Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Devlete güven - Sıtkı Ergüney
Türkiye’yi, 22 yıldır “milli iradeden” aldığı yetki ile yöneten AKP’nin, söylemleri, uygulamaları, TBMM’deki sayısal üstünlüğü ile çıkardığı yasalarla ülkeyi Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden soğutma çabaları herkesin bildiği bir gerçek.
Atatürk ve yol arkadaşlarının, Türk milletini karanlıktan kurtarmak için verdikleri; çağdaş hukuk, bilimsel eğitim, sağlıklı toplum, güçlü ekonomi mücadelesi sonucu elde edilen kazanımlar, çok partili siyasi yaşamla birlikte 1950’den günümüze sistematik biçimde yozlaştırılarak AKP ile tükenme noktasına getirildi.
Laiklik, demokratik hak ve özgürlükler ve hukukun üstünlüğü ilkeleri yalnızca sözde kalan kavramlara dönüştü. Laiklik; “dinsizlik”, hak ve özgürlükler; “tarikatlara öncelik”, hukukun üstünlüğü; “talimatla karar veren yargı” ile özdeşleştirildi.
Kamu kurumları, siyasi tercihleri, dünya görüşleri iktidardakilerle örtüşenlere teslim edildi. Kurumların, toplumdaki saygınlıkları, güvenirlilikleri yok oldu. Sosyal devlet kavramı, “sadaka devleti” ile özdeşleştirildi. Yardım alanlar yoksulluklarının nedenini değil, aldıkları yardımların miktarını sorgular oldu! Böylece; yurttaşlık bilincinin yerini kulluk kültürü aldı.
BOZULAN EKONOMİK YAPI
Türkiye; başta ekonomi olmak üzere pek çok alanda yanlış ve kötü yönetiliyor. AKP ile birlikte kamunun ekonomideki belirleyici rolü tamamen yok edildi. Merkezi planlama disiplini terk edildi. Ekonominin temel ilkesi; “sınırlı kaynakların çoğunluğun yararına tahsisi” yerine çok küçük azınlığın istek ve çıkarları öne çıkarıldı. Yatırımın fizibilitesi, geri dönüş süresi kriterleri dikkate alınmadan teşvik edilen yap-işlet-devret projeleri sonucu kamu kaynakları özel sektöre ipotek edildi. Tarımsal üretim kendi haline bırakıldı. Özel sektörün Türkiye’de yaptığı sınai üretim maliyet gerekçesi ile Mısır, Romanya gibi ülkelere kaydırıldı; bu da içeride istihdam kaybına neden oldu.
OBJEKTİF KRİTER
Yatırımların kamu-özel sektör arasında dağılımı, (üretim araçlarının mülkiyeti) ekonomide uygulanacak ücret politikasını, dolayısıyla milli gelirin bölüşümünü belirleyen temel unsurdur. Serbest piyasa ekonomisinin mikroekonomi modelinde yatırım kararları için tek kriter “kâr maksimizasyonu”dur. Bunun sağlanamayacağı alanlarda özel sektör yatırım yapmaz. Yatırım kârlılığının (return on investment- ROI) kantitatif ölçüsü yatırımcının subjektif tercihidir. Bu tercih sonucu yapılan yatırımla üretilen mal ve hizmet fiyatlarının “makul” veya “fahiş” olarak tanımlanmasının objektif kriteri yoktur. Bu nedenle de “fahiş fiyatla” mücadele kandırmacılıktan öteye bir söylem olamaz.
ALINMAYAN ÖNLEM
Özel sektör kendi kriterlerine uygun olmayan alanlarda yatırım yapmaz. Bunları kamunun yapmasını bekler, ekonomide karşılık bulduğunu gördüğü anda da yatırım kararı alır.
Türkiye’de bu olgu eğitim ve sağlıkta yaşanmış, yaşanmaktadır. Özel eğitim kurumlarında burs adı altında -sözde- “katlanılan maliyet” burs alamayan öğrencilere yansıtılmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemi de bireysel emeklilik (BES) yolu ile özel finans sektörüne peşkeş çekildi. BES’te toplanan devlet katkılı fonların (yaklaşık 400 milyar TL) SGK bünyesinde toplanarak değerlendirilmesi, SGK’nin nakit akışının rahatlatılması neden düşünülmemiştir ya da düşünülmez?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü çikolata markası da artık kara listede
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Erdoğan'dan Özel ve İmamoğlu'na tazminat davası
- 'Sanki mağdur olan Esenyurt değilmiş gibi...'
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- Tek kalemde milyarlık vergi borçları silinenler nerede?
- Halk TV'den ayrılan Şirin Payzın'ın yeni adresi netleşti
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'