhuriyeti kurarak bunların üzerine bir çizgi çekti ve yoluna devam etti. 

Tarihi nasıl çarpıtırsanız çarpıtın onu yok edemezsiniz, hele hele emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesi ile o tarihi yazan Mustafa Kemal Atatürk ise onun ışığında boğulur, tarihin tozlu sayfalarındaki kendinize özel yerinizi alırsınız!

REMZİ KOÇÖZ

EMEKLİ EMNİYET MÜDÜRÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları