Olaylar Ve Görüşler

Ermenistan açılımının açmazları - Faruk LOĞOĞLU

27 Aralık 2021 Pazartesi

Komşumuz “Ermenistan’la ilişkilerimizi normalleştiriyoruz” hamlesi nereden bakarsanız bakın önemli bir olay. İki tarafın da özel temsilciler atamış olmaları yakında bu amaçla bir müzakere sürecinin de hemen kapıda olduğunu göstermektedir. Bakû ile Erivan arasındaki göreceli yumuşama ortamında Ankara’nın bu açılımı ilk nazarda olumlu ve zamanlıymış izlenimini rahatlıkla verebilir. Bir ölçüde bu algı haklıdır da. Hatta normalleşme süreci karşılıklı olarak acele edilmeden, kazaya uğratılmadan sindire sindire yönetilebildiği ve sonuçlandırılabildiği takdirde bölge ülkeleri için ciddi siyasi, ekonomik, ticari ve toplumsal kazanımların yolunu da açabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken birtakım sorunlar da var.

İKİ SORUN

Birincisi, normalleşme adımı aslında çoğu şeyin hâlâ hiç de normal olmadığı bir ortamda atılmaktadır. Ülkemiz dış politikasında “değerli yalnızlık” esintisi şimdi ters yönde adeta bir kasırgaya dönmüş, Mısır, İsrail, Körfez ülkelerine yönelik ilişkileri onarım girişimlerine birden Ermenistan da eklenmiştir. Ancak bu açılımların bir stratejik bütünlük içinde planlanmış adımlar değil, ülke ekonomisinin ve siyasetinin kırılganlıklar ve ihtiyaçlardan kaynaklanan kısa vadeli kazanımlar elde etmesine yönelik taktiksel çıkışlar olduğu açıktır. Hal böyle olunca istenilen sonuçlara varabilmek için tarafımızdan verilebilecek tavizlerin maliyeti çok ağır olabilecektir. 

Öte yandan, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ sorunu sürmekte, Laçin ve Zengezur koridorlarına ilişkin görüş ayrılıkları devam etmekte, Kasım 2020’de ilan edilen ateşkes ise aralıklarla ihlal olunmaktadır. Öte yandan, duruma daha geniş planda baktığımızda ise Rusya ve İran’ın farklı sebeplerle de olsa Türkiye’nin bölgede güç ve ağırlık kazanmasına olumlu bakmayacaklarını görmemiz gerekir.  

İkinci sorun bu gelişmede ABD’nin rolü ve etkisiyle ilgilidir. Normalleşme atılımının ABD Başkanı Biden’ın geçen yıl 24 Nisan’da Ermeni soykırım iddialarını tanımasından ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Biden arasında önce NATO Brüksel zirvesinde, en son G20 Roma zirvesinde yapılan görüşmelerden sonra gelmesi ABD’nin bu bağlamda nâzım bir rol oynadığını göstermektedir. 

SORUNUN BAŞLADIĞI YER

İşte asıl sorun da burada yatmaktadır. Ermenistan devlet olarak gerek Türkiye gerek Azerbaycan’la ilişkilerinin düzelmesinden kazançlı çıkacağının bilinciyle bu süreçte kuşkusuz uyumlu olmaya gayret edecektir. Ancak öngörülen normalleşmenin ABD’deki Ermeni diyasporası ve lobisinin üzerinde muhtemelen ters yönde bir etki yapacağını da göz ardı etmemeliyiz. Şöyle ki Ermeni lobisi Ankara’nın açılımının ABD baskısının bir sonucu olduğu savıyla hareket ederek, bu sefer de soykırım iddiasını tanıması için ABD yönetiminin Türkiye’ye baskı yapmasını isteyecektir. Amerikan Kongresi’nin her iki kanadı da neredeyse oybirliği halinde Ermeni iddialarına sahip çıktıkları için zaten Ermeni yanlısı olan Biden’ın Kongre’nin baskısına direnmesi, hele 2022 ara seçimleri ortamına girilirken, zayıf bir ihtimaldir. Türkiye de bu konuda baskıya boyun eğmeyeceğine göre, Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi bir gerginlik daha oluşacak, hatta normalleşme süreci inkıtaya uğrayabilecektir. 2022 yılı Türk-Amerikan ilişkilerinde çok sorunlu bir dönem olmaya namzettir.

NE YAPMALI? 

Dolayısıyla Ankara müzakerelerde bu tehlikeyi bertaraf etmeye çalışmalı, her halükârda karşılıklı diplomatik temsilciliklerinin açılması müzakere sürecinde mesafe alınmasına bağlı kılınmalıdır. Zamanlama olarak ise ABD yönetimi ve Kongre’den soykırım iddialarını tanıması amacıyla üzerine gelebilecek baskıların mahiyetini görebilmek için, Ankara her halükârda ABD’de Kasım 2022’de yapılacak Kongre (Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin tamamı, 100 sandalyeli Senato’nun ise 1/3’ü) ara seçimlerin sonuçlanmasını beklemelidir.  

Ankara’nın bu göreve profesyonel bir diplomatı atamış olması doğru bir tercihtir. Erivan’ın da zamanında Dışişleri Bakanlığı da yapmış olan Parlamento Başkan Yardımcısı’nı atamış olması konuya özenle yaklaştıklarını göstermektedir. Sonuç olarak, Ankara Erivan’a giden uzun ince bir yolda yürüme kararı almıştır. Ancak önü çukurlar, kasislerle doludur. Bakalım ne kadar yol alınabilecek!   

FARUK LOĞOĞLU

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları