Olaylar Ve Görüşler

Yeni adli yıldan beklentiler - Suna Türkoğlu

04 Eylül 2024 Çarşamba

Her yıl 20 Temmuz-1 Eylül arasında topluca çalışmalarına ara veren mahkemeler “adli tatil” olarak adlandırılan bu süreci tamamladılar ve 2 Eylül’de Yargıtay’da düzenlenen törenle yeni çalışma yılına başladılar.

Tüm yurttaşlar, adli yılın başlangıcında her yıl olduğu gibi bu yıl da geleceğe ve yargıya umutla bakmak, hukuk devletinde, anayasal kurallarla idare edilen bir ülkede yaşadığını hissetmek ve devletin kurumlarına güvenmek istiyorlar.

BAĞIMSIZ YARGI İSTEĞİ

Yargının aktörleri, yurttaşın yargıdan beklentilerini dikkate almak; mensubu oldukları kesimin değil, toplumun ve ülkenin temel sorunlarını, hukukçu gözüyle ve hukuk çerçevesinde ele almak, incelemek ve değerlendirmek zorundadırlar.

Anayasamız, hâkimlerin görevlerinde bağımsız olduğunu, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceğini, genelge gönderemeyeceğini, hatta tavsiye ve telkinde dahi bulunamayacağını hükme bağladığına göre bu adli yılda bizi adaletin böyle işleyeceğine inandırsalar diyoruz.

HUKUK DEVLETİNDE YAŞAMAK

Anayasamız, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduklarını hüküm altına aldığına göre; bu adli yıl, mahkeme kararlarına uyma yükümlülüklerini yerine getirseler diyoruz.

Devlet organları anayasaya uygun davranıp mahkeme kararlarını kendi anladıkları gibi değiştiremesinler, mahkeme kararlarının yerine getirilmesini geciktiremesinler isteriz.

Bilime, eğitime önem veren, özgür düşünmekten yana, laik bir hukuk devletinde yaşamayı hak eden bireyler olarak, bağımsız yargıdan beklentimiz var. Adaletin bizi ürkütmesini, korkutmasını, sindirmesini değil; sarıp sarmalamasını, koruyup kollamasını, doğasında olan güveni bizden esirgememesini istiyoruz. Hukuk devletinde yaşamanın huzurunu duymak, sosyal devletin refahını sürmek istiyoruz.

Geçen yıl çok önemli yargı kararlarına en üst düzeyde uyulmaması; karar veren bazı hâkimlerin bilim ve hukuk dışı bazı mecralarda kaynak aramaları, hepimizi ciddi manada ürküttü. Bu durum, yalnızca olumsuzlukları yaşayanları değil; düşünen tüm insanları çok ciddi bir kaygıya düşürdü.

GÜVEN SARSILIYOR

En güvenilir olması gereken kurumlar güven duygumuzu sarsıyor. En inandırıcı olması gereken kuruluşlar bizi yanıltıyor. Bireyin, dolayısıyla toplumun huzurunun, hak ve özgürlüklerinin  korunmasının adaletin güvencesi altında olduğuna inanmak istiyoruz. 

Güven ve huzur ortamının sağlanmasında anayasa en temel dayanak ve teminat olmakla beraber, ne yazık ki anayasanın da güvence altında olması gerekliliğini anlamış bulunuyoruz.

Anayasaların en büyük  güvencesinin halk olduğunu da artık görmemiz ve kanıtlamamız gerekiyor.

‘HAK KUVVETTEN ÜSTÜNDÜR’ 

Immanuel Kant’ın ifade ettiği gibi, “Aydınlanma, kişinin kendi aklını kullanmaya cüret etmesidir.” Aklını kullanmayı bilen bireyler olarak bu adli yılda yargı eliyle adaletsizlik yapılmasını istemiyoruz. Yargı bağımsızlığı ve yargının tarafsızlığı sözde kalmasın, yaşansın diliyoruz.

Türkiye Barolar Birliği başkanının da açılış konuşmasında hatırlattığı Atatürk’ün, sözleriyle “Herhalde âlemde bir hak vardır. Ve hak kuvvetten üstündür.” Biz, hakkın güçten üstün, güçten kuvvetli olduğuna inanmak ve yargı organlarının bunu bize kanıtlamasını istiyoruz. Umuyoruz halkın sesi duyulur ve bu adli yılda hukuk ve adalet en büyük güvencemiz olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları