Olaylar Ve Görüşler

Köşeye sıkışmış Filistinliler - Çınar ARK

04 Kasım 2023 Cumartesi

2020 senesinde “İbrahim Anlaşmaları” çerçevesinde önce Bahreyn ile Birleşik Arap Emirlikleri ve ardından Fas ile Sudan’nın bakanları, İsrailli yetkililer ile buluşup dostluk anlaşmaları imzaladılar. Beyaz Saray’da imzalanan anlaşmanın akabinde geçen sene, İsrail tarihi bir rekora imza attı ve 12.5 milyar dolar değerinde savunma sanayi ihracatı gerçekleştirdi. Bunun dörtte biri bahsi geçen Arap ülkelere idi. 

Doğu Akdeniz’de ülkemize adeta karşı cephe haline gelen Fransa, Yunanistan ve İsrail devletleri ile yakın ilişkiler geliştiren Mısır, İsrail ile ekonomik hacmini son beş senede yüzde yüzde 400 artırdı. Arap Baharı yıllarında Ortadoğu’nun en kritik aktörlerinden olan “Müslüman Kardeşler”in Mısır’daki yükselişini büyük bir kaygıyla takip eden Suudi Arabistan, Mursi hükümetinin yıkılmasını kendine görev edindi. Bunun sebebi ARAMCO bünyesinde pazara sunulan petrolün dünyaya açılan en önemli kapısı, Süveyş Kanalı’nın kontrolü ile ilgiliydi. Obama liderliğindeki Batı dünyası Suudi petrolünün lojistik kontrolünün Mursi hükümeti etkisine gireceğini anladığında, Ortadoğu halkının demokrasiye hazır olmadığı kararını verdi ve yakın tarihte pek eşi benzeri olmayan bir 180 derece dönüş ile Arap Baharı projesini iptal etti. 

POLİTİK GÜÇ BOŞLUĞU

Bölgenin demokrasiye layık görülen halkı İsrailliler ise 20. yüzyıl boyunca çoğu kez askeri çatışma yaşadığı ülkeler ile daha ılımlı diplomatik ilişkiler kurmaya başladıkça politik bir güç boşluğu yaşamaya başladı. Bir tarafta küreselleşme ideallerine inanan ve normalleşme taraftarı yeni nesil siyasetçiler, diğer tarafta ise radikalleşmiş, merkez sağın merkezde kalmasını istemeyen “Netanyahucular”. 

Netanyahu, 12 yıl süren iktidarını 2021 senesinde kaybettikten sonra İsrail halkının aklı selim kısmıyla olan münasebetini yitirdiğini anladı. Bunun akabinde çok tehlikeli ve pragmatik bir atılım ile intifadalarda bile görülmemiş radikallikte olan isimlerle günümüzde devam etmekte olan hükümetini kurdu. Bu hükümetin en sembolik isimlerinden Itamar Ben-Gvir, savunma bakanı olarak görevlendirildi. 

ABD ve AB’nin bile terörist grup olarak sınıflandırdığı “Kach” zihniyeti Ortadoğu’da bir model olma idealiyle kurulan, İsrail meclisi Knesset’e girmiş oldu. Milli Savunma Bakanı Ben-Gvir’in makam ofisinde terörist “Kach”çıların lideri olarak kabul edilen katil Baruch Goldstein’in portresi bulunuyor.

SAVAŞ SUÇU

Müslüman Kardeşler’in Filistin kolu olarak kurulmuş Hamas’ın 7 Ekim tarihinde gerçekleştirdiği aşağılık saldırının savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Birleşmiş Milletler’in halen terörist grup olarak sınıflandırmadığı Hamas’ın statüsü hakkında artık bir tartışma olacağını düşünmek güç. Ancak daha da aşağılıkça olan İsrail Devleti’nin an itibarıyla Gazze’de sürdüğü operasyondur. Bu operasyon Cenevre Sözleşmeleri’ne göre bir “savaş suçudur”.

Laikliğin gerçek bir devletin temel taşı olması gerektiğini tekrar hatırladığımız bu hazin günlerde dualarımız soykırım tehditi yaşayan Gazze halkıyladır. Temennimiz, İsrail halkının ülkelerini adeta bir çete gibi yönetmeye çalışan radikal bağnazlardan, Ben-Gvir’lerden, Netanyahu’lardan kurtulmasıdır. Yaser Arafat ile Şimon Perez’in mirasına sahip çıkamayan liderlerden fazlasına ihtiyacımız var.

ÇINAR ARK

ARAŞTIRMACI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları