Olaylar Ve Görüşler

Ege’de son kurşun - AV. EROL ERTUĞRUL

09 Eylül 2024 Pazartesi

15 Mayıs 1919 günü sabah saat 8.30 sıralarında Yunan ordusu, sömürgeci güçlerin desteğinde İzmir’e girdi. Rumlar coşku ile Yunan askerlerini alkışlıyorlardı. Yunan askerlerini İzmir’in Rum metropoliti Hiristos Temos karşılıyordu. İlahiler okuyorlar, Yunan bayrağını öpüyorlardı. Kordon’da ilerleyen Yunan askerlerine ilk kurşunu gerçek adı Osman Nevres olan gazeteci Hasan Tahsin attı. Kurşun yağmuruna tutulan Hasan Tahsin hemen orada yaşamını yitirdiğinde 31 yaşındaydı.

KAHRAMAN KADINLAR

İzmir’in ele geçirilmesinden bir gün sonra İzmir’deki İngiliz konsolosu, Yunan ordusunun İzmir’e girdiğini, Türkler ile çatışmalar olduğunu, büyük bir disiplinsizliğin hâkim olduğunu, Türklerin evleri ve işyerlerinin yağma edildiğini, Yunan ayak takımının çevrede terör estirdiğini aktarıyordu.

İzmir’in Yunan elinde kalışı üç yıl üç ay 25 gün sürmüştür. İzmir’den sonra Aydın, 27 Mayıs 1919 günü işgal edildi. Yunanlar, Aydın’da büyük bir direnişle karşılaştı. Kuvayı Milliye Aydın’da destanlar yarattı. Yörük Ali Efe ve kızanları Yunan ordusuna Malgaç ve Erbeyli baskınları ile büyük kayıplar verdirdiler. Asaf Gökbel, “Milli Mücadele’de Aydın” kitabında bu direnişi “Savaşın iyiden iyiye kızıştığını ve birkaç yüz vatanseverin Menderes kıyısında kahramanca dövüştüğünü gören Baltaköy kadınlarının yiğitlikleri unutulamaz. Kadınların kimisi su testisini, kimi ayran güğümünü omuzlayarak, kimi sepetine ekmek ve katık doldurarak, kendilerini ateş hattına atmışlar, siperlere girerek savaşan kahramanlarımıza su, ayran ve ekmek dağıtmışlardı. Bu olay uydurulmuş bir söylence değil, Kuvayı Milliye tarihimizde örneği çok görülecek olaylardan birisiydi” biçiminde anlatmıştı.

Üç yıl, üç ay, on gün düşman elinde kalan Aydın 7 Eylül 1922’de kurtuldu. Aydınlı kadınların kahramanlıkları unutulamaz. Aydın Şahnalı köyünün kızları savaşa giden askerleri için 1877 Osmanlı Rus savaşından bu yana ay yıldızlı sancak dokumuşlar. Sancak askerlerle birlikte gitmiş ve savaştan sonra köye geri gelmiş. (Sancak köy camisinde saklanmış, 2012 yılında incelenmek üzere Mimar Sinan Üniversitesi’ne teslim edilmiştir.)

İZMİR’E GİREN SÜVARİLER

İzmir’de üç yılı aşkın süren bu karanlık dönemden sonra ordularımız 9 Eylül 1922 günü saat 10.30’da İzmir’e girdiler. Aynı gün saat 21.30’da Körfez’de bulunan Edgar Kine zırhlısı telsizinden süvari kumandanı Mürsel Bey şu telgrafı çekti: “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’ya... Kahraman Ulusal Ordumuzun yılmaz süvarileri bizler, düşmanın İzmir önündeki son direnişini de kırarak 9 Eylül günü İzmir’e girdik. Halkın gözyaşlarıyla derin saygılarımı sunmakla mutluyum.”

Aynı gün ön birliklerimiz Konak alanındaki Hükümet Konağı’na şanlı bayrağımızı bir daha hiç inmemek üzere çekmiştir. Mustafa Kemal, 9 Eylül günü Belkahve’den baktığı İzmir’e 10 Eylül 1922’de büyük sevinç gösterileri arasında girmiştir.

İzmir, Mustafa Kemal’in yaşamındaki en önemli kenttir. İzmir hep bağımsızlıkçı olmuştur. Hep Aydınlanmadan yanadır; hep Kuvayı Milliyeci olmuştur. İzmir’in yalnızca Kurtuluş Savaşı’mız sırasında değil, Cumhuriyetimizin kuruluşunda, devrimlerin gerçekleştirilmesinde, demokrasinin yerleştirilmesinde de önemli bir yeri vardır.

AYDINLANMACI ŞEHİR

Atatürk’ün istemi ile İzmir İktisat Kongresi de Mahmut Esat Bozkurt’un çalışmaları ile İzmir’de toplanmıştır. Bu özellikleri nedeniyle İzmir gericilere teslim olmamıştır. Aydınlanmadan hiç ödün vermedi. Hep Aydınlanmanın, devrimlerin öncüsü oldu. Bu özelliklerinden dolayı gericiler İzmir’e hep karşı dururlar. Ama İzmir Aydınlanmadan yana duruşunu hiç değiştirmez. İzmir’de ilk kurşunu, Ege’de son kurşunu atanları sevgi ve saygı ile anıyoruz. 9 Eylül tüm ulusumuza kutlu olsun.

AV. EROL ERTUĞRUL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları