Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İnsan Rasyonel Bir Varlık Mıdır? - Prof. Dr. Coşkun TECİMER
Okulun ilk yıllarından itibaren insan
aklının büyüklüğünü öğrenerek yetiştik. Aklımız, canlılar âleminde bize geniş
ayrıcalıklar sağlamaktaydı. İnsanoğlu teknolojiyi yaratarak doğaya egemen
olmuş, tarih boyunca ihtişamlı uygarlıklar kurmuştu. Canlılar arasında aklını
kullanarak bunu yapan tek tür, insandı. Çünkü insan aklını kullanmasını bilen
rasyonel bir varlıktı. Gerçekten böyle mi, insan rasyonel bir canlı mı? İnsanı
ayrıcalıklı kılan nedir? Ayrıcalık dediğimiz, kendi aklımızla kendimizi
değerlendirdiğimiz yanılgılı bir paradigma olamaz mı?
Rasyonellik en temel anlamda türlerin
nesillerini sağlıklı olarak devam ettirmesi olarak kabul edilebilir. Bu
takdirde hemen hemen tüm canlılar rasyonel yaratıklardır. Hemen hemen deme
gereği duydum. Çünkü son yıllarda birçok türün yok olup gittiğini biliyoruz.
Küresel iklim krizi nedeniyle türlerin yeryüzünden silinmesinin hızlandığını
görüyoruz. Bu türler hariç tüm canlı varlıklar rasyonel yaratıklardır. Küresel
bir yok oluş yaşamadığımız sürece insan da rasyonel bir canlı olarak kalacaktır.
Çünkü canlılık rasyonaliteyi gerektirir.
BEKLENEN ÖZELLİKLER NELERDİR?
Tek hücreli bir canlıyı, örneğin amibi
düşünelim. Bölünerek çoğalıyor, genetik materyalini diğer amiplere aktararak
türünü devam ettiriyor; öyleyse o da rasyonel bir varlıktır. Keza virüsler de
öyle. Şu günlerde bizi büyük bir salgının ortasında bırakan koronavirüs yaşamını
devam ettirmek için bizim hücrelerimizi kullanıyor, bu sayede üreyerek hem diğer
hücrelerimizi hem de başka insanları enfekte ediyor ve hayatta kalmayı
başarıyor. O kadar ileri gidiyor ki insan bağışıklık sisteminden kurtulmak için
mutasyona uğrayarak yapısını değiştiriyor, bizim kullandığımız aşıları boşa
çıkartmaya çalışıyor.
İnsanların birbirleriyle iletişim kurma
becerisi sayesinde toplumsallaştığını biliyoruz. Bu ona büyük bir güç
vermiştir. Toplumsallaşmasını ve aklını kullanarak doğaya egemen olmasını
düşünürsek en rasyonel canlı olduğunu varsayabiliriz, ama bu her zaman böyle
olmuyor. Öyle olsaydı dünyanın dört bir tarafında cinayetler, tecavüzler, vahşi
saldırılar yaşanmazdı. Birinci ve ikinci dünya savaşında yaşanan sistematik
öldürme ve işkenceler rasyonel bir canlıdan beklenen özellikler midir?
Kendimize hep şunu söyleriz: İnsan geçmişten ders alsaydı tarih tekerrür
etmezdi.
ROMANTİZM DEĞİL GERÇEKLİK
Demek ki insan tarihten ders almamaya kodlu bir yaratık, karakteri ve
türünün özelliği böyle. Küçümseyerek baktığımız hayvanlarda bizdeki sistematik
saldırı yok. İnsanın örgütlü saldırganlığını düşününce hayvanlar ne kadar masum
kalıyor. Bu romantizm olsun diye söylenmiş bir söz değil. Kelimenin tam anlamıyla
çoğu hayvan insan türüne göre daha masum.
Koronavirüs salgını ilk çıktığında
dünya örneğin Birleşmiş Milletler ya da Dünya Sağlık Örgütü gibi bir kuruluşun
çatısı altında üç hafta tam kapanma yaşasaydı virüs, yaşayacak zemin
bulamayacağından ve bulaşma süresi de en fazla iki haftayla sınırlı olduğundan
yok olup gidebilirdi. Bu zamana kadar yaşadığımız ve ne kadar daha süreceğini
bilmediğimiz enfeksiyon olguları yaşanmaz, ölümler olmazdı. Dünya üç haftalık
bir ekonomik kayıpla bu badireyi atlatır, bu zamana kadar kaybedilen ve
kaybedilecek olan milyarlarca dolar ekonomiye kazandırılmış olurdu.
Diyebilirsiniz ki tüm insanlığı bu şekilde örgütlemek kolay mı? Günümüzde
ulaştığımız iletişim teknolojisi buna izin verecek kadar gelişmiş ama insanoğlu
bu organizasyonu sağlayacak kadar uyumlu ve rasyonel değil demek ki…
SÜREÇ YAVAŞ DEĞİL
İklim krizi, doğal çevrenin hızla
tahrip edilmesi dünyanın varoluşundan beri altıncı kitlesel yok oluşa neden
olmakta. Daha önceki yok oluşlar göktaşı düşmesi, volkanik patlamalar ya da
iklim değişiklikleri gibi jeolojik, fiziksel nedenlerden kaynaklandığı halde bu
kez insan eliyle bir yok oluş süreci yaşanmakta. Bu sürecin yavaş olduğu
sanılmasın. Uzmanlar diğer yok oluşlara göre bunun daha bile hızlı olduğunu
söylemekte. Tüm bunlar bilindiği halde ülkeler hâlâ bir araya gelip çözüm
yoluna gitmiyorlar. Teknolojik gelişmenin bir bumerang gibi insan
topluluklarının üstüne düştüğünü görmüyor ya da görmek istemiyorlar.
Hakikat ötesi
dediğimiz “post-truth” siyasetin dünyada bu kadar yaygın kullanılabilmesi ve yığınla
taraftar bulması, yalanlara rağmen insanların bunu görmezden gelmesi insanın
her zaman rasyonel olmadığını gösteriyor. Ülkemizdeki durum da bundan farklı
değil. Yalan, rüşvet ve yolsuzluğun böylesine yaygın olduğu bir toplumda
insanların bu çürümeye yeteri kadar tepki vermemesi tam da insan doğasındaki
zayıflığın ifadesi. İnsan ruhunun iyi ve kötünün karmaşası olduğu söylenir. İyilik
rasyonaliteyi, kötülük de irrasyonaliteyi temsil ediyor olmalı.
Tarihe
baktığımızda insanlığın yıkılış ve yükseliş dönemlerinin sinüs eğrisi gibi
birbirini izlediğini görüyoruz. Dünyanın bugün içinde bulunduğu durum yıkılış
ve çürümenin daha ön planda olduğu zamanları hatırlatıyor
Hayatta kalabilmek ve yaşama sevinci
duyabilmek için umutlu olmak gerek. Tam da bu nedenle dünyanın altıncı yok
oluşunu yaşadığımız bu yıkılış yıllarını sona erdirecek, özelde de ülkemizdeki
çürümeyi durdurup tersine çevirecek aklın ortaya konulabileceğini umut etmek
istiyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Ölüm nedeni belli oldu
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- Süper Lig'de yayın geliri dağılımı belli oldu!