Olaylar Ve Görüşler

Hâkimlik ve savcılık mülakat sınavı değişmeli - Musa TEKİN

13 Haziran 2022 Pazartesi

Hâkimlik ve savcılıkta adaylık dönemi, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun ikinci kısım birinci bölümünde düzenlenmiştir. Yazılı yarışma sınavının yapılması doğrudur. Ancak aynı sınav heyetince yapılan mülakat sınavının yapılış şekli son derece sakıncalı olup bu sınavın uygulama biçimi kesinlikle değiştirilmelidir.

Şöyle ki; hâkim ve savcı adaylığı sınavına katılan ve başarılı olan aday, gerek mesleki alan bilim sınavını ve gerekse genel kültür, genel yetenek alanındaki sınavı kazanmakla, kendisini kanıtlamış olmaktadır. Bu aşamadan sonra aynı sınav heyetince belirlenecek hâkim savcı kadro sayısının üç katı aday çağrılarak yapılan mülakat sınavında tekrar sorular sorulup ölçme ve değerlendirme yapılmasına gerek yoktur. Yapılan bu sınavın hiçbir faydası olmadığı gibi, birçok sakınca ve kuşkuları beraberinde getirmekte ve izlenimi uzaklaşıldığı uyandırmaktadır. Yargıda gerçekliği kanıtlanmasa bile, şaibenin dahi kabul edilemeyeceği bir gerçektir.

KİŞİSELLİKTEN KAÇINILMALI

Mülakat sınavı elbette yapılmalıdır. Özellikle adayların yargı otoritesini temsil durumları gözlenmelidir. Temsilden kasıt adayın fiziki olarak mesleği yapmasına engel olacak derecede konuşma bozukluğu vs. kusurların bulunup bulunmadığı sorgulanmalıdır. Ancak sınav heyetinin anılan bu mülakat sınavında not verme işlemi ortadan kaldırılmalıdır. Sınav heyetinin mülakat sınavındaki görev ve takdir hakkı, görünen durumun saptanması ile sınırlı olmalıdır. Ayrıca sınav heyetinin saptamaları de alınacak sağlık kurulu heyeti raporu ile karşılaştırılıp Hâkimler Savcılar Kurulu’nca değerlendirilmelidir. Öte yandan mülakat sınavına, kadro sayısı kadar en yüksek puan alan adaylar çağrılmalı ve nesnel ölçütlerden uzaklaşan kişisel tercihlerin önüne geçilmelidir.

YANIT BEKLEYEN SORULAR

Mevcut sistemde, yazılı yarışma sınavında, yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alandan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadro sayısının iki katı fazlası mülakata çağrılmaktadır. Mülakat sınavını yapan kurum ise siyasi iradeyi temsil eden Adalet Bakanlığı’nın görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında, teftiş kurulu başkanı, ceza işleri genel müdürü, hukuk işleri genel müdürü ve personel genel müdürü ile Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreteri ve Türkiye Adalet Akademisi danışma kurulundan seçilen bir kişi olmak üzere toplam yedi kişiden oluşmaktadır. Mülakat kurulunda mutlak çoğunluğu, Adalet Bakanlığı’na bağlı birimler oluşturmaktadır.

Sınav ilanında belirlenen kadro sayısının iki katı fazlası aday mülakat sınavına çağrılmaktadır. Örneğin 500 kişi alınacaksa 1500 kişi çağrılmaktadır. Mülakat sınav kurulu en yüksek puan alan birinci sıradaki adayı da 1500. sırada yer alan en düşük puana sahip adayı da alabilecek takdir hakkına sahiptir. Bu durumda tarafsız nesnel ölçütler nasıl sağlanacak ve sınav güvenliği nasıl garanti altına alınabilecektir? Bu sistemle yıllardan beri yapılan sınavlar ne yazık kihep eleştirilere konu olmuş ve birçok adayın da sızlanmasını ve feryatlarını beraberinde getirmiştir.

ADİL BİR SİSTEM İÇİN

Sonuçta, tarafsız ve nesnel ölçütlerden  uzak, kişisel ve siyasal tercihlerin hâkim olduğu olgular yaygınlaşmış ve ortaya çıkan bu durumun tabi sonucu olarak da yargıya güven ilkesi temelinden sarsılmış ve zarar görmüştür.

Tüm bu nedenlerle mülakat sınavının yapılış şekli değiştirilmeli, mülakatta not sistemi kaldırılmalı, yazılı yarışma sınavında en yüksek puan alan adaylardan, kadro sayısı kadar aday çağrılmalı, her türlü duraksama ve kuşkudan uzak bir şekilde, sınavlar sonuçlandırılmalı ve şaibelere de son verilmelidir.

MUSA TEKİN

EMEKLİ YARGITAY ÜYESİ, ESKİ HSYK ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları