Olaylar Ve Görüşler

Kuruluşun temel taşları - M. ÖNDER TEKİN

05 Eylül 2024 Perşembe

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını taşıyan Bandırma Vapuru Karadeniz’e açılırken vapurda silah araması yapan İtilaf Devletleri subaylarının inmesinden sonra Mustafa Kemal Paşa, yanındakilere şunları söyleyecekti: “Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silah kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu’ya ne silah ne cephane götürüyoruz. Biz ideali ve imanı götürüyoruz.”

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta genel durum ve görünümü şöyle aktarır: “... Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, ağır şartları olan bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Dünya Savaşı’nın uzun yılları boyunca ulus yorgun ve fakir bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Dünya Savaşı’na sokanlar, kendi hayatlarının derdine düşerek, ülkeden kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında bulunan Vahdettin soysuzlaşmış, kendini ve yalnızca tahtını güvenceye alabileceği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet zavallı, beceriksiz, onursuz ve korkak; yalnızca padişahın buyruğuna bağlı ve onunla beraber kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma razı...”

TAM BAĞIMSIZLIK

Amasya’ da yayımlanan genelge ile milletin istiklalini kendi eline alacağı ve “sadayı hukukunu” dünyaya duyuracağı millî bir kongrenin Anadolunun en emin yeri olan Sivas’ta toplanmasına dair alınan karar tüm yurda duyuruluyordu.

Yurdun dört bir yanından ve değişik mesleklerden kongre için Sivas’a gelen delegeler ile yapılan Sivas Kongresi, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında yapılmıştır. Başkanlığına Mustafa Kemal Atatürk’ün seçildiği kongrenin başlangıcında üyeler, vatan ve ulusun mutluluğunu amaçladıkları, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile herhangi bir siyasi partinin yararına çalışmayacaklarına dair yemin etmişlerdir. Devletin gelirlerinin faiz ödemesine yetmeyeceğini ileri sürerek manda yönetiminin kabul edilmesi yanlısı olan delegelerin bu girişimleri, yoğun tartışmalardan sonra önerinin geri çekilmesiyle sonuçlanmıştır.

Tıbbiye öğrencilerinin temsilcisi olarak kongreye katılan ve “tam bağımsızlık” konusunda son derece idealist ve cesur olan on sekiz yaşındaki Hikmet’in manda konusunda Mustafa Kemal Atatürk’e; “Delegeleri bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık yolundaki çalışmalara katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddederim. Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz” demesi üzerine duygulanan Atatürk, Tıbbiyeli Hikmet’e; “Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum, gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez, ya istiklal ya ölüm” demiştir.

Tıbbiye öğrenci temsilcisinin kongreye katılmasının nedeni; yurtsever Tıbbiyelilerin kongreye delege gönderme fikirlerinden doğmuştur. Yapılan seçim sonucunda Hikmet ve Yusuf Balkan isimli iki öğrenci temsilci seçilmişse de aralarında toplayabildikleri dokuz buçuk lira ile sadece bir kişinin gidebilecek olması nedeniyle, Yusuf Balkan kongreye katılamamıştır.

Sadrazam Damat Ferit Paşa hükümetinin, Elazığ Valisi Ali Galip Bey’in önderliğinde Sivas Kongresi’nin yapılmasını engelleme ve Mustafa Kemal Paşa’yı ortadan kaldırmaya, Heyet-i Temsiliye ve Milli Mücadele’yi durdurmaya yönelik Malatya Mutasarrıfı Halil Bey, İngiliz İstihbarat Binbaşısı Covbertin Noel’in de katıldığı girişim; Mustafa Kemal Atatürk’ün ustaca ataklarıyla Malatya aşamasında sonlanmıştır.

4-11 Eylül 1919 - Sivas Kongresi günlerinde arkadaşlarıyla Muzaffer Kılıç, Rauf Orbay, Bekir Sami Kunduh, Mustafa Kemal Atatürk, Ruşen Eşref Ünaydın, Cemil Cahit Toydemir, Cevat Abbas Gürer.

CUMHURİYETİN TEMELLERİ BURADA ATILDI

Sivas Kongresi’nde alınan kararlar ile tam bağımsızlık kazanılmış, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunun taşları döşenmiştir. Vatanın bölünmez bir bütün olduğu, parçalanamayacağı, her türlü yabancı işgal ve mücadelesine karşı milletin topyekûn kendisini savunacağı, manda ve himayenin kabul edilemeyeceği ilan edilmiştir. Aynı amaçtan doğan cemiyetler, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olarak birleştirilmiştir.

Erzurum Kongresi’nde oluşturulan Heyet-i Temsiliye üyelerinin sayısı on altıya yükselmiştir. Kongrenin son gününde alınan karar sonrası, Milli Mücadele’nin esaslarını anlatmak, Mili Mücadele karşıtı propagandalara yanıt verilmek üzere 14 Eylül’de Sivas’ta İrade-i Milliye gazetesi yayımlanmaya başlanmıştır. Gazete, Kurtuluş Hareketi’nin yayın organı olmuştur. Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’da çalışmaya başlamasından sonra, Ankara’da bu kez Milli Mücadele’nin yayın organı olarak Hâkimiyet-i Milliye gazetesi yayımlanmaya başlanmıştır. Gazete adlarının günümüz Türkçesi ile milli irade ve milli egemenlik olması tesadüf değildir. Tam bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesinin millet iradesine dayanması ve kurtuluş aşamasında bile milli egemenliğe verilen önem gösterilmektedir. Sivaslı kadınlar, kongreden hemen sonra, Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’ni kurmuşlardır.

Sivas emperyalist işgale karşı yürütülen Kurtuluş Hareketi’nin önemli bir aşamasıdır. Başta Sivas müftüsü Abdurrauf Bey, Şekercizade İsmail Bey ve Sığırcızade Hayri Bey olmak üzere tüm Sivas halkı, kongre ve Heyet-i Temsiliye üyelerini bağırlarına basmışlardır.

Sivas Kongresi’nin 105. yıldönümünde “tam bağımsızlık” ideali ile Kurtuluş Savaşı’nın ve Cumhuriyet yönetim şeklinin başlangıç kadrolarını oluşturan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının taşıdıkları inanç ve idealizmi paylaşan milyonlarca yurttaşın kararlığı ve sahiplenmesi, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti nitelikleri ile Cumhuriyetimiz sonsuzluğa uzansın.

M. ÖNDER TEKİN

EMEKLİ YARGIÇ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları