Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nepotizm mi, Liyakat mi? - Prof. Dr. Yakut IRMAK ÖZDEN
Latincede “yeğen” anlamına gelen “nepot” sözcüğünden türetilen “nepotizm”,
bildiğim kadarıyla geçmişte
ilk kez Rönesans döneminde Papa ve piskoposların -katolik din adamları uymak zorunda
oldukları evlenme yasağının sonucu olarak çocuk sahibi olamadıklarından en yakın akrabaları olan- yeğenlerini önemli konumlara yerleştirmelerini
nitelemek üzere kullanılan bir sözcük.
Okurlarımızın çoğunun bildiği
gibi “nepotizm” Türkçemize “yakınlarını kayırma” anlamında “dayıcılık” ya da “yeğencilik”
biçiminde çevriliyor. Görüldüğü gibi bütünüyle öznel tercihlerin ürünü olan nepotizmin,
tüm görevlendirmelerde nesnel
değerlendirmelere ağırlık veren “liyakat”
ölçütünün tam zıddı olduğu söylenebilir.
NEPOTİZM VE GÜVEN KAYBI
Son yıllarda ülkemizde gün geçmiyor ki
medyada hiçbir bakımdan
liyakat ölçütüne uymayan görevlendirme ve atama haberleri yer
almasın. Çoğumuz bunların hukuka ve ülkemizin çıkarlarına ters düştüğünü, belli
grupların çıkarlarını gözeten
bir kadrolaşma olarak görüyoruz.
Bu görüşe katılan kimi
siyaset bilimcileri, yakınlarını kayırmanın yaygınlaşmasını bir diğer
sosyopolitik dinamikle de ilişkilendirmekteler. Bu bakış açısına göre, iktidarı elinde tutan kişiler
tabanlarıyla ilişkilerinde güven kaybına uğradıkça liyakat kavramından o ölçüde uzaklaşıp yakınlarını kayırıcı davranışlarını artırmaktadır.
LİYAKAT VE DEVLET ADAMLIĞI
Sanırım yaşı kırkın
altında olan insanlarımızın görüşleri sorulsa bu gençlerimizin
çoğu “devlet adamı” ile “siyasetçi” arasındaki farkları pek açıklayamayacaklardır. Bu durumu doğal
saymamız gerektiğini düşünüyorum; zira bu insanlarımızın çoğunun, kendi çıkarlarından hatta
kendisini iktidara taşıyan grubun çıkarlarından çok önce ülkesinin gereksinim ve çıkarlarını düşünen “devlet adamı” örneğini pek tanıma fırsatı olmamıştır.
Gerçekten de bir devlet adamından
yaptığı tüm işlerde, atama, görevlendirme
ve yetkilendirmelerde kendine bağımlı yakın çevresini gözetmesi
değil, liyakat ölçütüne göre davranması beklenir. Bu, bir devlet adamının uyması gereken etik
kurallar arasında önde
gelenlerden biridir. Bu bağlamda, her zaman rahmetle andığımız değerli Milli Eğitim
Bakanımız Hasan Âli Yücel’in -çoğumuzun sosyal medyada dolaşan
anekdot sayesinde bildiğimiz- öz
oğlu Can Yücel’i, bırakın kayırmayı, kendisine hak ettiği önceliği bile verdirtmeyen ödünsüz davranışını saygıyla anmak isterim.
ÖZEL BİR ANI
Rahmetli babam Sadi Irmak’ın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk
tarafından Senato’dan sonra Başbakanlığa atanarak bu görevi yaptığı 1974-75 döneminde yaşadığımız -ve daha önce hiçbir
yerde yayımlanmamış- bir olayın anısını değerli okurlarımla paylaşmak
istiyorum. Babamın başbakanlığı sırasında bir akşam kendisine Ankara Devlet
Operası’nda sahnelenen bir Mozart operasının galasında eşlik etmiştim. Bir gala akşamı olduğundan salonda çok sayıda gazeteci ve
kordiplomatik mensubu vardı. O akşam
antrakt sırasında birçok
kişiyle Türkçe ve yabancı
dilde söyleşme fırsatı bulmuştum.
Ertesi gün
Cumhuriyet’teki köşe yazısını bu gala gecesine ayırmış olan değerli gazeteci
Müşerref Hekimoğlu antraktta yapılan söyleşilere değinirken şöyle bir görüşe yer vermişti: “Sadi Hoca keşke kızını kültür
bakanı yapsaydı...” Bu yazıyı okuyan -ve elbette bir taraftan kızıyla övünmekten mutluluk duyan- babamın
tepkisini hiç unutmuyorum: “Daha
neler! Hiç bir başbakan kendi kızını bakan yapar mı! Olacak şey değil!”
PROF. DR. YAKUT IRMAK ÖZDEN
ATATÜRK KÜLTÜR VAKFI BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'İsrail'e petrol sevkıyatı' gerilimi!