Olaylar Ve Görüşler

Modern Türkiye’nin aydınlanma projesi - Hamza Kie

30 Ekim 2024 Çarşamba

Cumhuriyetin temelleri, yalnızca siyasi bir dönüşüm değil, aynı zamanda toplumsal bir aydınlanma hareketiydi. Bu bağlamda Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gelişen Cumhuriyet ideali, bir milletin zihniyetini kökten değiştirme ve onu çağdaş dünyaya entegre etme hedefini güdüyordu. Atatürk’ün “muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak” ifadesi sadece bir teknik ilerlemeyi değil, aynı zamanda akılcılığı ve bilimsel düşünceyi merkeze alan bir toplumsal yapıyı işaret ediyordu. Bu, özellikle o dönemde geleneksel kalıpların ve dogmatik düşüncenin egemen olduğu bir toplumda radikal bir değişim anlamına geliyordu. 

Cumhuriyetin felsefi özü, akılcılıkla şekillenen toplumsal ve siyasal bir yapıyı hedefleyen bir dönüşümdü. Birey, dogmalardan arınmış bir akılla düşünme gücüne de erişecekti. Atatürk’ün laiklik ilkesine verdiği önem, toplumun modernleşme sürecini hızlandırırken toplumdaki sınıf, cinsiyet ve inanç temelli eşitsizlikleri de ortadan aldırmaya yönelikti. 

Ancak bu laik yapı, zaman içinde farklı siyasal eğilimlerin baskısıyla aşındırılmaya çalışıldı. Cumhuriyetin kuruluş felsefesine yönelik bu tehditlerin ve ideolojik çatışmaların yoğun olduğu bu dönemlerde Atatürk’ün hedeflediği çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma amacı, yerini iç politik çekişmelere ve iktidar hırslarına bırakma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu süreçte Cumhuriyet, siyasi ve kültürel savaş vermek zorunda kaldı. 

Bu noktada, Cumhuriyetin geleceğe uzanan aydınlık yolunun korunması, Atatürk’ün öngördüğü gibi akıl ve bilimle donanmış bir toplum yapısının tekrar inşa edilmesiyle olanaklı olacaktır. Cumhuriyetin felsefi temelini anlamak, onu toplumun iç dinamiklerini dönüştüren bir bilinç olarak görmeyi gerektirir.

ATATÜRK’ÜN MİRASINI SÜRDÜRMEK

Cumhuriyetin onu yaşatacak olan her kuşağın omuzlarında yükseldiği gerçeği, Atatürk’ün en temel öngörülerinden biridir. Bu nedenle Cumhuriyet, her bireyin içinde sorumluluğunu taşıdığı bir değer, bir gelecek mirasıdır. Cumhuriyetin idealleri toplumsal bir bilinçle korunur. Atatürk’ün mirasını sürdürmek, bireyin kendi geleceğine sahip çıkması, özgürlüklerini teminat altına alması ve hak ettiği aydınlık bir yaşamı talep etmesi anlamına gelir.

Bugün, idealleri geleceğe taşırken karşılaşılan en büyük tehlikelerden biri, demokratik değerlerin aşınması ve Cumhuriyetin temel ilkelerinin çarpıtılmasıdır. Bu durum, toplumsal hafızayı da erozyona uğratır. Fakat Atatürk’ün her zaman uyardığı gibi, gerçek anlamda bir Cumhuriyet toplumunu oluşturan bireylerin akıl ve bilimle donanmış bilinçli bireyler olması gerekmektedir. Yani Cumhuriyeti yaşatacak olan nesiller, yalnızca tarihsel bilgiyi korumakla değil, bu bilgiyi gelecek için bir eylem planına dönüştürmekle de yükümlüdürler.

Cumhuriyetin geleceği, bu temel ilkeleri sahiplenen bireylerle olanaklı olacaktır. Eğitim, burada kilit bir rol oynar. Çünkü yalnızca; geçmişini anlayan, akıl ve bilim ışığında eğitilmiş bir toplum, özgür iradeye sahip bireyler yetiştirebilir. Atatürk, Cumhuriyeti ilan ederken yalnızca bir siyasi yönetim sistemi değil, bireyin kendi yaşamını özgürce belirleyeceği bir ortam yaratma amacı güttü. Dolayısıyla, bu modern yönetim biçimi, bir ulusun bağımsızlığını sağlayan iradenin sürekliliği için yaşamsal bir zemindir.

Bugün, Cumhuriyetin üzerinde yükseldiği bu temel taşlara yönelik her tehdide karşı, her bireyin kendi içinde bir cumhuriyet kurma sorumluluğu vardır. Yani Atatürk’ün “muasır medeniyet seviyesine ulaşma” hedefi, bu hedefin geleceğe taşınması için sarf edilen gayretlerle anlam kazanır. Cumhuriyetin felsefesini, yalnızca bir tarihsel gerçek olarak değil, sürekli olarak inşa edilmesi gereken bir toplumsal proje olarak görmek gerekir.

Sonuç olarak Cumhuriyet bir “süreç”tir. Cumhuriyetin koruyucusu olan her birey, bu süreci kendi yaşamında içselleştirmek, demokratik değerleri yaşatmak ve bu değerleri gelecek kuşaklara aktarmakla görevlidir. Bugün, Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak; o mirası sürekli geliştirmek ve yenilemek demektir. Bunun en doğru yolu, bilimsel düşünceyi, akılcılığı ve çağdaşlığı savunmaya devam ederek Cumhuriyetin ışığını gelecek nesillere taşımaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları