Olaylar Ve Görüşler

Emperyalizmden Kurtuluşun Ayı - Av. Erol ERTUĞRUL

30 Eylül 2020 Çarşamba

Asıl adı Osman Nevresti. 1888 yılında Selanikte doğmuştu. Selanik Fevziye Mektebinden sonra İttihat ve Terakki tarafından burslu olarak Paris Sorbonne Üniversitesinde siyasal bilimler öğrenimi görmüştür. Pariste İttihat ve Terakki Fırkası’nda ve Teşkilat-ı Mahsusada görevlendirilmiştir. İstanbula döndükten sonra Osmanlı Devleti aleyhine Balkanlarda İngiltere adına çalışan Buxton kardeşlerin çalışmalarını önlemekle görevlendirilmiştir. Bükreş’te Buxton kardeşlere bir suikast düzenlemiş, on yıl hüküm giymiştir.

1916 yılında Almanyanın Balkanlara girmesi sonucunda salıverilmiş ve İstanbula dönmüştür. Teşkilat-ı Mahsusa silahşoru olarak Hasan Tahsin adını almıştır. 1918 yılında İzmire yerleşen Hasan Tahsin, Hukuk-u Beşer gazetesini yayımlamaya başlamıştır. Gazetedeki yazılarında Vatanperver Hasan Tahsin” adını kullanır.

Hasan Tahsin, Türkiyede kadın haklarını savunan ilk kişidir. İzmiri Yunanlara teslim etmek istemeyenlerce kurulmuş olan Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” üyesidir. 14 Mayıs’ı 15 Mayısa bağlayan gece binlerce İzmirli, eski Musevi mezarlığında toplanmıştı. Hasan Tahsin, mitingin ikinci konuşmasını yapmış ve halkı direnmeye çağırmıştır. Gazetesinde yazdığı yazılarda da Burayı Yunana vermeyeceğiz” diyordu.

BİR GÜNDE 2 BİN ŞEHİT

15 Mayıs 1919 sabahı Yunan askerleri saat 08.55te karaya çıktı. Yunan yetkililer, İzmire girdiklerinde hiçbir direniş ile karşılaşmayacakları, Türklerin bu işgale karşı çıkmayacakları güvencesini vermişlerdi. Hasan Tahsin Kordon Boyunda bekliyordu. On binlerce yerli Rum, ellerinde Yunan bayrakları ve çiçeklerle Yunan askerlerini karşılıyordu. İzmir metropoliti Hrisostomos gelenleri kutsuyordu. Osmanlı yönetiminin istemi üzerine bu işgale kimse karşı çıkmıyordu.

Ali Nadir Paşa, bütün subaylarını Sarı Kışlada toplamış, silahlarını da almıştı. Yunan konvoyunun yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra Hasan Tahsin, kalabalığın arasından çıkarak öne geçti. Böyle bir şey olamaz, ellerini kollarını sallayarak giremezler” diyerek elindeki silahla Yunan konvoyunun bayraktarını yere serdi.

Böyle bir direniş beklemeyen Yunan alayı şaşırmıştı. İlk şaşkınlıkları geçince Hasan Tahsini şehit ettiler. Ve cesedini süngüleyerek metrelerce sürüklediler. İlk gün İzmirde 2 bin Türkü şehit ettiler. Rum piskoposu Hrisostomos, bu katliamı destekliyor ve sürmesini istiyordu. Böylece Kurtuluş Savaşı’nın ilk kurşunu Hasan Tahsin tarafından atılıyordu.

27 Mayıs 1919 günü Aydın işgal edildi. Acımasız katliamlar burada da sürdürüldü. Aydın, 3 yıl 3 ay 10 gün işgal altında kaldı. O günlerde Aydında Kuvayi Milliye kuruldu. Yörük Ali Efe ve kızanları düşmana karşı yaman bir savaş verdi. 31 yaşında yaşama veda eden Hasan Tahsinin sıktığı ilk kurşun, Türk Kurtuluş Savaşı’nda diğer yerlerde örnek oluşturdu.

Aydınlı efelerin Hasan Tahsinin eylemi için Bir genç, düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer” dedikleri bilinir. Aydında da tüm halkın genç-yaşlı, kadın-erkek bu direnişe yürekten katıldıkları bilinir. Menderes köprü başında, yaz sıcağında Kuvayi Milliyeciler Aydın’ı düşmandan geri almak için savaşırken Menderese yakın Baltaköy’ün kadınlarının kurşun yağmuru altında hiç korkmadan ellerindeki testilerle su, ekmek, peynir, katıklarla gelip savaşçılarımıza destek ve yürek verdikleri bilinir ve dilden dile söylenir. Aydında Kuvayi Milliyecilerin Yunana karşı yaptıkları baskınlar ve yürekli savaş, düzenli ordumuza zaman kazandırmış ve sonuçta ordumuzun 7 Eylül 1922 günü Aydına girmesiyle son bulmuştur.

Cumhuriyet kurulduktan sonra TBMM, Yörük Ali Efeye İstiklal Madalyası vermiştir. Bugün Aydın’ın Yenipazar ilçesinde Yörük Ali Efenin yaşadığı evde güzel bir müze yapılmış ve müzeye Yörük Ali Efe adı verilmiştir.

KUTSAL EMANET

26 Ağustos 1922 günü ordularımızın Büyük Taarruzu başlamıştır. Yabancı gözlemcilerin Türkler bu cepheyi yedi yılda bile yaramaz” dedikleri Yunan cephesi birkaç saat içinde yarılmıştır. 2 Eylül 1922 günü Yunan generali Trikupis, Uşak yakınlarında Ahmet Çavuş tarafından tutsak edilmiş ve Mustafa Kemalin karşısına çıkarılmıştır.

Mustafa Kemal, Trikupise çok iyi davranmıştır ve 9 Eylül 1922 günü ordularımız İzmire girmiştir. Eylül ayı Ege kentlerimizin emperyalizmden kurtuluş ayıdır. Manisa yönünden gelerek İzmire ilk giren birliğin komutanı Yüzbaşı Şerafettin, yaralı olarak hükümet konağına şanlı bayrağımızı dikmiştir. Başta Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz.

Bize düşen, Cumhuriyeti gelecek kuşaklara aldığımız gibi teslim etmektir.   

AV. EROL ERTUĞRUL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları