Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kapalı Maraş ve Taşınmaz Mal Komisyonu - Ali ERGENDEDEOĞLU
Maraş, Gazimağusa ilçesinin
sınırları içerisinde yer alan bir yerleşim birimidir. 1974 Kıbrıs Barış
Harekâtı’ndan önce Kıbrıs’ın en önemli turizm merkezlerinden biri olan
yerleşim, Kıbrıs Barış
Harekatı’nın ikinci aşamasında, 13 Ağustos 1974 tarihinde Türk kuvvetlerinin
eline geçmiş ve böylece
Kıbrıs Türklerinin yaşadığı bölgenin
egemenlik alanına girmiştir.
Daha sonra 1975’te ilan edilen Kıbrıs Türk Federe
Devleti ve 1983’te kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde yer
almıştır. Ancak Türkiye’nin Kıbrıs’a meşru müdahalesini “işgal
hareketi” olarak nitelendiren Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu (BMGK), 11
Mayıs 1984 tarihinde aldığı 550 sayılı kararda, Maraş’ın BM yönetimine devredilmesi çağrısında bulunmuş,
541 sayılı karara da (“Türkiye’nin
Kıbrıs’ı işgal ettiği” iddiasıyla hazırlanan BMGK kararı) atıfta bulunarak KKTC’nin
varlığının tanınmaması gerektiği görüşünü tekrar etmiştir. Ancak BMGK’nin
bu kararına karşın, tıpkı 541 sayılı kararda olduğu gibi 550 sayılı kararda da
hukuki sorunlar mevcuttur.
TAZMİNATIN ÖNÜNÜ AÇTI
Kıbrıs Vakıflar İdaresi, Maraş bölgesinin Osmanlı döneminde üç adet vakfa ait olduğunu ve bu vakıf arazilerinin, İngiliz idaresi döneminde İngilizler tarafından yasadışı şekilde Rumlara dağıtıldığını belirten bir çalışma yayımlamıştır. Bu çalışmaya göre bölgedeki, Abdullah Paşa Vakfı, Lala Mustafa Paşa Vakfı ve Bilal Ağa Vakfı’na ait arazilerin 3362 dönümü Kıbrıs Rumlarına, 33 dönümü Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi’ne, 125 dönümü Rumlara ait şirketlere, 21 dönümü Rumlara ait belediye teşkilatına, 39 dönümü Rum Okul Komisyonu’na, 3 dönümü ise yabancı uyruklu şahıslara bırakılmıştır. Yani İngiliz döneminde Rumlara intikal ettirilen vakıf emlakı oranı yüzde 99.9’dur. (1)
Bu açıdan Maraş’taki mülklerin, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan önceki halinin de hukuki anlamda tartışmalı olduğu görülmektedir. Ancak, 1974’ten sonra Kıbrıs’ın güneyine yerleşen birçok Rum, kuzeyde kalan eski “mülkleri” için hak iddia etmeye devam etmektedir. Öte yandan şu an KKTC’de yaşayan birçok Kıbrıs Türkü’nün de Güney Kıbrıs’ta eski mülkleri mevcuttur. Ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bu mallara vasilik yasasını gerekçe göstererek el koymuş ve bu malları vakıf denetimine almıştır.
KKTC’de eski Rum taşınmaz mallarına yönelik düzenleme, KKTC Anayasası’nın 159.
maddesi’nde
belirtilen hükümlere göre
uygulanmıştır. Bu maddeye göre 1974’te Rumlar tarafından terk edilen
mülkler, KKTC devletinin mülkiyeti altındadır.(2)
Ancak AİHM’de görülen ve
Kıbrıs Rumlarının eski mülkleri için açtıkları tazminat davalarında AİHM’nin,
KKTC’nin
varlığını kabul etmeyerek Türkiye’yi Kıbrıs’taki Rum taşınmaz mallarını gasp
etmekle suçlaması ve tazminata mahkûm
etmesi üzerine ve özellikle
de Kıbrıs’ta
BM eliyle federasyon kurulması çalışmalarının yapıldığı bir dönemde, 2005’te KKTC bünyesinde Taşınmaz Mal
Komisyonu (TMK) kurulmuştur.
Bu komisyon, Kıbrıs Rumlarının mülkiyet hakkı
iddia ettikleri taşınmaz mallara ilişkin tazminat alabilmesinin önünü açmıştır.
YAKICI ÇELİŞKİ
Fakat buradaki temel hukuki sorunlardan biri, söz konusu kurumun hukuki statüsüne
ilişkindir. Zira AİHM kararlarında KKTC’nin yasal varlığı tanınmamakta,
KKTC, Türkiye’nin bir alt birimi kabul edilmekte, Kuzey Kıbrıs’taki
bölgeler “işgal bölgesi” olarak nitelendirilmektedir. Yine aynı mahkemenin, TMK’nin kuruluşundan sonra aldığı
kararda TMK’yi
bir “işgal bölgesi kurumu” olarak
nitelendirmesine karşın, Rumların bu kuruma tazminat almak için
başvurabileceklerini ifade etmesi yani “KKTC’yi
tanımıyorum ancak KKTC’nin bünyesindeki TMK’ye başvurarak KKTC’den tazminat almanızın yolunu
açıyorum” demesi çelişki yaratmıştır.
Bu durumun da KKTC’nin hukuki varlığına zarar verip
vermeyeceği tartışmalıdır. Zira hukuki varlığını savunduğumuz KKTC’nin
bünyesindeki bir kurumun kararları tanınırken, KKTC’nin varlığının tanınmaması burada
hukuki anlamda açıklanamaz bir durum yaratmaktadır. Her ne kadar mahkeme söz konusu kararlarda bu uygulamayı
“mülkiyet vb. meselelerle” sınırlı tuttuğunu söylese de (3) bu savunma mevcut karmaşık durumu açıklamaya
yetmemektedir.
GEREKLİLİĞİ ORTAYA ÇIKTI
Sonuçta, her ne kadar TMK kendi faaliyetlerini, “adada
iki kesimlilik ve iki toplumluluk ilkelerinin gözetilmesi çerçevesinde yürüttüğünü” ifade etse de (4) GKRY’nin
TMK’yi
yasal olarak tanımaması ve yine GKRY’nin kendi kurumlarını, Kıbrıs’ın
tek yasal kurumları olarak nitelendirerek iki toplum arasındaki hukuki anlamda
bir mütakabiliyetin oluşmasına izin vermemesi, komisyonun varlığının KKTC’nin hukuki varlığıyla
çelişebileceği endişesi ve komisyonun oldukça yüksek tazminatlara hükmetmesi,
sorunun daha da karmaşık bir hal almasına neden olmaktadır. Bu sebeple de
Maraş’taki mülkiyet sorununun ve TMK’nin hukuki yapısının
tartışılmasının gerekliliği açıkça ortaya çıkmaktadır.
ALİ ERGENDEDEOĞLU
ODTÜ KIBRIS KAMPÜSÜ
(1) “Maraş Hakkında Bilgiler ve Belgeler”, Kıbrıs Vakıflar
İdaresi, http://www.evkaf.org/site/sayfa.aspx?pkey=891
(2) Fazlıoğlu,
Ö., AİHM’nin
Xenides-Arestis Kararı ve Kıbrıs’ta Mülkiyet Sorunu.
(3) Özersay, K., “AİHM’nin
Xenides-Arestis Kararı”, Ankara Üniversitesi
SBF Dergisi, C.61, Sayı 1, 2006, s.323-332.
(4) Taşınmaz
Mal Komisyonu Resmi İnternet Sitesi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!