Olaylar Ve Görüşler

Klor tedariğinde tekel sorunu - Prof. Dr. Bekir S. KOCAZEYBEK

15 Aralık 2023 Cuma

Dünyada içme suyu göl, nehir ve tatlı su rezervuarları, yüzeysel su kaynakları ile yeraltı tatlı sularından oluşan mavi su ayak izi ile karşılanmaktadır. Ayrıca yeşil su ayak izi olarak da tanımlanan yağmur suları mavi su ayak izine katkı sunsa da site inşaat teknolojilerinin gelişmesiyle sadece park bahçe sulaması gibi alanlarda değerlendirilebilmektedirler. 

Barajlar ve regülatör yardımıyla toplanan ham sular fiziksel (havalandırma, koagülasyon sulardaki partiküllerin çöktürülme işlemi, filtrasyon) ve dezenfeksiyon işlemleriyle (ön dezenfeksiyon/ozonlama ve son dezenfeksiyon/klor) içme suyu şebekesine verilmektedir. Türkiye’de başta İSKİ olmak üzere diğer su kanal idareleri (SUKİ) ham suları musluklara bu arıtma ve dezenfeksiyon süreciyle vermektedirler (İstanbul/Şile’de İSKİ’nin 2020’de işletmeye aldığı ultrafiltrasyon yöntemiyle su kalitesini daha da artırılmıştır). 

SUKİ’lerin temiz su sağlamasının en önemli aşaması “klorlama”dır. Sadece hastalık yapıcı mikroorganizmaların yok edilmesi için değil, endüstriyel kirlenmelerde de (termik santrallar ve rafineri gibi) en yaygın kullanılan dezenfektan klordur. Bunun temelini bilimsel literatür oluşturmaktadır. Türkiye’de sağlıklı ve temiz su yönetimi için TC Sağlık Bakanlığı İnsani Tüketim Amaçlı Su Yönetmeliği’ne göre klor son dezenfeksiyon aşamasının en önemli dezenfektanıdır. Şebekede ve musluklardan akan uygun ve temiz suyun içinde en az 0.2 mg/L klor olması şart koşulmaktadır. 

Sağlıklı su için vazgeçilmez bir dezenfektan olarak klorun ve diğer koagülan kimyasallarının (Demir III Klorür, Alüminyum Sülfat, Polielektrolit) Türkiye’de SUKİ’lere tedariği nasıldır? SUKİ’lere hangi piyasa koşullarında verilmektedirler? Devlet bu sürecin neresindedir? Üretici fabrika ve özel şirketlerin sayısı nedir ve nasıl hizmet vermektedirler? 

Ülkemizde içme suyunun yönetmelik standartlarını sağlamak için yıllık ortalama 10 bin ton klor, 100 bin ton alüminyum sülfat, 70 bin ton demir III klorür, 500 ton polielektrolit kullanılmaktadır. Bu kimyasalların tedariği ve üretimi ile ilgili sorunlar klinik mikrobiyoloji uzmanı olarak özellikle suların dezenfeksiyonu ve kalitesi bakımından uzmanlık alanımı doğrudan ilgilendirmektedir. 

TEK FİRMA TEKELİ

İSKİ yönetiminde bulunduğum iki buçuk yıllık görev süresince başta İSKİ olmak üzere diğer SUKİ’lerin klor ve koagülan kimyasalların temininde ve maliyetinde yaşadıkları çeşitli sorunları bizzat yaşadım ve gözlemledim. Tek fabrikada üretilen klor sadece 2 firmadan temin edilirken son bir yılda diğer firmanın çekilmesiyle tek firma tekeline bırakılmıştır. Devlet özel şirketlere teşvik için bu kimyasalların üretiminden çekilmiştir. Klorla birlikte, koagülasyonun aşamasında kullanılan alüminyum sülfat, demir III klorür ve polielektrolit gibi çöktürücüler de özel sektörden alınmaktadır. Bu durum SUKİ’lere kimyasalların hem zamanında tedarik güçlüğü hem de özellikle fiyatlandırmada adeta başına buyruk bir muhammen fiyat belirleme laçkalığı getirmektedir. Önümüzdeki günlerde beklenilen İstanbul depremi gerçekleşirse İstanbullulara temiz ve içilebilir su sağlamak için daha fazla kimyasal dezenfektan ve koagülana ihtiyaç olunacaktır. Bugünkü üretim kısıtlılığı ve tekelden tedarik nedeniyle çok ciddi ve sağlıksız su arzı oluşabilir. İnsanlar bulaşıcı salgın hastalıklara (kolera, tifo, COVID19 ve yeniden önem kazanan bakteriyel ve viral salgın hastalıklar gibi) maruz kalınabileceği gibi üretici firmanın deprem bölgesinde (Marmara/Kocaeli) olması yüzünden de içilebilir ve kullanılabilir temiz su sağlanamayacaktır. 1999 Marmara depreminde klor fabrikasının hasar görmesi sonucu uzun süre klor temini sorunları yaşanmıştır. 

YAPILMASI GEREKENLER

Bugün için temiz ve sağlıklı içme suyu sağlamada mevcut teknolojiler ve bazı kimyasalların mutlak kullanımı dışında standartlara yenilerinin eklenemediği göz önüne alındığında yapılması gerekenler;

1- Devletin/TC Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın üretime girmesi ya da vereceği özel teşviklerle belediyeler birliğini veya Türkiye’deki tüm SUKİ’lerin önünü açmasıyla bu sektördeki tekelin kırılması, piyasada daha fazla sayıda özel, yarı-özel üretici ve tedarikçi firmaların kurulması veya devletin yönetiminde üretici ve tedarikçi firma kurulmasıdır.

2- Bunun dışında Kamu İhale Kanunu (KİK) gereği söz konusu kimyasalların sadece Türk Lirası üzerinden satın alınması bırakılarak yurtdışı firmaların da rekabete sokulması ile tekelcilik önlenmelidir.

3- Hammaddelerin yurtdışından temin edilmesi ve dövizdeki dalgalanmalarla zaten piyasada tek firma eliyle yürütülen satın almalarda firmanın katılım yönünden belirsizlik içinde olması ve kararsızlığının önüne geçilerek daha rekabetçi bir ortamın sağlanması zorunludur. 

Bugün ve ilerisi için afet hallerinde çok zora düşmemek ve halk sağlını ciddi tehdit edebilecek sağlıksız ve kullanışsız su arzını bertaraf etmek için yukarıda üç madde halinde (özellikle birinci madde) verilen çözüm yollarını ilgili devlet kurumlarının (özellikle TC Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) ivedilikle dikkate almasını öneriyorum.

PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK

İÜ-C, CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ KLİNİK MİKROBİYOLOJİ UZMANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları