Olaylar Ve Görüşler

Yargı reformu birinci paketine üç itiraz

15 Ekim 2019 Salı

YAZAR: Av. Celal ÜLGEN  

CMK, tez, antitez ve sentez üçlemesi üzerine kurulmuş bir yargılama sürecidir. Savcı belli suçlarda yargıç gibi karar verebilecek!.. Yani belli suçlarda CMK’nin temeli “tez, antitez ve sentez” üçlemesi bozulmuş olacak.

İktidarın “Yargı Reformu”nu adını verdiği birinci paketteki 39 maddelik yasa teklifi TBMM Adalet Komisyonu’ndan küçük değişiklikler yapılarak geçti.
Azami tutukluluk süreleri kısaldı, haber suç olmayacak gibi medyada haberler çıkıyor.
Bu doğru değil. Tutukluluğa ilişkin azami sürelerde bir değişiklik yok. CMK 102. Madde a, b ve c fıkraları korunmuş salt yeni bir (d) fıkrası getirilerek soruşturma evresindeki, iddianamesi henüz yazılmamış, yani davası açılmamış tutuklu işlerde bir yıllık tutukluluk sınırı ile kanunun yayımlanma tarihinden üç ay sonra cezaevlerini rahatlatacak tahliyeler amaçlanmıştır. Bu değişiklik salt iddianame yazımını çabuklaştıracak ve tutukluluk sürelerinde bir değişiklik olmayacak.

Düşündürücü ekleme
Reform adı verilen değişikliklerin amacının özgürlüklerden yana olması elbette temenni edilirdi.
Terörle Mücadele Yasası’nın 7. maddesine “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” diye bir cümle eklenmiş. Bu cümle yargıca yasayı böyle yorumla diye bir açıklama içermekte. Ancak haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları zaten suç oluşturmuyordu.
Bu genel kuralın maddeye eklenmesine gerek duyulması düşündürücüdür.
Peki, uygulayıcılar, örneğin soruşturma savcıları, yargıçlar için haber verme sınırının nerede başlayıp nerede biteceğini kim söyleyecek? Bu konudaki ölçütleri nereden bulacak? Eleştiri sınırı için de aynı kaygı duyulabilir. Bunun yerine ulusal üstü hukuktan “şiddeti önermemek koşuluyla yapılan tüm açıklamalar düşünce açıklaması kapsamındadır” gibi bir tanımın yer alması daha doğru olmaz mıydı?
Bu torba kanun (taslağı) yasadaki olası değişiklikleri uygulayıcıların, soruşturma savcılarının ve yargıçların insaf ve inisiyatifine bırakmış görünmektedir.

Kabul edilemez
Cumhuriyet savcılarına, kendilerine intikal eden konularda şüpheliye karşı seri muhakeme usulünü uygulama yetkisi tanınıyor. Biraz daha ileri gidilerek seri muhakeme uygulanmasına olanak verilen suçlarda savcılar için yargıç gibi hüküm verme yetkisi getiriliyor. Savcılar yeni düzenlemeye göre hükmün açıklanmasının ertelenmesi (HGB) kararı verebilecekler, hatta alternatif yaptırımlar uygulayabilecekler.
Bu husus ilk bakışta bir yenilik gibi gelse de savcılara böyle bir yetki verilmesi, hatta Amerika yargı sistemindeki gibi bu suçlarla ilgili sanık ve avukatı ile pazarlık yapılmasının önünün açılması, bana CMK sistemi içinde oldukça yadırgatıcı geldi. CMK, tez, antitez ve sentez üçlemesi üzerine kurulmuş bir yargılama sürecidir.
Savcı belli suçlarda yargıç gibi karar verebilecek!.. Yani belli suçlarda CMK’nin temeli “tez, antitez ve sentez” üçlemesi bozulmuş olacak.
Bütün bunların yanında, savcıya temel cezadan yarı oranında indirim uygulama suretiyle yaptırımı belirleme yetkisinin tanınması yargıç ve savcı tanımlarını değiştirecek ki bunu kabul etme olanağı bulunmamaktadır.
Sanki biraz daha Amerikalılaştırılmak isteniyoruz gibi...    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları