Olaylar Ve Görüşler

Devasa ulaştırma yatırımları ve sonuçları - Prof. Dr. İsmail ŞAHİN

08 Nisan 2022 Cuma

Devasa ulaştırma yapıları birbiri ardına hayata geçiriliyor, hangi ihtiyacımızı karşılayacağı veya hangi sorunlarımıza çare olacağı tartışılmadan. Yapıların hizmete açılmasının ardından, kimi siyasetçiler, gazeteciler, bu yapıların inşa edilmesine değil ama yapılma yöntemine karşı olduklarını söylüyorlar. Örnekler çok, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, son olarak da 1915 Çanakkale Köprüsü ve bağlı otoyol. Bu yatırımları destekleyenlerin, düşüncelerini gözden geçirmeleri gerekiyor. Çünkü bu projelerin her biri, ülkemizi imzaladığı Paris İklim Anlaşması’ndan bir adım daha uzaklaştırıyor. Anlaşma maddelerinden biri sera gazı salımlarını (emisyonlarını) azaltmaktır. Bu karayolu projeleri, sera gazı salımını azaltmaz, artırır. Gelecek kuşaklara da ulaştırmanın sürdürülemez iki mirasını bırakır: Hava kirliliği ve trafik tıkanıklığı.

YAYGINLAŞMALI

Her ulaştırma yapısı, ihtiyaca göre kullanılsın diye inşa edilir. Ancak yap- işlet-devret modeliyle yapılanlar, beklenen sayıda müşteri çekemiyor. Verilen garantilerle açığı hazine kapatıyor. İstanbul Boğazı’nda kamu eliyle yapılan köprülerden geçen taşıt sayıları zamanla belirli bir eğilimle artmıştı. Özel şirketlerin köprü ve tünellerinden geçişte alınan dövize endeksli yüksek ücretler, ekonomik krizle birlikte geçiş sayılarını oldukça sınırlıyor. Yükü beraber taşıyoruz ve sürdürülebilir kalkınmanın sosyal adalet ayağı sakatlanıyor.

Sürdürülebilir kalkınmanın, çevresel koruma ve sosyal adalet yanında üçüncü ayağı ekonomik büyümedir. Büyüyerek kalkınmaya temkinli yaklaşmalı çünkü daha çok büyümek için daha çok tüketmek ikilemi dünyamızı yok oluşa sürüklüyor. Devasa karayolu projeleri birilerinin iştahını kabartabilir, kendi ekonomik büyümelerini sürdürmek için. Bazı şirketler, düzenli aralıklarla kurumsal sosyal sorumluluk raporlaması yaparlar, sürdürülebilir kalkınmaya eşlik ettiklerini belgelemek adına. Bunlardan bazıları da sürdürülemez gördükleri işlerin içine girmeyeceklerini duyururlar. Kanal İstanbul örneğinde bu tür yaklaşımları az da olsa gördük. Siyasetçilerden de  iktidara geldiklerinde, başlamış olsa da, böyle yıkıcı projeleri durduracaklarını duyduk, umutlandık. Umarız benzer yaklaşımlar kurumlardan bireylere yaygınlaşır, toplumsal bir sözleşmeye dönüşür. 

SAFLIK OLUR

Son 20 yılda yapılan yatırımlardan ne umduk ne bulduk? Duble yollar, köprüler, tüneller ekonomide beklenen büyümeyi, kalkınmayı sağlayamadı. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün ekonomiye etkisi, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün etkisinden farklı olmayacak. Bu projeler yapılırken, verilen sözler tutulsaydı, bugün yaşanan ekonomik sıkıntılar yaşanmazdı. Verilen hazine garantileriyle genel bütçeden yapılan ödemeler, ekonomik çöküşü ağırlaştırıyor. Albert Einstein’ın ünlü sözü yaşananların özeti gibi: Aynı şeyi tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek, saflıktır.

PROF. DR. İSMAİL ŞAHİN

İNŞAAT MÜHENDİSİ, ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları