Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İnsan: Geleceği Olan Tek Varlık - Prof. Dr. Afşar TİMUÇİN
İnsan türü hem üç
boyutlu zamanda hem üç boyutlu uzamda yaşar. Zaman ve uzam algısı bir bütündür,
bir gerçekliğin iki yüzüdür. Zaman boyutunda insanın bir şimdisi, bir geçmişi
ve bir geleceği vardır. İnsan aynı zamanda uzamdadır.
O somut varlığıyla
buradayken bilinciyle başka yerde olabilir. İnsan zamanda ve uzamdadır, o hem
zamandır hem uzamdır: bilinçli her varlık uzam-zaman derinliğinde etkindir. Zaman
algısı öncelikli olsa da, “ben” kendini önce zaman olarak algılasa da uzam
algısıyla zaman algısı bir bütündür: zaman uzamın koşulu değildir. Bilinç ne
ölçüde yetkinse zaman-uzam o ölçüde belirgindir.
Gündelik bilinçte ya da
yetersiz bilinçte her ikisinin üç boyutu da bulanıktır.
TARİH NE İŞE YARAR?
Yetkin bilinç zamana ve uzama tam olarak
yerleşmiştir. İnsan bu ikili üç boyutlulukta kendini ve dünyayı anlar tanır ve
yorumlar. Bu yüzden yetkin insan basit bir gözlemciden daha çok bir şeydir:
kurucudur hatta yaratıcıdır.
Bilinç yetkinliği ölçüsünde geçmişi kavrama ve
geleceği kurma gücü taşır. Yetkin bilinç
zamana ve uzama kolayca uyarlanır, geçmiş kadar gelecekle de ilgilidir. Bilincin
geçmişe ve geleceğe yönelimi basit duygusallıklar düzeyini aşar.
Geçmişi anlamak
da geleceği tasarlamak da usun ayrıştırıcı ve bileştirici gücünü gerektirir. Bu
gücü bize sağlayan özellikle bilim felsefe ve sanattır.
İnsan
daha çok geçmişe eğilimlidir. Bu eğilim yetersiz bilinçte artar ve duygusallıkla
sarılır: bu yüzden yetersiz bilinç doğrudan çok yanlışa yatkındır. İnsan o
durumda kolayca anılara bağlanır. Anılar bilincin en değişken en yanıltıcı
ögeleridir, işleri güçleri bizi aldatmaktır.
Sağlıklı bilinç geçmişe takılıp
kalmaz: o her zaman her yerde gereklinin izini sürer, özel olarak geleceğe
bağlanır, olması gerekeni kollar. Sağlıklı bilincin geçmişe yönelişi daha çok güçlü
bir geleceğe adanmışlık adınadır. Geçmiş bir çöplük değildir. Yaşanmış deney
önemlidir. Geçmişte geleceği kurmaya yarayacak veriler vardır. Amaç geçmişte
yitip gitmek değil geçmişin deneyimlerini yeni bir bakışla gelecek için işe
yaratmaktır:
Tarih bu işe yarar.
AYDININ ÖZELLİĞİ
Bilinçli kişinin işi dünden çok
yarınladır. Dün bitmiştir, dün için duygulanmak boşunadır. Geçmişte kalmış bazı
şeyler için dizimizi dövsek ne çıkar! Bilinçli
insanın işi daha çok olasıyladır. O olabilecek olanın gerçekleşebilir olanın
peşindedir. Yarınları kurmaya yarayacak güç bütün bir yaşanmışı kucaklayan
belleğin katmanlarında içkindir. Gelişmekle işi olmayanlar geçmişe takılırlar.
Özellikle
geçmişin abartılmış pırıltılarıdır onları çeken. Gelecek kaygısı olmayan bilinç
geçmişle oyalanır: hükümdarlar zaferler onurlar tantanalar çok önemlidir.
Geçmiş bize sağlam veriler yanında boş düşlere dalma olanağı da verir. Yaşanmışın
arasından doğruları süzmek, bir çağı bir dönemi bir olayı temel özellikleriyle
kavramaya çalışmak, bunun için belgeler ve daha başka dayanaklar aramak ileriye
dönük bilinçlerin işidir. Bir hükümdarın
iç dünyasına kadar her şeyini bilmekse geçmiş tutkununun çocuksu kaygısıdır.
Aydının
en önemli özelliği onun kendisini insanla ilgili her şeyden, toplumun olduğu
kadar insanlığın geleceğinden sorumlu duymasıdır. Bu sorumluluğu Roma’da
Terentius şöyle dile getirmişti: “Homo
sum, humani nihil a me alienum puto” (Ben insanım, insanla ilgili hiçbir
şey bana yabancı değil). Bu sorumluluk siyasal olmaktan önce kültüreldir.
Siyaset
ancak kültürün izini sürdüğü ölçüde siyasettir yoksa boş bir çabadır. Aydının
kısa erimde en önemli görevlerinden biri yetkin bilinçlerin oluşturulması için
eğitici rolü oynamak ve bunun için hem doğru kaynaklara hem geniş kitlelere ulaşmaya
çalışmaktır. Bu yüzden aydının geçmişle alışverişi yalnızca ussal çerçevededir.
Onun işi her şeyden önce gelecekledir. Aydın kişi tarih bilimine de uzak düşmeden
özellikle felsefenin toplumbilimin ruhbilimin iktisadın estetiğin ışığından
yararlanmayı ve yararlandırmayı amaç edinmelidir. Bu büyük bir yükümlülüktür
ama insana boyundan büyük yükler yüklemez. Aydın sorumluluğunun bilincine
ulaşmış kişi üstüne düşenin neler olduğunu bilir. O bu yükümlülüklerini görmezden
geldiği ya da göze alamadığı zaman ünleriyle unvanlarıyla bir süs aydını olarak
kalacaktır.
Geleceği gönlümüze göre kuramasak da
onun kuruluşuna düşünce ve eylemlerimizle katılabiliriz. Aydın olmak bilgili
olmayı gerektirdiği kadar bilgiyi insanlık adına kullanabilme gücünü ve
ahlakını da gerektirir.
Aydın insan geleceğe bakan, gelecekle alışverişi olan,
bir bakıma gelecekte yaşayan, geleceğin insanına, tanımadığı ve tanıyamayacağı yarınki
insana bugünün ışığını götürendir. Geçmişte takılıp kalmış olan bilinç kendinde
renkli bir masal dünyası yaratır, geleceğe aldırmadığı gibi bugünle de ciddi
bir bağı yoktur onun.
Demokrat insan ahlakı öncelikle başkalarına saygıyı temel
alan, geçmişi ve geleceği bir bütün olarak gören, insanlığın geleceğini dert
edinen ve kendini insanlığın geleceğine adamış insanın ahlakıdır. Hepimiz
geleceğe dünden ve bugünden değerler taşımak zorundayız.
Yarını
olmak güzel şey…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Adnan Menderes yıktırmıştı...