Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs’taki arazi sorunu - Ahmet GÖKSAN

12 Temmuz 2022 Salı

Kıbrıs, 1571’de Osmanlılar tarafından fethedilmesinden günümüze dek iç çatışmalarla başlayıp savaşlara dönüşen süreci yaşamıştır. Kıbrıs Rum Yönetimi’nin peşine takılan Yunanistan Başbakanı K. Miçotakis, Nikos Anastasiyadis’le yaptığı görüşmeden sonra, “Güçlü Yunanistan, Güçlü Kıbrıs, Güçlü Helenizm” çağrısını dillendirdi. Anastasiyadis, yaptıkları çağrıyı birkaç adım öne çıkardı, Türkiye’yi adada işgalci olmakla suçladı. Kıbrıs Barış Harekâtları öncesinde Kıbrıs Türklerinin sahip olduğu taşınmazların yüzde 14 oranında olduğunu, sonrasında bu oranın yüzde 37’ye yükseltildiğini söyledi. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla Kıbrıs Barış Harekâtlarını aynı kefede değerlendirdi. Adanın güneyinde, İngiliz sömürge döneminde Türklere ait taşınmazların istimlak edildiğini, amacına uygun olarak kullanılmadığından 1955’te yargı kararıyla sahiplerine iade edildiğini belirtti. Kıbrıs Barış Harekâtları sonrasında bu araziler Rum göçmenler tarafından kullanılmaya başlandı.

İŞGAL HAREKETİ

Rum basını, yaşananları “1955 kararları belası” diye tanımlıyor. Türklere ait olan arazilerin bedelinin de çok arttığı kaydediliyor. Şimdilerde Türk malı kullanan Rumların buralardan çıkarılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Rum Yönetimi bu arazilerin değer artışını önleyebilmek için vasilik kurumu oluşturmuşmuş. Türk malı arazilerin üzerine konut ve işyeri yapıldığı bilindiği için farlılıklar içeriyor.

Türk vakıflarına ait olan Baf yakınlardaki araziye, küçük sanayi sitesi kuruldu. Larnaka uçak alanı pisti kısa olduğundan, Hala Sultan Vakfı’na ait araziye el konularak pist uzatıldı. Her iki uygulama da işgal hareketidir. Kıbrıs Türk Mallarını İdare Dairesi Müdürü Yorgos Matheopulos, konuyla ilgili bilgi verirken Türk mallarının başlarına bela olduğunu yineledi. 

ÇÖZÜM

Bugüne dek adada yaşanan uyuşmazlığa çözüm için, “sıfır asker, sıfır garanti” söyleminin arkasına saklanıldı. Gereksiz bir beklentiye girildi. BM genel yazmanı, adada konuşlu Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması için hazırladığı taslak raporda, çözüm için kurulacak yeni mekanizmayla sorunların çözülebileceğini öne sürmektedir. Oysa yıllar önce kurulan Mal Tazmin Komisyonu, parasal sıkıntılar aşılamadığından, beklentilere yanıt verememiştir. 

Yapılması gereken, Kıbrıs’ın kuzeyindeki ve güneyindeki arazilerin, günlük geçerli değerinin belirlenmesidir. Arazilerin gerçek sahiplerinin çoğu ölmüştür. Bu nedenle BM genel yazmanının önerdiği yeni mekanizma, tarafsız uzmanların ve iki toplumun temsilcilerinin ortak çalışma zeminini hazırlamalıdır. Adadaki toprak sorunu çözülmeden, Kıbrıs’ta barış ve çözümü beklemek gerçekçi değildir.

AHMET GÖKSAN

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları