Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Irkçı mısınız? - Prof. Dr. Mehmet Y. YAHYAGİL
Yaklaşık bir ay önce Prens Harry ve eşi Meghan’ın asalet unvanlarını bir kenara bırakarak, İngiliz kraliyet ailesinin ırkçı söylemlerinden dolayı bu kararı aldıklarını açıklayıp Amerika’ya gittikleri haberi neredeyse Covid-19 salgınını geride bırakmıştı.
Meghan, kendisiyle yapılan röportajda aile içinde ayrımcılıkla karşılaştığını söyledikten bir süre sonra Harry’nin kardeşi Prens William, bir gazeteciye “Biz pek de ırkçı bir aile değiliz” (We are very much not a racist family) yanıtını vermişti. Burda önem taşıyan, verilen yanıtın “Biz ırkçı bir aile değiliz” (We are not a racist family) şeklinde olmamasıydı. Kısacası “değiliz” ve “pek de değiliz” ifadeleri çok dikkat çekicidir. Aynı röportajda Meghan’ın çocuğu için Buckingham Sarayı’ndakilerin “Ten rengi nasıl olacak?” şeklindeki konuşmalarından “ürktüğünü” ifade ettiğini de vurgulamak gerekir.
DEĞERLER OLUMSUZ ETKİLENDİ
“E, bundan bize ne?” diyorsanız, sorun, bu konunun yalnız Birleşik Krallık’ın meselesi olmayıp tüm dünya halklarını ilgilendirmesidir. Avrupa ülkelerinin tarih boyunca özellikle Afrika’yı sömürgeleştirmesi, ülkelerin doğal varlıklarının yanı sıra insanlarını köleleştirmesi, farklı yaklaşımlarla (örneğin İngilizlerin Hindistan’ı içten fethetmeleri) ülkeyi dilediklerince yönettikleri net olarak bilinmektedir.
Küreselleşmenin her türlü ekonomik faaliyeti, toplumsal davranış ve iletişim biçimlerini radikal şekilde değiştirmesinin etkileri artarken, bir yılı aşkın zamandır mücadele edilen virüs salgınının yaşamımızın her alanını ve bir kez daha altüst etmesi evrensel değerleri, eşitlik kavramını, kültürel yaklaşımları da olumsuz etkilemiştir. Son 10 yılın terör eylemleri, mülteci akımları diğer etmenlerle birleşerek yeni bir tür milliyetçiliği, despotluğu körüklemiş, İslamofobi ve ırkçılık farklı maskelerle siyasetçilerin söylemlerine yansırken insanların ırksal, etnik kökenleri ve kültürel değerleri yargılanmaya başlanmıştır.
70’li yıllarda ırkçılık eğilimlerini anlamak için deneklere, çocuğunuz günün birinde “Ben bir siyahi ile evleniyorum” derse ne yaparsınız sorusuna, bu noktaya kadar insani değerlerden dem vuran ebeveynlerin en olumlu yanıtı “Pek de arzu etmem” şeklindeydi.
Günümüze gelirsek ECRI (Avrupa Irkçılık Karşıtı Komisyonu’nun) Mart 2021 raporunda “Avrupa genel olarak insan hakları konusunda gerilemiştir” ifadesinin yer aldığını belirtmek gerekir. ABD’de G. Floyd’un öldürülmesinden sonra “Siyahların hayatı önemlidir” sloganı dünya çapında protesto hareketleri başlatmış fakat bu vb. sosyal aktiviteler ya da resmi makamların açıklamaları ırk çatışmalarını önlemek bir tarafa olumlu yönde hissedilir bir etki yapmamıştır.
Ayrıca, ırkçılık ve İslam düşmanlığı yalnız beyaz ve siyah ırk arasında değil özellikle halkları Müslüman olan ve aralarında Türkiye’nin de olduğu Afrika, Asya ve Ortadoğu’dan pek çok ülkeyi kapsamaktadır. Kendi ülkemizin son 20 yılda seküler değerlerden uzaklaşması ve Ayasofya’nın statüsünün değişmesi kuşkusuz burada bir etkendir. Bir örnek de Çin kökenli bireylerle ilgilidir. Akademik bir makalenin (DOI: 10.1080/14616696.2020.1836384) Çinli yazarları, özellikle Fransa’ya atıf yaparak “Ben virüsten çok ırkçılıktan korkuyorum” başlığıyla yayımlandığını duyurmakta yarar görüyorum.
KAYGI VERİCİ BELİRTİLER
Türkiye ırkçılık, kölelik konusunda tarih boyunca farklı bir tablo çizmiştir. Ancak son 20 yılda küreselleşme, değişen toplumsal ve siyasal koşullarla ülkemize göç edip belli bölgeleri mesken tutan Afrika, Sudan ve Suriye kökenliler her ne kadar “din kardeşliğinden” halkın bir bölümünden büyük bir tepki almamakla birlikte bir göçmen karşıtlığı kendisini göstermiştir.
Yakın gelecekte iş dünyası ister istemez ortak etik ve kültürel değerlerde buluşabilecek ancak küresel şirket çalışanlarının ırksal, etnik özellikleri iş gördükleri ülkede yine sorun kaynağı olacak ve halen Almanya ya da Fransa’daki Türkler gibi yaşadıkları topluma, kültürel değerlerle uyum sağlayamayacak, izole edilecektirler. Avrupa ya da Amerika kültürüne uzak bireyler olarak toplum içinde kendilerini hep yabancı hissedecek, pek çok eğlence yerine, restoranlara gidemeyecek, kabul edilmeyecek ya da dışlanacaktırlar.
ULUSAL SEFERBERLİK GEREK
Turistik etkinliklerde ise fazla bir sorun yaşanmayacak hele ki günümüzdeki Arap turistler gibi para harcıyorlarsa, konuk ülkede kalış süreleri de sınırlı olduğundan, görünüşleri, davranışları göz ardı edilecek sadece çok sofistike mekânlara alınmayacaklar fakat bu da onlar için sorun olmayacaktır.
Asıl kâbus, önümüzdeki 30 yıl içinde gerçekleşecektir. İklim değişiklikleri büyük olasılıkla 3 ya da 4 kutuplu bir dünya yaratacak, bugünkünden çok farklı, eski çağları hatırlatacak (Orwell’in 1984 başlıklı yapıtını anımsayalım) bir sistem kurulacak ve sosyokültürel yönü zayıf, evrensel bir mekanik organizasyon, katı kurallarla belirlenmiş yaşam tarzı milyonlarca insanın kaderi olacaktır.
Bu nedenlerle önümüzdeki on yılda Türkiye gibi ülkelerin hamasi değil, akılcı, rasyonel temellere dayanan, gerçekçi dış siyaset politikaları planlaması zorunluluktur. Umudumuz, ulusal bir seferberlikle kaliteli eğitim olanaklarını genç kuşaklara verecek, üretimi artırarak geleceğe yön verebilecek, yaratıcı liderlerin yönetimde olmasıdır.
PROF. DR. MEHMET Y. YAHYAGİL
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Ölüm nedeni belli oldu
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!