Olaylar Ve Görüşler

Yeniden Köy Enstitüleri...

17 Haziran 2016 Cuma

Köy Enstitülerinde uygulanan model “öğren-uygula-değerlendir-yaşa” esası idi. Çağdaş yaşamın esası olan “üreten insan” da bu şekilde okul ortamında yetişmiş olurdu.

09-13 Mart 2010 tarihlerinde proje kapsamında Finlandiya’ya düzenlenen eğitim ve kıyaslama gezisine katılmıştım. Gezide gözlemlerimi raporlar haline getirerek Milli Eğitim Bakanlığı’na sundum ancak kamuoyu ile paylaşamadım. Gözlemlerimde belirlediğim; Finlandiya eğitim sistemi Köy Enstitülerinin, kentlerdeki çağdaş uygulamasından başka bir şey değil. Bizlerin geliştiremediği ve dönüştüremediği eğitim sistemini, başta Finlandiya olmak üzere ülkeler uygulamalarla zenginleştirmişler, gelişerek çağdaş ülkeler olmuşlar.

Üreten insan yetiştirme
Köy Enstitülerinde uygulanan model “öğren-uygula-değerlendiryaşa” esasıdır. Öncelikle yaşam ile iç içe olan doğal bilimlere dayalı bilgiler yanında, tarım, hayvancılık ve el sanatları işçiliği ile ilgili öğrenilen bilgiler, okul içindeki işliklerde ve tarımsal alan olan tarlalarda, bahçelerde ve ahırlarda uygulanır, değerlendirilir, üretilen ortamda yaşanılır, yaşatılır. Çağdaş yaşamın esası olan “üreten insan” okul ortamında yetişmiş olur.

Demokratik yurttaş
Tabii ki bu süreci dünya düzleminde özgün kılan, demokratik okul modelinin uygulanmasıdır. Demokrasi kültürünün temel unsurlarını kültürel bilgi olarak alan öğrenciler okul yönetimine ve üretim sürecine katılarak bilgiyi davranışa dönüştürmekte demokratik okul ortamını oluşturmaktadır. Öğrencilerin “yurttaşlaştırılması” ile demokrasi anlayışı kalıcı kılınmakta ve yaşatılmaktadır. “Üreten insan” ve “demokratik yurttaş” yetiştirmeye dayanan eğitim sistemi Köy Enstitüleri modelini özgünleştirmiş, günümüze kadar sözel ve yazınsal etkilerinin devam etmesini sağlamıştır. Finlandiya eğitim sisteminde de esas günlük yaşamdaki temel becerileri öğretip ardından atölyelerde uygulama ile üreten insanı yetiştirmeye dayanır.
Öğrenciler günlük el becerilerine dayalı işleri ortaokul düzeyinde görmekte, işliklerde uygulamakta, yabancı dil, müzik, sanat, politik alanlarda kendilerini rahatlıkla ifade edebilmektedirler.
Yoğun bir okuma programları ile ulusal ve evrensel yapıtları özümsemekte, haftada bir gün hazırladıkları doğaçlama çalışmaları sunmakta, kendi çalışmalarını sürekli sergileyebilmekte, eleştirel ortamda değerlendirmektedirler.
Her düzeyde demokratik kültürü yaşayarak okul yönetimlerine katılmaktadırlar. Yani diğer bir deyişle Köy Enstitülerinin kent okullarında uygulamasını bizler Finlandiya’da yerinde tespit ederek gözlemledik. Bu gözlemimizden dolayı bir yandan çok mutlu olduk, bir yandan da hüzünlendik. O halde bu topraklarda uygulama olanağı bulan ve yurtdışında başta Finlandiya olmak üzere pek çok ülkede uygulanan bu modeli kendi ülkemizde neden tekrar geliştirerek uygulamayalım.

Bu bir ütopya değil
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sendikaları ve üniversitelerimiz, ortak bir eşgüdüm içinde bu modeli oluşturabilir, bölgesel farklılıkları da üretim sürecinde okullarda ayrı ayrı değerlendirerek ve uygulayarak tekrar yaşama geçirebilir, ülkemiz yeniden özlenen ve halkımızın layık olduğu çağdaş eğitim modeline kavuşmuş olur.
Bu bir ütopya değil, yeter ki bunun için kendimizde bu gücün olduğunu hissedelim, her platformda dile getirelim, sadece geçmişi paylaşarak hüzünlerimize ortak olmayalım, geleceği birlikte inşa edelim.

 

MUSTAFA ÖZDEMİR
Eğitimci- Kamu Yönetimi Uzmanı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları