Olaylar Ve Görüşler

Rüştü Onur 100 Yaşında - İbrahim TIĞ

04 Ağustos 2020 Salı

Bir şair yaşamıştı Zonguldak’ta

Adı üştü Onur’du

Bilseydi hatırlanacağını

Ölümünden sonra

Memnun olurdu.

Behçet Necatigil

 

Garip Akımının öncülerinden Orhan Veli, Son yıllarda Zonguldak üç büyük yetenek yetiştirdi: Biri Rüştü Onur, biri Kemal Uluser, biri de Muzaffer Tayyip. Bu ne biçim keder! Üçü de arka arkaya öldüler” diye tanımladığı Zonguldaklı şairler, Rüştü Onur 22, Muzaffer Tayyip Uslu 24 ve Kemal Uluser de 29 yaşında yaşama veda etti. Bugün 3 Ağustos, Devrekli şair Rüştü Onur’un doğumunun 100. yıldönümü.

PEKİ, KİMDİR RÜŞTÜ ONUR?

Rüştü Onur, 3 Ağustos 1920 tarihinde Devrek’te doğdu. İlköğrenimini burada, ortaöğrenimini de Zonguldak’ta tamamladıktan sonra Kastamonu’da başladığı lise öğrenimine Zonguldak’ta devam etti.

Zonguldak Çelikel Lisesi 2. sınıfında iken hastalığının (verem) artması nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. Ereğli Kömür İşletmeleri’nde (EKİ) Maliye Varidat (Gelirler) Memur Muavini olarak çalışmaya başladı. Hastalığı şiddetlenince, önce üç ay Zonguldak’ta, sonra da Heybeliada Senatoryumu’nda tedavi gördü.

İstanbul’dan Zonguldak’a dönerken Anafarta Vapuru’nda, annesi Ünyeli, babası ise Bitlis Şerefhanoğulları sülalesinden olan Mediha Sessiz adlı bir kızla tanıştı. Bu tanışma, iki gencin hayatını değiştirdi. Rüştü Onur biraz iyileşince, Zonguldak’taki memuriyet görevine döndü. Onur, yolculuk sırasında âşık olduğu Mediha’yı unutmadı ve genç kadınla yazışmaya başladı.

MEDİHA’YLA 18 GÜN EVLİ KALDI

Rüştü Onur ile Mediha 7 Ağustos 1942 tarihinde Zonguldak’ta dayısının evinde nişanlandı. 15 Ekim 1942 tarihinde Beşiktaş Evlendirme Dairesi’nde nikâhları kıyıldı ve Medihaların Beşiktaş’taki evlerine yerleşti.

Evliliklerinin 18. gününde Mediha karın zarı iltihabından öldü (2 Kasım 1942). Onun ölümünden çok etkilenen Rüştü de ondan tam bir ay sonra 2 Aralık 1942 tarihinde ciğerlerinden gelen kanla boğularak yaşama veda etti.

İki sevdalı, İstanbul Ortaköy Mezarlığı’nda Boğaz’ın lacivert sularına bakan” bir sırtta yan yana yatmaktadır.

EDEBİYAT TARİHİMİZDE YERİNİ ALDI

Rüştü Onur, kısacık ömrüne az sayıdaki ama kendine özgü tekniği ve üslubu olan şiirleri sığdırmış, Garip Akımı”nın önemli temsilcilerinden biri olarak edebiyat tarihimizde yerini aldı. İlk hamurunu Zonguldak’ta edebiyat öğretmenliği yapan, dostu Behçet Necatigil’in yoğurduğu Onur, yakın arkadaşları Muzaffer Tayyip Uslu ve Kemal Uluser’le Zonguldak ve edebiyat dünyasının simgesi haline geldi.

Yeni İnsanlık, Varlık, Ses, Bağ, Servet-i Fünun, Ocak, Kara Elmas, Yeni Zonguldak, Gündüz ve Değirmen adlı dergilerde, şiir, hikâye ve denemeleri yayımlanan Rüştü Onur, dönemin önemli edebiyatçıları, Abdülbaki Gölpınarlı, Oktay Rifat, Necati Cumalı, Salâh Birsel, Oktay Akbal, Müfide Güzin Anadol ve İbrahim Behçet Kalaycı ile arkadaşlıklar kurdu.

Onur’un şiirlerinde yaşam ile ölüm hep bir bütün teşkil eder. Zonguldak’ın saçak altındaki maden işçileri, çocukları, kenar mahalle insanları, kuşları ve denizi yakından ilgilendirip hüzünlendirmiştir şairi. Bu tutum da onun edebiyatımızda haklı yerini almasını sağlamıştır.

KELEBEĞİN RÜYASI

Ünlü oyuncu-yönetmen Yılmaz Erdoğan, Rüştü Onur ile Muzaffer Tayyip Uslu’nun yaşamlarını anlattığı “Kelebeğin Rüyası” filmiyle Türk sinema tarihinde ilk kez bir şairin yaşamını anlatmış oldu. Kelebeğin Rüyası Zonguldak’ın genç yaşta kaybettiği iki önemli şairinin geniş kitlelerce tanınmasını sağladı. Hatta bu filmin Türkiye’nin Oscar adayı olması da ayrı bir heyecan yaratmıştı.

ŞEHİR DERGİSİ ONUN VASİYETİ

Onur, 12 Eylül 1940’ta Necati Cumalı’ya yazdığı mektubunda, Ey benim mektuplariyle huzur bulduğum ve avunduğum kardeşim. Şehir’de buluşacağız. Her ne pahasına olursa olsun Şehir çıkacak... Şehir okuyucu kitlesinin karşısına yeni bir atmosferle çıkacak” diyordu. Ömrü yetmediği için bu dergiyi çıkaramadı. Onun bu isteğini kendilerine bir vasiyet kabul eden şair ve yazarlar, İbrahim Tığ, Fahrettin Koyuncu ve Orhan Tüleylioğlu “Şehir”i çıkarmaya başladı. (Aralık 2004) Zonguldak’ın tek edebiyat dergisi olan Şehir, bugün 142. sayısına ulaştı. Şiirin merkezde olduğu bir şiir dergisi anlayışıyla, bir derya olan Türk şiirine katkıda bulunmaya çalışıyor.

Rüştü Onur’u doğumunun 100. yıldönümünde saygıyla anıyor yazımı onun az bilinen bir şiiriyle noktalıyorum:

"DÜN AKŞAMÜSTÜ

Sana medar kuşlarının ağzından

Şarkılar getireceğim.

Ve beyaz yelkenlerde

Yalnız balıkçı şiirleri.

Ben senin için ne şarkılar bilirim.

Ve masallarda gördüğüm memleketler

Bir kanat yumuşaklığıyla deniz

Balerin kızların esmer baldırlarında oynar.

Saçları yosun kokan balıkçı çocukları

Bana yalnız seni hatırlatır.

 

Ve rüyalarımda onlar gelir

Avuçlarında portakal, dudaklarında ıtır.

İki göm Salâh, Necati gitti demek.

İyi dost.

Dün akşamüstü onu gördüm

Omzunda ceketi Ve yanında Esmer balıkçı çocukları."

İBRAHİM TIĞ

DEVREK RÜŞTÜ ONUR SANAT VE KÜLTÜR DERNEĞİ (ROSAK) BAŞKANI




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları