Olaylar Ve Görüşler

Çözüme şans verilmeli

05 Nisan 2016 Salı

Halkın tüm kesimlerinin, siyasi partilerin, parlamentodaki temsilcilerinin ve sivil toplum örgütlerinin karşılıklı sevgi, saygı ve tolerans havası içinde, sorunlara tüm halkı tatmin edecek ortak çözümler aramaya çalışmaları fevkalade önemlidir.

 

Çözüm süreci görüşmelerinin seyrinin oldukça yavaş gitmesini doğal karşılamak gerekir. Bu durum taraflar arasında karşılıklı güven noksanından ileri gelmektedir. Bu güçlüğün aşılması oldukça uzun bir zaman alabilir.
Karşı tarafın görüşlerini paylaşmazsanız dahi onların bakış açısını anlamaya çalışmakta yarar vardır. İlk olarak tarafları bir araya getirmek gerekir. Uzun zamandır birbiri ile savaşan ve birbirini öldüren insanları bir araya getirmek, onların bir odada oturup samimi bir şekilde birbirlerini dinlemelerini ve birbirlerini anlamalarını sağlamak çok zordur... Bunun için karşılıklı güveni tesis etmek, sürece dahil olmayı mümkün kılacak şekilde güvensizliği en düşük düzeye indirmek zaman alır. Burada sabır ve itidal önemlidir.

Süreç için yol haritası
1. İki halk arasında din ve yaşam ve gelenekler açısından pek çok ortak noktanın varlığı birlikte yaşamı kolaylaştırmaktadır. Bu durum çözüm sürecinin hareket noktası olmalıdır.
2. Kürtlerin yaklaşık yarısının ülkenin diğer kesimlerinde yaşadıkları ve o bölgelerin ekonomilerine entegre oldukları, bu durumda Kürtlere bağımsızlık ve otonomi verilmesinin o bölgelerdeki Kürtlerle Türkler arasında büyük kutuplaşmaya ve çatışmaya yol açacağı dikkate alınarak, bu nedenle bağımsızlık ya da otonominin bir çözüm olamayacağı teslim edilmelidir.

Siyasi eşitlik
3. Türkler ve Kürtler yek diğerinin siyasi eşitliğini anayasal çerçevede devletin temel dayanağı olarak tanımalıdır. Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken Türk tarafının ısrarlı çabaları sonucunda Rumlara büyük güçlükle kabul ettirilen siyasi eşitlik kavramının, benzer bir yaklaşımla bu defa Türkiye Cumhuriyeti’nce Kürtlere uygulanması yerinde olur. Bunun Kürtlerden esirgenmesi çifte standart olur ve bu zihniyeti hiçbir şekilde savunmak mümkün değildir.
4. Türkiye Cumhuriyeti deyiminde Türkiye’ye yapılan atfın vatandaşlık bağına işaret etmekte olduğu anayasada kuvvetle vurgulanmalıdır.
5. Kürtlere anadilde eğitim hakkı tanınmalıdır, Kürtçe devletin resmi dili olan Türkçe ile birlikte ortaklaşa eğitilip okutulmalıdır.
6. Çözüm sürecini baltalama girişimlerine karşı PKK ile mücadeleye devam edilmeli, ancak bu hususta saldırgan bir tavır sergilemekten ziyade defansif önlemler alınarak şiddet eylemlerinin önlenmesine çalışılmalıdır. Bunun için etkin bir istihbarat sistemi geliştirilmelidir.

Süreklilik
7. Çözüm sürecinin şiddet eylemlerinden etkilenmemesine özen gösterilerek görüşmelerin sürekliliği sağlanmalıdır.
8. Ayrıca güney hududumuz civarında cereyan eden çatışmalara katılan gruplara silah sevkıyatı sıkı bir kontrol altına alınmalı ve bunların yurtiçindeki şiddet eylemlerinde kullanılması da önlenmelidir.
9. HDP, PKK ile arasına mesafe koymalı ve sorunun TBMM çatısı altında çözümü için çaba göstermelidir. Bu amaçla HDP, TBMM’de oluşturulacak uzlaşma komisyonunda diğer partilerin yanı sıra eşit sayıda temsilci ile yer almalıdır.

Güneydoğu’ya destek
10. Güneydoğu Anadolu ekonomik açıdan desteklenmeli, kamu ve özel sektörün bölgeye yatırımları özendirilmeli, böylece bölgenin refah düzeyinde halen mevcut farklılık giderilmelidir.
11. Ülkede demokratikleşme süreci geliştirilmeli ve güvenlik, Dışişleri ve Maliye gibi konular dışında kalan alanlarda devletin birlik ve bütünlüğü için tehdit yaratmayan konularda bazı yetkiler yerel yönetimlere devredilmelidir. Ülkede karşılıklı güvenin güçlenmesine paralel olarak bu yetkiler genişletilmelidir.

Af mahiyeti
12. Af konusu tarafların diğer tüm konular üzerinde mutabakatını takiben en sona bırakılmalıdır. Zira diğer konular üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra sırf af yüzünden tüm anlaşmanın riske edilmesinin sorumluluğunu üstlenmeyi kimsenin göze alabilmesi pek mümkün görünmüyor. Çıkarılacak affın mahiyeti hakkında bugünkü ortamda fikir yürütülmesi de esasen doğru olmasa gerek. Ancak bunun siyasi nitelikte ve oldukça kapsamlı olması beklenir. Öcalan’ın durumu doğal olarak özellik arz etmektedir. Bu hususta benzer durumlarda diğer ülkelerde alınmış olan kararlar da emsal olabilir.

Bu vatan hepimize yeter
Ülkemizin ciddi sorunlarla boğuşmak zorunda kaldığı bir ortamda, halkımızın tüm kesimlerinin, siyasi partilerimizin, parlamentodaki temsilcilerinin ve sivil toplum örgütlerimizin karşılıklı sevgi, saygı ve tolerans havası içinde aralarında devamlı bir diyalog sürdürerek, bu sorunlara tüm halkımızı tatmin edecek ortak çözümler aramaya çalışmaları, bu amaçla farklılıklarımız yerine ortak değer ve çıkarlarımızı gözeterek uzlaşma zihniyet ve kültürü ile hareket etmeleri ve devletimize destek olmaları fevkalade önemlidir.
Bu vatan hepimizindir ve hepimize yeter.

AYHAN KAMEL
Emekli Büyükelçi

 

-

 

NASA’daki yeni hayatlar

NASA, yine bilimin ışığında yeni bilgiler üretmeye, yeni ufuklar açmaya ve en önemlisi insanlığa yeni hayatlar kazandırma uğraşlarına devam edecek gibi gözüküyor. Peki, ya biz ne yapıyoruz?

NASA yaptığı bir açıklamada, Dünya’dan 1400 ışık yılı uzaklıkta yeni bir gezegen keşfedildiğini ve bu gezegenin Dünya boyutunda olduğunu, belirli bölümlerinde yaşama belirtilerinin var olduğunu, güneşe benzer bir yıldızın çevresinde hareket ettiğini açıkladı.

NASA’nın kazandırdıkları
NASA, bilim sayesinde günümüzde insanların hayatlarına yeni buluşlarıyla o kadar çok farklı boyutlar kattı ki hayal bile edemezsiniz. Ne gibi buluşlar mı bunlar, hemen birkaç örnek vereyim: Bugün hayatımızın her alanında var olan ve bizleri uzun süre yemek yapma zahmetinden kurtaran dondurulmuş gıdaların nasıl muhafaza edileceğinin tekniklerini NASA buldu. Bir ara elimizden düşürmediğimiz oyun konsollarının hareketini sağlayan joysticklerin ilk kullanımı, NASA tarafından APOLLO Ay aracında kullanıldı. NASA’nın bir başka buluşu da günümüzde kullanılan su filtreleri. Temelde NASA’nın uzayda bakterilere karşı geliştirdikleriyle ile aynı.
Modern mikroçipler de Apollo’nun yön bilgisayarında kullanılmıştı ve daha nice buluşlar, projelerle insanlara sayısız fayda sağladı NASA.
Peki, dünyada bu önemli gelişmeler yaşanırken, yeni hayatlar bulmak için özellikle ABD ve diğer gelişmiş ülkeler seferber olmuşken biz ülke olarak nelerle uğraşıyoruz? Dolandırmadan söyleyeyim: Başkalarının hayatlarını karartmakla!

Cehaletin ışığı!
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, evrenin, uzayın, insanlığın sırları bir bir açıklığa kavuşturulurken, biz neyin ışığında ilerliyoruz? Cehaletin ışığında! Gelişmiş ülkeler kendi insanı için milyarlarca dolar yatırım yapıp uzayın derinliklerinde yol alırken, biz kendi insanımızın hayatlarını zehir etmekle uğraşıyoruz. Bir de ne uğruna biliyor musunuz? Mezhep, din, cinsiyet ve daha bunun gibi insanı insan yapan, onun kişiliğinin temeli olan alanlarla.

Güç gösterileri
Bu davranışlarımız çok matah bir şeymiş gibi üstüne bir de güç gösterisi, kabadayı böbürlenmeleri, paronayak davranışlar sergiliyoruz. Gelecek hesapları yapmadan, günü kurtarmalık davranışlar göstererek, birbirimizle bir türlü gönüllerde barışmayarak ömrümüzü bir hiç uğruna yok ediyoruz.
Bu hareketlerimizi de doğru buluyor, kendi zihinlerimizde onaylıyor ve küçük balık yutulur anlayışı ile güçsüz olana, savunmasız durumda olanlara daha da güç gösterisi yapıyoruz ve özellikle medya ile itibarsızlaştırma kampanyaları düzenliyoruz. Bunları yaparken de hukuk yerine orman kanunlarını, adalet yerine kandırmayı, birliktelik yerine ayrımcılığı, geniş vizyonlar yerine ufak hesapçılığı, kadın hakları yerine erkeğin sonsuz ve mutlak egemenliğini, ırkı, dili, rengi, kültürü bir kazanım, bir farklılık görmek yerine, kin, nefret, düşmanlığı yüceltmeyi ve kendi ideolojimize göre kutuplaştırmayı yeğliyoruz. Şu sorunun cevabını vermemiz lazım. Bilimi reddeden düşüncelerin yeşerdiği toplumda, cehaletin ışığında yürümeye hâlâ bu kadar gönüllü olacak mıyız yoksa kafalarımızı artık güç ayinlerinden, tahammülsüzlükten, benmerkezcilikten ve siyasilerin kontrolü ile medyanın mevcut ideolojinin devamını sağlama adına geliştirdiği kafa karıştırıcı politikalarından bir an önce kurtaracak mıyız?
Unutmayalım kendi adlarımıza vereceğimiz doğru cevaplar, toplumun dinamik yapısından ve iç içe geçmiş olmasından dolayı hepimizi ilgilendiriyor.  

SERDAR URAZ
Gazeteci



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları