Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İsrail-Filistin Çatışması Üzerine - Av. Şahin MENGÜ
İsrail’in son saldırılarının ardından yetkili yetkisiz, ilgili ilgisiz birçok kişi açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da saldırıların durdurulması için dünyaya ve İslam ülkelerine çağrıda bulunarak şöyle dedi: “...İslam ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyayı İsrail’in Mescid-i Aksa’ya Kudüs’e ve Filistinlilerin evlerine yönelik saldırılarına karşı etkili şekilde harekete geçmeye davet ediyorum.”
Cumhurbaşkanı, yıllardır yaptığı benzer çağrıların, yürüttüğü üst düzey temasların hiçbir etkisinin olmayacağını, çağrılara muhatap hiçbir devletin, laf etmek dışında, parmağını oynatmayacağını elbette biliyor. Ona rağmen çağrılarını sürdürüyor. İsrail’in vahşi saldırıları, sivil halka yaptığı zulüm en sert şekilde kınanmalıdır. Bunda en ufak bir kuşku yoktur. Ancak bu konuda tutum belirlenirken büyük tablonun görülmesi, tarihsel geçmişin de unutulmaması gerekir.
Osmanlı İmparatorluğu, Filistin topraklarından 1917’de
İngilizlerin ve Arapların işbirliğiyle çıkarılırken Birleşik Krallık Dışişleri
Bakanı Arthur Balfour, Yahudilere Filistin’de “ulusal yurt” vaat
eden ünlü deklarasyonunu yayımladı. O gelişmeden sonra, artık Osmanlı
hâkimiyeti de ortadan kalktığına göre
Filistin konusu bir “Arap
davası” haline gelmiş olmalıydı. Öyle olmadı. Osmanlı ayrıldıktan sonra,
Filistin toprakları bizzat Filistinliler tarafından Yahudilere parça parça satıldı.
İkinci Dünya
Savaşı’ndan sonra birkaç milyon nüfuslu İsrail, 200 milyonluk Arapları her savaşta
yendi. Petrol zengini Körfez
Araplarının yıldızı laik ve çağdaş
eğilimleri ağır basan Filistinlilerle hiç barışmadı. Filistinliler Lübnan’daki
kamplarda sefalet içinde
yaşarken petrol zengini Araplar, milyarlarca doları Batı ülkelerinde
harcadılar. Filistinlilerin çektikleri
eziyetle ilgilenmediler. 1990’da Kuveyt’in Irak tarafından işgalinde, Filistin
lideri Yaser Arafat’ın Saddam Hüseyin’i desteklemesi, Körfez Arapları ile Filistinliler arasındaki
ilişkileri onarılamayacak ölçüde
bozdu. Geçen yıl, Birleşik
Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas ve Sudan, Filistinlilere zulmeden İsrail’le
ilişkilerin normalleşmesi anlaşmaları imzaladılar. Suudi Arabistan yeşil ışık yakmasa bu anlaşmalar
imzalanamazdı.
ARAPLAR, HİÇBİR ZAMAN BİRLİK İÇİNDE OLAMADI
Bölgeye uzak Mağrip Araplarının (Fas, Cezayir, Tunus) Filistin davasına ilgileri eskiden beri neredeyse sıfır noktasındadır. Onların gözü Avrupa’yla ilişkilerindedir. Mısır ve İsrail’in, 1978’de görüşmelere başlayıp 1979’da resmen barış antlaşması imzalamasından sonra, Araplar arasında İsrail’e en güçlü tehdit Irak ve Suriye’den gelmekteydi. Irak, Turgut Özal’ın politikalarının da yardımıyla bölündü, etkisizleştirildi. Suriye ise AKP iktidarının aktif katkısıyla parçalandı, zayıflatıldı, tehdit olmaktan çıkarıldı. İran hariç, Arap olmayan Müslüman ülkelerin Filistin davasına ilgileri de marjinal olmaktan öteye gitmedi.
Manzara böylesine açıkken İsrail’e karşı “etkili şekilde harekete geçme” çağrıları yapmak, sonuç vermez. Hele de “Kudüs kırmızı çizgimizdir” gibi söylemler laftan öteye geçmez. “Kırmızı çizgi” aşılırsa, ki sürekli aşılıyor, ne yapacaksınız? İsrail’e savaş mı ilan edeceksiniz? Kendisine zulmedilmesini kendi ulusal gücüyle engelleyemeyen bir halka zulmedecek birileri mutlaka çıkar. Örnek kendi tarihimizdedir. Dünyanın en kuvvetli zalimleri, Birinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Osmanlı İmparatorluğu’nun üzerine üşüştüler. Ülkeyi işgal, halka eziyet ettiler. Türk ulusu Mustafa Kemal önderliğinde, başkalarının desteğine bel bağlamadan, kendi ulusal gücüne güvenerek bu zalimleri defetmese zalimler Anadolu’da olacaktı. Zulüm de sürecekti.
Filistin, başka ulusların değil, öncelikle
Arapların davasıdır. İsrail zulmünü bitirmenin yegâne yolu, Arapların bir
araya gelerek davalarına sahip çıkmalarıdır. Çağrıların ağırlığı bu yönde olmalıdır. Birlik
olmaları halinde, Araplara her türlü siyasi destek elbette
verilmelidir. Ancak mevcut koşullarda İsrail’e karşı dünyayı ve
ümmeti göreve çağırma girişimleri
beyhudedir. Sonuç vermeyeceği bilinmesine rağmen çağrılarda ısrar etmek acizliğin itirafıdır.
AV. ŞAHİN MENGÜ
23. DÖNEM CHP MİLLETVEKİLİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- Mahruki yine yandı
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Özel görüşmenin ayrıntılarını açıkladı!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Kılıçdaroğlu mahkemeye davet etti!