Olaylar Ve Görüşler

Anayasa tartışmaları - PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK

15 Nisan 2025 Salı

1982’de önce Kurucu Meclis, sonra halkoylamasıyla kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda -1988’de yerel yönetimler seçimlerinin öne alınması ile ilgili olarak 127. maddede yapılan ve halkoylamasıyla reddedilen, 2008’de 10. ve 42. maddelerde yapılan ve Anayasa Mahkemesi’nce 2. maddede belirtilen Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan laiklik ilkesine aykırı görülerek 4. madde anlamında teklif edilemezlik kapsamında iptal edilen 2 kanun bir yana bırakılırsa- şimdiye değin 18 kanunla 96 maddede çeşitli değişiklikler yapıldı.

AKP DÖNEMİ

İlk 7 değişiklik 1987’de ANAP iktidarı, 1993 ve 1995’te DYPSHP, 1999 ve 2001’de DSP-MHPANAP koalisyon hükümetleri döneminde; sonraki 11 değişiklik ise 2002-2017 arasında AKP iktidarı zamanında yapıldı.

Anayasada 2017 öncesinde 17 kanunla yapılan değişiklikler, daha çok temel hak ve özgürlükleri genişleterek ve parlamenter sistem içinde kalarak gerçekleştirildi; son olarak 18. kanunla AKP iktidarı zamanında 2017’de 6771 sayılı kanunla yapılan en kapsamlı değişiklik ise bir siyasi rejim değişikliği getirdi. Bu değişiklik, “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” adıyla dünyada benzeri bulunmayan, 8. maddeye göre tek kişilik yürütme organı konumundaki cumhurbaşkanına yürütmeye ilişkin konularda -Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait yasama yetkisinin devredilemeyeceğini belirten 7. maddeye aykırı olarak- cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisi veren, kendine özgü, denge ve denetim mekanizmaları yetersiz bir alaturka başkanlık sistemi niteliğindedir.

TOPLUMSAL UZLAŞI ŞART

Şimdi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini güçlendirecek yeni bir anayasa yapılmak isteniyor. Aslında yapılması gereken, paramenter sisteme dönüşü sağlayacak bir anayasa değişikliğidir. Bunun için anayasanın 2017’de yapılan değişikliklerden önceki metnini -Meclis’in kuruluşuna ve milletvekili seçilme yeterliliğine ilişkin 75. ve 76. maddeler dışında- yeniden yürürlüğe koyacak ve bunun tarihini belirtecek 2 maddelik bir kanun yeterlidir.

İster yeni bir anayasa, ister anayasa değişikliği biçiminde olsun, önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde anayasa değişikliği için 175. maddede yazılı kurallara uygun olarak, 4. madde uyarınca ilk 3 maddedeki değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümler korunarak, Meclis’te en az 360 oyla kabul edilecek ve halkoyuna sunulacak bir metin üzerinde toplumsal sözleşme niteliğine uygun bir uzlaşma sağlanması gerekir.

Halen Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen hiçbir parti veya ittifakın tek başına yeni bir anayasa veya anayasa değişikliği yapabilecek bir çoğunluğu bulunmadığı için bu çoğunluğa ulaşabilecek, halkoyuna sunulduğunda kabulü için gerekli salt çoğunluğun üstünde oy alabilecek bir toplumsal uzlaşma zorunludur.

Anayasanın devletin temelindeki hukuk belgesi olduğu göz önüne alındığında; yeni veya değişik metni üzerinde olabildiğince geniş bir ulusal uzlaşmanın gerektiği açıktır. Şimdi yenisi yapılmak istenen anayasanın 7 Kasım 1982 halkoylamasında geçerli oyların yüzde 91.37’si ile kabul edildiği unutulmamalıdır. Bu, yeni bir anayasa veya anayasa değişikliği için de örnek bir ulusal uzlaşma ölçüsü olabilir.

PROF. DR. HİKMET SAMİ TÜRK



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları