Olaylar Ve Görüşler

Kütahya-Eskişehir Savaşlarına bakış - Doç. Dr. Hüner Tuncer

12 Temmuz 2024 Cuma

Yunanların büyük bir saldırıya hazırlandıkları 1921’in Temmuz ayında Ankara, yeni bir savaş için hazırlanmış değildi, hatta genel seferberlik bile ilan edememişti. Türk ordusu, İnönü-Kütahya-Döğer hattında dört grup halinde toplanmış bulunuyordu. Bundan başka, “Kocaeli Grubu” adı altında Geyve çevresinde bir kısım Türk kuvvetleri, Menderes dolaylarında da bir Türk tümeni vardı. Yunan ordusu ise Bursa’da bir, Uşak’ın doğusunda iki kolordusunu ve Menderes’te bir fırkasını bulunduruyordu. 

8 Temmuz 1921’de 3. Yunan Kolordusu yeniden taarruz için, Bursa bölgesinden ileri yürüyüşe geçmiş ve 10 Temmuz’da Kütahya-Eskişehir Savaşı (10-25 Temmuz 1921) başlamıştı. 10 Temmuz 1921 günü Yunan ordusu, Söğüt-Afyon arasındaki Türk cephesine doğru beş kol halinde harekete geçti. General Trikopis komutasındaki Kuzey Tümenler Grubu İnönü mevzilerine, General Polimenakos komutasındaki 3. Kolordu ise Kütahya’nın kuzeyine ilerleyecekti. Görevleri, buradaki Türk birliklerini yerlerinde tutmaktı. 

Albay Çiroyanis komutasındaki 9. Tümen’in hedefi de Kütahya’ydı. Uşak-Dumlupınar çevresinde toplanan 1. ve 2. Yunan Kolorduları, Türk sol kanadına taarruz edecekti. Öte yandan Güney Tümenler Grubu, iki tümen ve süvari tugayı ile yukarıda belirtilen iki kolordunun güneyinden Afyon’a yürüyordu. 

DİRENİŞ VE TAARRUZU KIRMA PLANI

13 Temmuz’da iki Yunan tümeni Kütahya’nın kuzeybatısında Genceköprü, Ören, Gümüşköprü hattını tutmuştu. 13 Temmuz’da Afyon yeniden, 15 Temmuz’da da Bilecik Yunan güçleri tarafından işgal edildi. 12. Türk Kolordusu’na büyük kayıplar verdirerek Afyon’un doğusuna çekilmeye zorlayan Yunanlar, taarruzlarını Altıntaş-Seyitgazi doğrultusunda yoğunlaştırmıştı. 16 Temmuz’da Kütahya önünde şiddetli çarpışmalar oldu; Kütahya cephesi yarıldı ve 4. Tümen’in kahraman Komutanı Yarbay Nâzım Bey şehit oldu. 17 Temmuz’da Kütahya düşmüştü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, ilk geri çekilme emrini sol kanadın bozulmasının ertesinde verdi. Bu geri çekilme 17, 18, 19 Temmuz günleri de sürdü.  

İkinci İnönü Muharebesi’nden sonra Yunan ordusu; insan sayısı, tüfek ve top miktarları açısından Türk ordusundan önemli ölçüde üstündü. Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde amaç, önce dayanmak ve sonra düşman taarruzunu kırmak, ezilmemek ve düşmana eşit bir kuvvete sahip olup onu yenebilmek için zaman kazanmaktı. Bu muharebelerde bir başarı kazanılamamışsa da, Batı Cephesi Komutanlığı hiçbir birliğini düşmana kaptırmamış ve Sakarya gerisine çekilmeyi başarabilmişti. 

ALTINTAŞ BOZGUNU

Yunan taarruzu üzerine Mustafa Kemal Paşa, 18 Temmuz 1921 günü İsmet Paşa’ya şu talimatı vermişti: Orduyu Eskişehir’in kuzeyinde ve güneyinde topladıktan sonra, düşman ordusuyla arasına büyük bir mesafe koymak gerekliydi ki bu sürede ordunun toparlanabilmesi ve takviyesi mümkün olabilsindi. Bunun için Sakarya’nın doğusuna kadar çekilmek gerekiyordu. Yunan ordusunun Türk ordusunu izlemesi durumunda, Yunan güçleri hareket üslerinden uzaklaşacak, yeniden menzil hatları kurmaya mecbur kalacak ve beklemediği birçok güçlükle karşı karşıya kalacaktı. Türk ordusu ise toplu halde bulunacak ve daha uygun koşullara sahip olacaktı. Ancak bu hareket tarzının en büyük sakıncası, Eskişehir gibi önemli yerleri düşmana terk etmekti.

Mustafa Kemal, her muharebenin stratejisini bizzat saptamakta; savaşın nasıl yürütüleceği konusunda silah arkadaşlarına danışmakla birlikte, son kararı kendisi vermekteydi.

19 Temmuz’da Eskişehir Yunan güçlerince işgal edilmişti. Türk birlikleri, Eskişehir’in doğusuna doğru Eskişehir-Seyitgazi hattına çekilmek zorunda kaldılar. 21 Temmuz’da Eskişehir’i geri almak için yapılan Türk karşı taarruzu ise başarılı olamadı. İşte, Millî Mücadele’yi çok hassas bir konuma getiren “Altıntaş Bozgunu” buydu. Bu bozgunda Türk ordusu bin 522 şehit, 4 bin 714 yaralı vermişti. 10-25 Temmuz 1921 tarihlerinde yapılan Kütahya-Eskişehir Muharebeleri, 25 Temmuz’da Batı Cephesi birliklerinin Sakarya gerisine çekilmesi ile sona ermişti.

İSTİKLAL İÇİN DÖVÜŞENLER

Kütahya-Eskişehir yenilgisi üzerine 32 bin 122 erin silahlarıyla birlikte kaçtığını öğrenen Mustafa Kemal şöyle demişti: “Anadolu’yu yüzlerce yıl yalnızca kanına ve canına ihtiyacın olduğu zaman hatırlarsan, onun dışında kaderine terk ve cehalete teslim edersen sonuç tabii böyle olur. Vatanı köyünden ibaret sanabilir. İstiklal için dövüşenlere karşı da durabilir. Çünkü insanımızın kafasını milli bir terbiyeden geçirmemişiz ki! Çok şükür ki halkın çoğunluğu sağduyusu ile doğruyu görüyor.” 

Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sonucunda kaçak askerlerin sayısı o denli fazlaydı ki ordu neredeyse tamamen dağılma aşamasına gelmişti. Bu durumda Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın morali öylesine bozulmuştu ki Altıntaş bozgunu sırasında Batı Cephesi Karargâhı’nda bulunan Yakup Kadri’ye şu sözleri söylemekten kendini alıkoyamamıştı: “Her şey bitti Yakup Kadri! Hayale yer yok! Hakikat bu!”

Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde uğranılan yenilgiye karşın, Türk ordusu Mustafa Kemal’in Başkomutanlığı altında kısa sürede toparlanmış ve 23 Ağustos-13 Eylül 1921 tarihlerinde yaşanan Sakarya Meydan Muharebesi, Türk ordusunun zaferiyle sona ermişti.

KAYNAKLAR 

1. Nutuk, s.452-453.

2. Turgut Özakman, Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele, Bilgi Yayınevi, s.538.

3. Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal, c. I, Remzi Kitabevi, 1999, s.533.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları