Olaylar Ve Görüşler

NATO ve dünya barışı - Tunçer KILINÇ

07 Haziran 2022 Salı

ABD 2001’de ikiz kulelere ve Pentagon’a yapılan terör saldırıları sonrası, Afganistan’a müdahale etti. Sonra da başarısız oldu. Çıkmak zorunda kaldı. Onuru ve itibarı zedelendi. 

Diğer taraftan Uzakdoğu’da Çin ve Hindistan’ın teknoloji ve ekonomide giderek artan başarıları ve bu ülkelerin Rusya’yla iyi ilişkilere sahip olmaları ABD’yi tedirgin etmektedir. Ayrıca tüm dünyayı sömürmede kullandığı neoliberal ekonominin, pandemi döneminde dünya çapında sosyal adaletsizliklerin nedeni olduğu ortaya çıktıktan sonra, bu sömürü unsurunu da kaybedeceği endişesi içindedir. Bu nedenle emperyalist despotluğunu sürdürebilmesi zorlaşmaktadır. Bunun telaşı içinde bir çıkış yolu aramaktadır.

Varşova Paktı’nın dağılması sonucu varlık nedeni kalmamasına karşın ABD, kendi emperyal çıkarları için NATO’nun daha da güçlenmesine çalışmaktadır. 15 Avrupa ülkesini NATO’ya katmıştır. Böylece Rusya’yı, yakından kontrol etmeyi amaçlamaktadır. Ukrayna’yı NATO’ya alma girişimiyle, Rusya’yı tahrik ederek savaşa sebep olduğu yetmezmiş gibi, şimdi de dünyanın huzur ve refah örneği, tarafsız ülkeleri İsveç ve Finlandiya’yı NATO’ya almaya çalışmaktadır. 

SAVUNMADAN FAZLASI

Böylece Rusya’yı daha fazla tedirgin ederek bölge barışını tehlikeye atmaktadır. Bu ülkeleri Rusya’ya karşı yem gibi kullanarak yeni bir dünya savaşının gerekçesini oluşturmayı hedeflemektedir. Japonya ve Avustralya’yı da yanına alarak Çin ve Hindistan’ı yakından kontrol altına almaya, özellikle Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne ve Hint Okyanusu trafiğine engel olmaya çabalamaktadır. 

Sonuçta ABD, her iki cenahta da yeni bir dünya savaşı hazırlığında olduğu görünümü sergilemektedir. Bu girişimlerdeki temel dayanağı NATO güçleridir. NATO artık bir savunma örgütünden ziyade, ABD saldırganlığının temel taarruz gücüdür. Geniş çaplı bir savaşı göze aldığında, bu gücün özellikle siyasi etkinliği onu cezp etmektedir. 

BAŞKA BİR YAPI KURULMALI 

ABD’yi, hazırlıklarını yaptığı bir dünya savaşından caydırmanın, insanlığı büyük bir yıkımdan korumanın başlıca çaresi, ABD’nin elinden NATO gücünü almaktır. Bu itibarla AB üyesi devletlerin ve Türkiye’nin vakit geçirmeden NATO’dan ayrılmalarında, AB çatısı altında bir savunma gücü oluşturmalarında büyük yarar vardır. Türkiye; jeopolitik konumuyla, deneyimli ve güçlü ordusuyla böyle bir oluşuma büyük katkı sağlar. 

Nitekim son günlerde ABD’nin önceki başkanı Trump, “Batı Avrupa’yı daha fazla koruyamayacağız” yollu bir beyanda bulunmuştur. ABD Başkanı Biden, son iki yıldır 1915 tehcirini “soykırım” olarak nitelemektedir. Suriye’nin kuzeyindeki PKK-PYD terör unsurlarına ABD destek vermektedir. Türkiye’yi F-35 savaş uçağı projesinden çıkaran ABD, FETÖ başını korumakta, Yunanistan’la, Trakya’daki sınırımızın yakınında güçlü bir askeri üs oluşturmaktadır. Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinde Yunanistan’dan yana tavır almaktadır. 

NATO’dan ayrılarak ABD’nin yalnız bırakılması, Rusya, Çin ve Hindistan’ı rahatlatacağından, AB ve Türkiye bu ülkelerle devam eden iyi ilişkilerini daha da güçlendirebilirler. Bu durumda ne Ukrayna ne İsveç ne Finlandiya’nın, Rusya’ya karşı güvenlik endişesi kalır. Kendi çıkarı için dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyeceğinin işaretlerini veren ABD, ancak bu yolla caydırılabilir. Tüm devletlerin ortak katkıları ve yeniden örgütlenmesi şartıyla NATO, BM çatısı altında bir güç olarak dünya barışına büyük katkı sağlayabilir. 

TUNÇER KILINÇ

E.ORG., ESKİ MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları