Olaylar Ve Görüşler

Ölüm çözüm değildir!

12 Nisan 2016 Salı

Hep bir klişe laftır söylenip gidiliyor: “Halkı teröristlerden ayıracağız ve son terörist kalmayıncaya kadar hepsinin kökünü kazıyacağız” diye. Peki, bunun manası ne? “Dağa çıkan insanları, analarından, babalarından ve ailelerinden ayıracağız, sonra da yok edeceğiz” demek mi?

 

Peki, anne babalar, hala teyzeler, dayı yeğenler, (yaptıklarını onaylamasalar bile) evlatlarından, yakınlarından nasıl ayrılacak? Her halde fiziki ayrılık değil kastedilen. Daha çok siyasi, sosyal, ideolojik ve manevi açısından, idiealler açısından ayırmaktan bahsediliyor.

Ana evladından ayrılır mı?
Bu mümkün ve gerçekçi mi? Varsayalım ki, bir kadının oğlu devlet tarafından terörist diye yok edildi. Annesi, babası, yakınları “Oh ne güzel oldu, devletim beni teröristten kurtardı, ben devletimin yanındayım mı” diyecek? Böyle varsayanlar, hiç mi sosyoloji, psikoloji, antropoloji bilmiyorlar. Böyle bir yol ile yol alınabilinir mi?
Uzunca bir dönemdir yetkililer soruna böyle yaklaşıyor, ama sonuç değişmiyor. Bir meseleyi defalarca aynı yöntemle çözmeye çalışıp sonuç alamıyorsan bir yanlışın içindesin demek. O zaman ya bakış açını ya da sorunun bağlamını değiştirmelisin. Aksi takdirde sonuç alamazsın. Nitekim yakın tarihi baz alırsak 40- 50 yıldır bu yöntemle sonuç alınamadığı ortada. Hatta işin evveliyatına bakarsak uzak bir tarihten beri bu böyle. Böyle devam ederse alınamaz da.

Neden?
Çünkü sebepler sürdüğü müddetçe aynı yöntemler aynı sonuçları doğuracaktır. Yönetenler de sorumluluk üstlenip meseleye kalıcı çözüm bulmak yerine “halkımızla teröristleri birbirinden ayırcağız” gibi klişe laflarla milleti avutuyor ve uyutuyorlar. Nitekim bu klişeler ve bu teorilerle 40- 50 yıldır bir yere varılmadığı ortada. O halde bu durumu sorgulamak gerekmez mi? Ama bir korku imparatorluğu oluşturulduğu için insanlar gerçekleri yazıp-konuşmaktan dahi çekiniyor.
Yani çok ölüm az çözüm demek, hatta çözümsüzlük demek. O yüzden ölümler üzerinden sonuç alacağını düşünmek beyhude bir çabadır, hatta gelecekteki çözümü de esir almaktır. Nitekim
1. Hemen her gün medyadan ilan ediliyor “Bugün 15 terörist etkisiz hale getirildi” yani öldürüldü, deniyor. Peki, soralım, “Öldürülen ve terörist denilen bu insanların bir annesi, bir babası, bir kardeşi, teyzesi, halası yok mu? Hiç kimse ağaç kavuğundan çıkmadığına göre mutlaka vardır. Peki varsa onları, öldürülen yakınlarından nasıl ayıracaksınız? Yoksa o yaşlı anne, babayı, dayı, hala ve teyzeyi de terörist mi sayacağız?
2. Onları öldürmekle “düşmanları ortadan kaldırdığını” sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tam tersine ölümler düşman çoğaltır. Öldürmeden önce yalnızca “terörist denen kişi düşmanken öldürüldükten sonra aile efradı da düşmanlaştırılıyor.” O halde ne kadar çok öldürme olursa o kadar hatta daha çok düşman yaratılmış oluyor. Bu da çözümü daha da zorlaştırıyor.

Dağa giden yolu kaldırmak
3. Her gün sayıları yükselterek “şu kadar terörist öldürdük” denerek, böylece “kökünü kazıyacağız” mı denmek isteniyor?
4. Oysa on kişi öldürüldüğünde ertesi gün, ertesi ay yüz kişi dağa çıkıyor. Böylece öldürme kökünü kazıma bir yana daha da kazınmayacak hale geliyor.
5. Hatırlayın, eski Genel kurmay Başkanı İlker Başbuğ’u, “örgütü fiziken beş kez bitirdiklerini” söylemişti. Ne oldu? Bugün sıfır noktasında olması gerekirdi, ama değil. Demek ki ölmek/öldürmek çözüm değil.
6. Üstelik ölmek/öldürmek her iki tarafı birbirine karşı daha da biliyor, düşmanlaştırılıyor, var olan bağları da kopartıyor. Öldürmek ötekileştiriyor, kutuplaştırıyor, ayrıştırmayı daha da derinleştiriyor.
7. Bugüne değin her iki taraftan 50 bin insanımız öldü. Bir elli bin daha mı ölsün isteniyor? Yazık günah değil mi bu ülkenin yoksul çocuklarına? Yeter artık durdurun şu ölümleri.

Sonuç
Öldürmeyi bir çözüm olarak sunanlar aslında bilerek ya da bilmeyerek çözümü öldürüyorlar. Sadece bugünün çözümünü değil gelecekte olası çözümü de öldürüyor, yok ediyorlar. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç beklemek delilerin işidir, diyor ünlü fizikçi Einstein. Kimseye yararı olmayan delice şeyleri çözüm diye sunmak aslında kandırmacadan başka bir şey değil.
O halde klişe lafları bir kenara bırakıp akıllı şeyler söylemek ve akıllı işler yapmak zamanıdır. Hem de daha fazla kan kaybetmeden, daha fazla can kaybetmeden bir an önce yapmak lazım.  

PROF. DR. AHMET ÖZER
Toros Üniversitesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları