Olaylar Ve Görüşler

Tonguç'un Enstitü Müdürleri - Erdal ATICI

23 Haziran 2021 Çarşamba

23 Haziran 1960’ta yitirdiğimiz İsmail Hakkı Tonguç eğitim yöneticiliğinin her aşamasında ortaklaşa yönetim anlayışını benimsemiştir. Tonguç’un dava arkadaşları da olan enstitü müdürleri, öğretmenler, öğrenciler çağdaş eğitim davasına yürekten inanmış, cehalete savaş açmış ve başarılı olmuşlardır. Günümüzün eğitim yöneticilerinin, Tonguç ve müdürlerinin hangi tarihi koşullara direnerek sorunları nasıl çözdüklerini, nasıl başardıklarını bilmelerinde yarar vardır.

Çifteler Köy Enstitüsü’nde eğitim başı olarak görev yapan Nazif Evren, Tonguç’un o kahraman müdürlerden biridir. Bir gün Tonguç onu genel müdürlüğe çağırır. Evren, bakanlığa vardığında mesai bitmiş, çalışanlar çoktan evlerine gitmiştir. Tonguç makamında çalışmaktadır. Sandalye çeker, Nazif Hoca’yı yanına oturtur. Çekmecesinden bir zarf çıkarır, Evren’e verir. Zarfın içinde yeni kurulacak olan Dicle Köy Enstitüsü’nün yerleşim ve bina planları vardır:

Onları açıp bana bilgi verdi. Sonra çekmecenin öteki gözünü çekti içinden üç kutu ampul kinin, bir kutu atebrin çıkardı, önüme koydu. Savaş yıllarıydı. Bunlar eczanelerde bulunmuyordu. Bana enjektörüm olup olmadığını, kullanıp kullanmadığımı sordu. Enjektörüm vardı, kullanmasını biliyordum. Çifteler Köy Enstitüsü’nde askeri doktorlar nöbetle görev yaptıkları sırada onlara yardım etmiş, enjektör kullanmasını öğrenmiştim. Hazırladıklarını büyük bir zarfa koyup verdi ve sonra bana ‘Sana şimdilik 50.000 TL’lik bir ödenek gönderiyorum. İlerde gerekirse bir miktar daha yollarız. 15 günde işler hakkında bana durumu bildir. Başarılar dilerim’ deyip beni uğurladı.” (*)

Yokluk, sıkıntı ve sorunlarla kahramanca savaşıyordu

Enstitü yapılacak yer, Diyarbakır’ın Ergani ilçesi istasyonuna 700 metre uzaklıkta, 850 dekarlık bir tarlaydı. Nazif Evren buraya müdür olarak gidecek, koca bir tarlaya planlanan binaları ekiplerle birlikte yapacak, öğrenci kaydedecek, onları çadırlara yerleştirecek, çalışan insanların karnını doyuracak, dinlenmelerini sağlayacaktı. Tüm bunları yaparken Evren’in elinde, bir çift öküz, iki at ve hem at hem öküz koşulabilen bir tatar arabası olacaktı. Yalnızca Nazif Evren değil, enstitülerde çalışan tüm müdür ve öğretmenler, bu yokluk, sıkıntı ve sorunlarla kahramanca savaşıyordu. Enstitü müdürleri tarafından Tonguç’a yazılan mektuplar, müdürlerin yaşadığı sıkıntıları anlatıyordu. (**)

Ortaklar Köy Enstitüsü Müdürü Hayri Çakaloz, Çifteler Köy Öğretmen Okulu Müdürü Rauf İnan, Aksu Köy Enstitüsü Müdürü Talat Ersoy, Düziçi Köy Enstitüsü Müdürü Lütfi Dağlar, Arifiye Köy Enstitüsü Müdürü Süleyman Edip Balkır kahraman eğitimcilerimizden birkaçıydı.

GÖREVDEN ALINMASI

Enstitülerdeki öğrencilerin sağlığını korumak, müdürlerin temel görevleri arasındaydı. Enstitülerde revir vardı. Ancak her enstitüde doktor yoktu. Tüm Anadolu gibi enstitüler de salgın hastalıklarla mücadele ediyordu. 1946 Seçimleri sonucunda kurulan hükümette, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’e yer verilmedi. Yeni Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer, köy enstitülerine karşıydı. Tonguç’u, 21 Eylül 1946’da görevden aldı. Aynı gün Tonguç, enstitü müdürlerine mektup yazdı. Göreve aynı kararlılıkla devam etmelerini istedi.

İlerleyen günlerde Sirer enstitülere savaş açtı. Görevlerini yapan müdürler, yöneticilerin baskısıyla bunaldılar. Çoğu istifa etti. Tonguç’un fikirlerini uygulayan kahramanların yerine, gerici, ırkçı, enstitü düşmanı müdürler atandı. Yıkım, müdürlerin görevden alınması ya da ayrılmasıyla başlamıştı…

ERDAL ATICI

KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI BAŞKANI 

(*) Nazif Evren, Köy Enstitüleri Neydi, Ne Değildi, Güldikeni Yayınları, 1998, s.175.

(**) Tonguç’a Mektuplarla Köy Enstitüleri Yılları, haz. Mustafa Aydoğan, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yayınları, 2007.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları