Olaylar Ve Görüşler

Siyaseti Yönlendirmek İsteyenler - Onur ÖYMEN

21 Mayıs 2021 Cuma

Son yıllardaki gelişmeler, büyük devletlerin kendi iradelerini bütün ülkelere kabul ettirmek için gösterdikleri çabaları yoğunlaştırdıklarını gösteriyor. Onların hedefi sadece hükümetlerin değil, o ülkelerdeki siyasi partilerin de kendi beklentilerine hizmet edecek politikalar izlemeleridir.

17 Şubat 2018’de, New York Times’ta, ABD istihbarat kuruluşlarında çalışmış uzmanlarla bir söyleşi yayımlandı. Söyleşide uzmanlara Rusya’nın ABD seçimlerini etkilemek için çaba gösterip göstermediği soruldu. Yanıtlar ilginçti. Uzmanlar, kendilerindeki bilgilere göre Rusya’nın 1946’dan sonra 36 ülkede seçimleri veya darbeleri etkilemek için çabaladığını ancak ABD’nin aynı amaçla 81 ülkede siyasi gelişmeleri yönlendirdiğini açıkladılar.

Somut örnekler de verdiler. 1950’lerde İran’da ve Guatemala’da hükümetleri nasıl devirdiklerini, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da, 1973’te Şili’de kendi destekledikleri adayların kazanması için neler yaptıklarını anlattılar.

YAŞANMIŞ ÖRNEKLER

NATO’nun eski başkomutanlarından ABD’li General Westley Clark, Kaliforniya’daki Commonwealth Club’da yaptığı, internette de yayımlanan konuşmasında, 11 Eylül 2001’de New York’ta ikiz kulelere yapılan terör saldırılarından sonra, Pentagon’daki general arkadaşlarının kendisine, beş yıl içinde Ortadoğu’daki yedi hükümeti değiştirmek için talimat aldıklarını söylediklerini nakletmişti. ABD’nin eski dışişleri bakanlarından Condoleezza Rice da, 2016’da yaptığı konuşmada ABD öncülüğünde yeni bir Ortadoğu yaratmak istediklerini açıklamıştı.

Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanmış örnekler de var. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japonya meclisinde milletvekillerinin üçte birine sahip olan, iki kez başbakanlık yapan ve ülke siyasetini etkileyen Sosyalist Parti, bazı iç ve dış etkilerin sonucu kendi içinde defalarca bölünmüştü. Sonra da kendini feshetmişti. Yerine kurulan Sosyal Demokrat Parti, sadece dört milletvekiline sahip bir tabela partisi haline geldi. O dönemde kurulan Liberal Parti ise uzun yıllardan beri Japonya’nın siyasetini yönlendiriyor.

TÜRKİYE’DE YAPILANLAR NELER?

Türkiye’de de iç politikayı etkilemeye çalışan dış unsurlarla ilgili bilgiler ve iddialar kamuoyuna yansıdı. Buna ilişkin örneklerden, siyasi anılarımı içeren “Baskılara Direnirken” adlı kitabımda söz etmiştim. (Remzi Kitabevi, s. 409-410)

Joe Biden’ın başkan adayı olduğu sırada, New York Times’ın 19 Ocak 2020 tarihli sayısında yayımlanan mülakatında Türkiye’yle ilgili söyledikleri de bu örneklerden birini oluşturuyor. O mülakatında Biden, Türkiye’de iktidardan şikâyetlerini dile getirdikten sonra, darbe yoluyla değil, seçim yoluyla iktidarın değişmesi gerektiğini, muhalefetin iktidar yapılması için çaba göstereceğini söylüyor. Bu ifadelere Türkiye’den tepkiler geldi. Bu tepkiler daha kuvvetli olabilirdi.

RAHATSIZLIĞIN KAYNAĞI İDEOLOJİK

Atatürk’ün yaptığı ve amacı her alanda tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti kurmak olan devrimler, bugün bile bazı yabancı ülkelerde rahatsızlık yaratıyor. Bunun örneklerini merak edenler CIA’nın eski Türkiye sorumlularından Graham Fuller’in yazdığı “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” başlıklı kitabı okuyabilirler.

Milletvekili olduğum yıllarda yaptığımız dış temaslarda, üst düzeydeki bazı yabancı siyasetçilerin Siz Kemalizm’den vazgeçmeden AB üyesi olamazsınız”, Devlet dairelerinizde niçin Atatürk’ün resmi var?” yolundaki sözleri, Atatürk’ün ortaya koyduğu ilkelerden ne kadar rahatsızlık duyduklarını gösteriyordu. O yıllarda yurtdışında CHP’ye yönelik bazı eleştirilerin esas olarak partinin ideolojisinden, ülkemizin çıkarları doğrultusunda savunduğu görüşlerden kaynaklandığını görmüştük.

Bugün bile yurtiçindeki ve yurtdışındaki bazı çevrelerin CHP’deki ulusalcılar” yaftasını kullanarak her vesileyle Atatürk döneminde izlenen politikaları ve dile getirilen görüşleri savunanları suçlamaya çalıştıkları görülüyor. Oysa onların ulusalcı dedikleri insanlar, Atatürk ilkelerini güçlü biçimde savunanlardır. Onların savundukları görüşler, CHP’nin bugün de yürürlükte olan programının esaslarını oluşturur. Bu ilkelerden biri de anayasamızın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri arasında yer alan Atatürk milliyetçiliği” ilkesidir. CHP’yi köklerinden, ideolojik temellerinden uzaklaştırmak isteyenler işte bu ideolojik temellerden rahatsızlık duyanlardır.

UNUTULMAMASI GEREKEN GERÇEK

CHP’ye üye olan herkesin, Atatürk’ün temellerini attığı ve altı okla simgelenen parti ilkelerini benimsemesi beklenir. Kuşkusuz, dünyada çağdaşlığa açık bütün partiler gibi CHP de eleştiriye, yeniliklere açıktır. Atatürk’ün “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak” hedefi de yeniliklere açık bir yaklaşımın ifadesidir. Ancak bu, partiyi temellerinden uzaklaştırmak isteyenlere fırsat vermek anlamına gelmez.

CHP’yi yörüngesinden çıkarmak isteyen iç ve dış çevrelerin izledikleri yöntemler arasında kamuoyunu etkilemeye yönelik etkinlikler önemli yer tutar. Bu nedenle CHP’yi kamuoyuna tanıtmak için yapılan çalışmaları yürütenlerin, partinin kuruluşundan beri savunduğu temel ilkeleri göz önünde bulundurmaları gerekir. Unutulmamalıdır ki halkımızın büyük çoğunluğu Atatürk’ün düşüncelerini, hedeflerini özümser, eserlerine sahip çıkar.

ONUR ÖYMEN

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları