Olaylar Ve Görüşler

Devrimcilik ilkesi ve maarif modeli - DOÇ. DR. HÜNER TUNCER

27 Mayıs 2024 Pazartesi

Milli Eğitim Bakanlığı’nca düzenlenen yeni eğitim programında “Maarif Modeli” ismi altında bir müfredat değişikliğine gidilmesi, aklıma hemen Atatürk Devrimi’nin temelini oluşturan 6 ilkeden “devrimcilik” ilkesini getirdi. Devrimcilik ilkesi, Atatürk Devrimi’nin hiç kuşkusuz en önemli ilkesiydi. Bu nedenle, ülkemizde özellikle bir süreden beri açıkça karşıdevrim çabalarını anımsatan uygulamalar karşısında, bu ilke üzerinde önemle durulması gerektiği kanısındayım.

Atatürk’ün devrimcilik ilkesi iki anlama gelmekteydi. Birinci anlamda “devrimcilik”; var olan yapının, yani gerçekleştirilmiş olan laik, devletçi, milliyetçi, halkçı ve devrimci Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması amacını taşıyordu. İkinci anlamda “devrimcilik” ise Türk Devrimi’ni, temel ilkeleri yönünde ileri götürme görevini içeriyordu. Bir başka deyişle, yalnızca var olanın ve gerçekleştirilenin korunması ile yetinilmeyecek; Türk Devrimi, zamanın gereklerine ve çağdaş gelişmelere göre, temelinde yatan ilkeler doğrultusunda daha da ileriye götürülecekti.

ÇAĞDAŞLAŞMA

Devrimcilik ilkesi; Türk Devrimi’ni çağın, çağların, geleceğin yeni oluşumları ve gelişmeleri karşısında sürekli kılan ilkeydi. Böylelikle Türk Devrimi’nin, hiçbir zaman çağın gelişmeleri karşısında geri kalmaması öngörülmüştü.

Devrimcilik ilkesinin temelinde çağdaşlaşma yatmaktadır. Çağdaşlaşma, Türk toplumunun, çağının gereksinmelerine karşılık vermek üzere yapısında ve düşünce sisteminde yeniliklere açık olması demektir. “Devrimcilik”, bir başka deyişle, yeniliklere açık olmak ve yenilikleri sürekli kılmaktır.

AKLIN VE BİLİMİN REHBERLİĞİ

Eğitim sistemimizi çağdaş ilkeler yerine, çağın çok gerisinde kalan bir model üzerine oturtmak ve çocuklarımızı ve gençlerimizi çağdaşlıktan uzaklaştırmayı hedef alan bir eğitim sistemine tabi tutmak ne denli akılcı bir yaklaşımdır? Yoksa AKP iktidarının hedeflediği, çağdışı bir eğitimle toplumumuzu yeniden Osmanlı dönemine geri götürmek hevesi midir? Böyle bir duruma, Atatürk’ün izinden gitmeye ant içmiş aydınlar olarak bizler kesinlikle izin vermeyeceğiz.

“Devrimcilik”, “eski”ye bağlı kalmak yerine, ileriye, geleceğe dönük olmaktır. Büyük Atatürk, Osmanlı’nın geri kalmışlığının başlıca nedeni olarak, kötü yönetimini ve Batı’daki gelişmelerin dışında kalmasını görmüştü. Bilindiği gibi, Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa devletlerinden tam 300 yıl sonra Batı devletleriyle sürekli ilişkide bulunmasını sağlayan “sürekli diplomasi” uygulamasını kabul etmişti.

Aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaş düşüncelere ve çağdaş bir toplum yapısına sahip olmak yerine, dinsel inançları düşünce sistemlerinin merkezine oturtan bir toplum yapısının, Atatürk’ün “devrimcilik” ilkesiyle bağdaştırılması olası değildir. Türkiye’nin ilerleyebilmesi ve çağını yakalayabilmesi, ancak “devrimcilik” ilkesi çerçevesinde, yeni kurumlara ve düşünce sistemlerine açık olmasıyla gerçekleşebilecektir.

Son 22 yıldır ülkemizi yönetmekte olan AKP iktidarı, Atatürk’ün diğer ilkelerini olduğu gibi, “devrimcilik” ilkesini de bilinçli olarak göz ardı etmiştir. Toplumumuzu çağdaşlaştırmak yerine, bağnaz inançların ve uygulamaların cenderesinde kıvranan ve çırpınan bir topluma dönüştürme yolunda dev adımlar atmıştır.

ÇAĞDIŞI

Talim ve Terbiye Kurulu ne yazık ki “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni geçen hafta onaylamıştır. Böylelikle Atatürk’ün, “Eğitimdir ki bir milleti hür, bağımsız, şanlı ve yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder. (...) Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni nesle vereceği eğitim, milli eğitim olmalıdır” sözleri, AKP iktidarınca bilinçli olarak göz ardı edilmiş ve eğitimimiz “milli” olmaktan uzaklaştırılarak çağdışı bir niteliğe büründürülmüştür.

DOÇ. DR. HÜNER TUNCER



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları