Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yüz Yüze Eğitim Şart Mı? - Prof. Dr. Üstün DÖKMEN
Evet, şart. Özellikle ülkemiz gibi bilgisayar sayısı ve internet altyapısı yetersiz ülkelerde yüz yüze eğitim şarttır. Devlet okullarında çevrimiçi sistemin yeterli olmadığı 21 Eylül günü açıkça belli oldu.
Gerçi 21 Eylül’de EBA çökünce talep çok olduğu için sevindik, ancak aynı durumla karşılaşıp da sevinen Avrupa ülkesi yok. Her şeyden önce sistemleri çökmüyor.
OECD raporuna göre Türkiye’deki 10 öğrenciden 7’sinin bilgisayarı var, 77 ülke arasında ülkemiz bu açıdan 64. sırada. Ancak EBA’daki çökme öncesinde bile söz konusu onda yedi, altyapının yetersizliğinden ötürü uzaktan eğitime tam olarak katılamıyordu. Gerek büyük şehirlerde, gerekse köylerde oturan öğrenciler, bilgisayarları olsa bile uzaktan eğitimden kesintisiz ve sağlıklı bir şekilde yararlanamıyordu. Uzaktan eğitim kendimizi aldatmaktır, yüz yüze eğitim şarttır.
UZAKTAN EĞİTİMİN YETERSİZLİKLERİ
Uzaktan eğitim, öğrenciyi, eğitim sürecinin katılımcısı değil, seyircisi konumuma indirger.
Bizler teknolojik araçları, ellemeden laboratuvarlardaki camekânlar arkasında gözleyerek, kitaplardaki fotoğraflarına bakarak öğrenmeye çalıştık. Yetişkin yaşa gelince de “Yaşayarak, yaparak eğitim gereklidir” görüşünü savunduk. Şimdi uzaktan eğitimle yine eskiye dönüyoruz.
Uzaktan eğitimin bir başka zararı daha var. Anne babalar işte olacaklarına göre ilkokul çocukları bütün gün evde yalnız başlarına ne yapacaklar? Gençleri gün boyu evde tutabilecek miyiz? Sokaklar tehlikelerle dolu değil mi? İrlandalı Kız romanında ve filminde, duvar üzerinde aylak aylak oturan işsiz gençleri gösteren bir kadın, “Bağımsızlığımızı elimize vermeyenlerin bize verdikleri en büyük ceza, gençlerimizi işsiz güçsüz bırakmaktır” der.
Anlaşıldığı kadarıyla çocuklarımız ve gençlerimiz, iki yıl okul ortamından uzak kalacak. Böylece birkaç nesli kaybetmiş olacağız. Jules Verne’in de dediği iki sene mektep tatili ortaya çıkarsa -ki çıkmak üzeredir- şu olacaktır: Anasınıfı çocukları, ilkokul bire hiç uğramadan ilkokul ikiye geçeceklerdir. (Çocukların kalemi tutma biçimlerinden veliler sorumlu olacaktır.) 6. sınıf öğrencileri, 8. sınıfa uğramadan liseli olacaklar, 11. sınıf öğrencileri de yine okula uğramadan üniversiteye gireceklerdir.
Sonuç olarak “Ben insanın cahilini severim” diyen o profesör için güzel bir fırsat çıkmıştır ortaya. Bazılarının istediği cahil nesiller, ülkemizin ve dünyamızın kucağına bir piyango gibi gelivermiştir.
YÜZ YÜZE EĞİTİM NİÇİN GEREKLİ?
Uzaktan eğitimle öğrenci bazı bilgileri öğrenebilir, fakat okul ortamının sağlayacağı kişilik gelişiminin ve sosyalleşmenin uzaktan uzağa gerçekleşmesi mümkün değildir. Öğrenci, okulda bir yaşam tarzı da edinir. Anaokulundan üniversiteye, yüz yüze eğitim görenlerin görmeyenlere oranla, konuşma ve iletişim tarzlarının, hal ve hareketlerinin, girişkenliklerinin, yüz ifadelerinin, hatta yürüyüş şekillerinin geliştiği, evrildiği gözlenir. Çünkü öğrenci, gerçek yaşantı ortamında öğretmenleriyle, profesörleriyle özdeşim kurar, onları rol model alır.
Düne kadar ekran bağımlısı çocuklarımıza, “Saatlerce
bilgisayarın, tabletin başında oturulmaz, eklemlerin kireçlenecek, biraz
dışarıya çık, hareket et, sosyalleş” dedik. İnternet bağımlılarına tedavi merkezleri açtık. Bugün ise “8 saat bilgisayarın başında otur” diyoruz.
Bu çelişkimizi
çocuklar bile anlıyor.
Bugüne kadar yüz yüze eğitimde ne kadar başarısız olduğumuzu görmek için sadece PISA sonuçlarına bakmak yeterlidir. Şimdi uzaktan eğitim yapınca eskinin başarısız dönemini arar hale gelmemiz yüksek ihtimaldir.
O halde yüz yüze eğitim şarttır. Ancak bu durumda şu önemli soru akla gelmektedir: “Okullar açılınca ya salgın artarsa?” Okullar açılınca salgın artar mı? Bu soru karşısında toplum ve MEB çok duyarlı. Ancak AVM’lerin, plajların, kıyılardaki otellerin, lokantaların açılması konusunda toplum ve yöneticiler aynı duyarlılığı göstermedi. Salgının artma ihtimali karşısında plajları, AVM’leri çocuklara kapatmadık; fakat şimdi okulları kapatıyoruz. Halkımız bu durumda, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” der. Peki, ne yapmalı?
OKULLAR NASIL AÇILMALI?
Bence okullar açılmalı, ancak iki şartla:
1- TSE (Türk Standartları Enstitüsü), pandemide sağlıklı bir okulun nasıl olması gerektiği
konusunda, dünya standartlarına uygun -hatta bazı noktalarda daha da ileri- ölçütler belirledi. Resmi
kuruluşlar, gerekli şartları yerine getiren okullara “Okulum
Temiz” belgesi vermektedir. Bu belgeye sahip okullar açılmalıdır. Ancak bu
belgenin alınabilmesi ciddi bir harcama gerektirmektedir, MEB’in bunu karşılaması ise zordur.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti çok güçlü bir devlettir. Dünyanın en uzun aralıklı köprüsünü, müstesna kanalını açacak
gücü vardır. O halde devletimiz, okullarını TSE’nin şartlarına uygun, okunabilir
okul niteliğine ulaştıracak güce de sahiptir. Gücümüzü kullanmalıyız,
kullanmalıydık.
2- En az iki günde bir, okuldaki tüm öğrencilerin, öğretmenlerin, personelin HES kodlarına bakılmalıdır. HES kodu uygun olmayanlar okula gelmemelidir. (Bu düzenleme zaten pek çok işyerinde yapılmaktadır.)
Okullar açılmalıydı,
açılmalıdır. Bu noktada tek bir sorun var: “Acaba
okullar açılırsa, insanlar hastalanırsa toplum MEB’i suçlar mı?" Suçlamaz.
Bir dönem salgında günlük kaybımız 20
civarındaydı, plajlar, oteller, AVM’ler, lokantalar açıldı, düğünlerde
çocuklar ortalarda koşturdu, günlük ölü sayısı 70’e çıktı, yakalananların sayısı
arttı. Kimse otellerin, mağazaların bağlı oldukları bakanları suçladı mı? Suçlamadı.
O halde okullar açılınca da insanlar MEB’i de suçlamaz. Rahat olun.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
En Çok Okunan Haberler
- Berat Albayrak hakkında yeni iddia
- 'Soba' faciasında annenin ifadesi ortaya çıktı
- Motorcular şikayetçi oldu!
- İlk çıktığında Bitcoin'e 100 TL yatırmış olsaydınız!
- Özel'den asgari ücret için açık çağrı
- İstanbul'dan kaçanlar 5 kente akın etti
- Bahçeli'nin azarladığı gazeteci konuştu
- 12 ve 13 yaşında bebek doğuran çocuklar
- O soru kızdırdı, gazeteciyi azarladı!
- Cep telefonunuzun izlendiğini nasıl anlarsınız?