Olaylar Ve Görüşler

Cumhuriyet sırat köprüsünden geçiyor - Gani AŞIK

18 Nisan 2022 Pazartesi

Birinci Dünya Savaşı’nda Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa’nın otoriterleşen büyük gücü nedeni ile Batılılar, özellikle de Almanlar, Türkiye’yi, “Enver’in Ülkesi” anlamında “Enverland” olarak tanımlıyorlardı. Enver Paşa kuşkusuz büyük bir siyasi güce sahipti ama üstünde sadrazam ve padişah vardı. Siyasi ve hukuki garabet örneği olarak partisinin genel başkanı, ülkenin de cumhurbaşkanı sıfatlarını taşıyan Erdoğan’ın üzerinde başka bir otorite ve güç yok. Erdoğan’ın siyasal genetiklerinden şekillenen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ideolojik kodları ile laik cumhuriyetin kodları örtüşmüyor. 

Türkiye’nin “Recep’in Ülkesi”ne dönüştürüldüğünün binlerce örneği varsa da sadece kuvvetler ayrılığına özet bir değinme ile yetinelim: İşleyişine ya da işlemeyişine bakarak  parlamento eşittir Erdoğan ve ulusal irade tutsak. Yürütme, ana muhalefet liderini bile kapısından çevirecek kadar evlere şenlik. Özellikle siyasi veya siyasetle bağlantılı cinayet davalarında kararı yargıçların vermediğinin açık kanıtı, yüksek perdeden atıp tuttuktan sonra Kaşıkçı dosyasını katiline iade ederek bağımsız Türk devletinin yargı egemenliğinin dolarla takas edilmesidir. Hukuk devletinin üç vazgeçilmezi de işlemez durumda...

DEVLETİ YIKIYORLAR

Batı’nın Atatürk rahatsızlığı; onun antiemperyalist, tam bağımsız ve çağın aydınlığı ile buluşmuş Türkiye idealinden kaynaklanır. Osmanlı’nın batışında payı olan, Cumhuriyeti de uçurumun kenarına taşıyan tarikat, cemaat ve güdümlerindeki örgütlenmelerin Atatürk düşmanlığı cehalet ve emperyalizme köleliktendir. “Dava”ları Türkü Arap, Türkiye’yi Arabistan yapmaktır. Sayıları on binleri aşan tarikat yurtları ve gökdelen altı şer yuvalarında körpe dimağlar, Cumhuriyetle vuruşacak savaşçı eğitimi alıyor ve Türkiye Batı ortaçağı’na evriliyor. 

Devlet ve millet olarak böyle bir ortamda sırata benzer bir kader köprüsü üzerinde yalpalayarak ilerliyoruz. Kimi ulema, “Sırat bir köprü değil, cennet ehli için genişleyen, cehennemlikler için daralan yoldur” der. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimlere doğru ilerleyen yolumuzun, ortaçağcılara mı, Atatürk’ün has evlatlarına mı daralacağı veya genişleyeceği, gizlerle dolu ciddi bir sorun olarak ülkenin gündeminde. 

Son çıkardıkları Seçim Yasası’ndan da anlaşılacağı gibi, Türkiye’nin yaklaşan kader seçiminde sandığa giden yolda kendilerine geçiş üstünlüğü, muhalefete bariyer planlıyorlar. Bu yasa ile sağlanan ilave imkânlarla bürokratik, yönetsel ve siyasi zorbalıklarla, gerekirse de ellerindeki devlet gücü ile yine bir “Atı alan Üsküdar’ı geçti” hazırlığındalar. Başarıları, Cumhuriyetin ölümüdür. Devlete ve demokrasiye sahip çıkmak gibi bir yurttaşlık görevi ile yüz yüze ve ulusal tarihimizin zor bir dönemecindeyiz.

GANİ AŞIK

E. CHP KAYSERİ MİLLETVEKİLİ/MÜFTÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları