Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nasıl bir CHP? - Dr. Ömer ATAGENÇ
CHP’nin “iktidar yolu” sloganıyla düzenlediği kurultay, partinin önümüzdeki süreçte neler yapılacağının da bir işareti olacaktır. Ancak kurultaydan ve iktidar olma yolundan ziyade CHP’nin mevcut durumuna dair yapılması gereken başka bir tartışmanın da güncelliğini kaybetmemesi gerekir.
CHP’nin iktidarı hedeflemesi ve mevcut siyasal duruma karşı bir alternatif sunması, elbette demokratik bir siyasal rejimin gereği, Cumhuriyetin tarihsel ve siyasal mirasını sahiplenen kitlelerin temel motivasyon kaynağıdır. Ancak CHP’nin nasıl iktidar olacağı sorusu kadar nasıl bir CHP’nin iktidar olacağının da öncelikle parti içinde önemli bir tartışma konusu haline gelmesi elzemdir. Zira partide “istikamet” sorunu, güncel siyasal gelişmeler nedeniyle sürekli olarak geri plana atılmakta, partinin tabanını oluşturan ve “kemik” olarak nitelendirilen seçmen kitlesinin siyasal konsantrasyonu yalnızca iktidar partisi üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Türkiye’de oy kazanma yarışının basit bir matematik hesaba doğru dönüşmesi ve seçim süreçlerinin sayılar ve istatistiklerle açıklanması, ilkesel bir siyasal rekabetin önünü tamamen tıkamaktadır. Siyasetin “gündelik” dili, ilkesel bir duruştan ve gelecek vizyonundan kopuk bir pragmatizmin kitlelere sirayet etmesine de neden olmaktadır. Tabanda siyasal polemiğin “ilkesel” niteliğine karşılık yönetim katlarına doğru tırmandıkça görülen “taktik” hesaplar, partinin ilkesel yöneliminin geleceğine dair bazı noktaları muğlak bırakmaktadır.
Siyasetin sahada farklı bir dille yapılmasının reel bir boyutu olduğunu teslim etmek gerekir. Ancak bir partinin siyasal ufkuna dair gündemler muğlak olduğu müddetçe seçmenine nasıl bir ülke vadettiği aynı oranda muğlak kalacaktır. CHP’nin, partinin tarihsel ve siyasal mirasını temsil edebilme gücü bu meselenin daha da netleşmesini sağlayacaktır.
TATMİN EDİCİ TAVIR ŞART
CHP’nin Kemalizmle ve Altı Ok ile kuracağı ilişkinin ilerleyen süreçte önemli olduğunu ifade etmek gerekir. Kitleler önünde, kürsülerde ve basın-yayın organlarında 1923’ün mirasına dair üretilen retorik ile güncel siyasetteki faaliyet arasındaki uyumsuzluk, tabanın iktidar partisi odaklı tehdit algısı sebebiyle sürekli olarak geri planda kalıyor. Ancak CHP’nin uzun vadeli planlarında, özellikle de iktidar olma planlarında Kemalizmin yerine dair daha tatmin edici bir söylem üretmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal’in makamına duyulan saygıyla ve Türk siyasetinin sayısal olarak alternatif üretememesi nedeniyle oluşan sessizlik partinin Kemalizm ile kurduğu ilişkide oluşan deformasyona da sessiz kalınmasını beraberinde getirmektedir.
KEMALİZME BAKIŞ NE OLACAK?
Cumhuriyetin kazanımlarının korunması gündeme geldiğinde “oy” kaygısıyla hareket eden ve parti dışındaki seçmeni küstürmemek konusunda oldukça hassas olan yönetim katı, partinin esas seçmen kitlesini oluşturan Kemalist tabanın hassasiyetlerini dikkate alma konusunda esnek davranmaktadır. “Kemik oy” fikrinin yarattığı özgüven, mevcut taktik hesaplarda parti dışı seçmenin daha ağırlıklı bir rol oynamasını sağlamaktadır.
Türk milletinin bütününe hitap edebilmek elbette CHP gibi kurucu bir parti ve ideolojinin temsilcisi açısından kritik önemdedir. Ancak parti dışı seçmenlere yönelik kurulan dile bakıldığı zaman miras ile oy kaygısı arasındaki dengenin sürekli olarak oy kaygısı lehine bozulduğu görülmektedir. Bu bozulma ise kendi siyasal ideolojisi ve tarihsel mirası üzerinden parti dışı seçmeni ikna etme konusunda partinin gerekli başarıyı gösteremediği de ortadadır.
“Yenilenme” fikri Altı Ok’un “Devrimcilik” ilkesinin gereğidir. Ancak bugün CHP’nin “yenilenme” fikrinde Kemalizm ekseninde bir güncelleme mi yapılacağı yoksa Kemalizmin tarihsel mirasına “teşekkür edilip” tarih sahnesindeki yerine konularak farklı fikirlerle ikame mi edileceği belirgin değildir. Partinin tabanına ve yönetim katına ayrı ayrı bakıldığında bu soruya her iki cevabın verilmesi de mümkündür. Parti içi tasfiyelerde ilk sıraları “ulusalcı” kanattaki üyelerin alması ve Kemalizmle doğrudan kurulamayan eleştirel diyaloğun defaatle “ulusalcılık” üzerinden sağlanması da göz ardı edilmemesi gereken bir gerçekliktir.
MUĞLAKLIĞI NETLİK GİDERİR
CHP iktidar olabilir, evet. Ancak olduğunda partinin tarihsel ve siyasal mirasıyla ne ölçüde barışık olacağını şimdiden kestirmek mümkün değildir. Kemalizmin utangaç bir savunusunun devamının verdiği tek mesaj Kemalizmin güncel gerçeklere uyum sağlayamaması ve tarihteki yerini almasına dair iddianın daha kuvvetli olduğudur.
Ulus-devlet tartışmalarından Kürt sorununa, neo-liberal tahribattan laikliğe kadar pek çok kritik gündemde partinin geleceğe dair vizyonunu ve bu vizyon içinde Kemalizmin ve Altı Ok’un nerede duracağını net bir şekilde bilmenin seçmen açısından önemli bir muğlaklığı gidereceği ortadadır.
Dr. Ömer ATAGENÇ
Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Açıklayacağına söz verdiği 'gizli dosyalar' neler?
- CHP'den Oğuz Kaan Salıcı'ya sert yanıt