Mehmet Şakir Örs

İşsizlik, ateşten gömlek!

15 Nisan 2025 Salı

Siyasette yaşananların faturası ekonomiye ve dolayısıyla yurttaşa çıkıyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile arkadaşlarının tutuklanmasının ekonomiye maliyeti 45 milyar doları aştı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hafta sonu Samsun’da yaptığı konuşmada; 86 milyon yurttaşın her birinin cebinden yirmişer bin TL gittiğini açıkladı. Ekonomik sorunların çözümünde harcanabilecek olanaklar çarçur ediliyor.

Halkın başat gündemi olan ekonomideki sorunların içinde işsizliğin apayrı bir önemi var. Bu öyle bir sorun ki hemen her çevrede ve ailede karşılaşmak olası. Özellikle genç ve eğitimli kesimlerdeki işsizliğin yüksek oranlarda oluşu, sorunun sosyal boyutlarını daha da ağırlaştırıyor. İşsizlik sorunu, giderek adeta “ateşten gömlek” haline geliyor.

GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK

Ülkemizin temel ve kronik sorunu olan işsizlikle ilgili resmi veriler bile sorunun önemini ve büyüklüğünü ortaya koyuyor. TÜİK’in “İşgücü İstatistikleri, Şubat 2025” raporuna göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8.2 olurken geniş tanımlı oran da yüzde 28.4’ü buluyor.

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), TÜİK verileri üzerinden geniş tanımlı işsiz sayısını 11 milyon 417 olarak hesapladı. Bu sayı yüzde oranı olarak 28.4 ile ifade ediliyor. DİSK-AR İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu’na göre; çalışabilir durumdaki 66 milyon kişinin yalnızca 22.4 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda.

İŞİNİ KAYBEDENLER

Sorunun bir de işini kaybedenler boyutu var. Türkiye İş Kurumu’nun verilerine göre; işten atıldığı için yılın ilk iki ayında İŞKUR’a başvuran emekçilerin sayısı 321 bini aşıyor. Hakediş koşullarının ağırlığı nedeniyle başvurmayanlar da dikkate alındığında, bu sayının daha yukarıya çıkacağı biliniyor.

İşsizlik konusunda açıklanan veriler, sorunun ağırlığını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor. Ülkemizde kabaca her 10 kişiden üçü işsiz, her 4 işsizden biri üniversite mezunu. Hele resmi kayıtlara geçmemişleri ya da iş bulmaktan umudunu kesip evine kapanmışları ve hayata küsmüşleri de dikkate alırsanız, bu rakamlar daha da artabilir.

İŞ VE AŞ, BAŞAT KONU

Ülkemizin gündeminde çok yoğun biçimde siyasal gerginlikler yaşanırken halkımızın temel gündemini ekonomi ve ekonominin de temel gündemini “iş ve aş sorunu” oluşturuyor.

Siyaset kurumu, partiler-siyasetçiler, en başta da muhalefet partileri, bu yakıcı sorunu mutlaka dikkate almalıdırlar. İşsizlik sorunu, bu sorunun çözümüne yönelik sosyal politikalarprojeler, önümüzdeki seçim sürecinin üzerinde en çok durulması gereken konuları olmalıdır.

ÜRETİM EKONOMİSİNE YÖNELMEK

İşsizliğin temel nedeni, üretim ekonomisinden uzak kalınmasıdır. Bu durum aslında rakamsal verilerle de kendini göstermektedir. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana, sanayinin ve özellikle de imalat sanayisinin milli gelir içindeki payının cari fiyatlar ile hesaplandığında bir gerileme eğilimi içine girdiği ve önemli ölçüde düştüğü görülmektedir.

AKP iktidarı döneminde, ekonomik faaliyetin temel ağırlığı, hizmet sektörüne, inşaata, yapsatçılığa ve paradan para kazanmaya kaymıştır. Siyasal iktidar, kendi tercihleri doğrultusunda rant ekonomisine yönelmiştir. Oysa ülkemizde işsizliği ortadan kaldıracak yeni yatırımlara ve büyük sanayi tesislerine, üretim alanlarına ihtiyaç vardır.

DÜZEN-SİSTEM DEĞİŞİMİ

Halkın güvenini kaybeden ve artık hikâyesini tüketen bugünkü iktidarın, başta işsizlik olmak üzere vatandaşın yaşadığı ekonomik sosyal sorunları çözemeyeceği görülüyor. İşte bu nedenle, ülkemizde özellikle ekonomipolitik alanda, köklü bir düzen ve sistem değişimine ihtiyaç vardır. Kamucu ve toplumcu bir yaklaşım, bu yaklaşımla hazırlanacak temel politikalar; ekonomiye, siyasete ağırlığını koymalıdır.

Böylesi bir bakış ve hazırlıkla şekillenecek yeni dönemde, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında; üretim ekonomisini güçlendiren, ülke endüstrisini geliştiren, yeni iş alanları yaratan politikalar istiyoruz, bekliyoruz. Üreten ve üretileni hakça paylaşan bir Türkiye; beklentimizdir, talebimizdir ve özlemimizdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları