Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çocuk Dövmek ve Dayak Genetiği! - Sevgi ÖZKAN
Toplumsal sorumluluğun önemli iç motivasyonu, yapılanlarla sağlanan artılara bağlıdır. Bunu bilerek çalışmak, yapılanların yararını daha iyi algılatır. Çocuk hakları konusunun, sivil toplum çalışmalarının dikkat alanına girmesiyle pek çok sorunu da ele almak mümkün olmuştur.
Çocuk hakları açısından çocuk istismarı, toplumda çocuğun
yüksek yararı konusunda bilinç yükselmesiyle önlenebilen bir hak ihlalidir. Çok çeşitli yanları
bulunan istismar kavramı, aslında çocuğun birey olarak
varlığından doğan haklarının göz
ardı edilerek çocuğun kullanılması,
ruhsal ve bedensel açıdan yıpratılması
anlamını içerir. İhmal ve
istismar birbirini oluşturan durumlar olarak çeşitli biçimlerde
birbirlerinden doğarlar. Burada ana hedef, çocuğun çeşitli yönlerden istismara uğradığının çevresi ve kendisince
kavranabilmesidir.
SOSYAL SORUMLULUĞUN DAYANAĞI
Her şeyden önce devlet, tüm çocuk hakları gibi, bu konudan doğan hak ihlalini de önleyici bilince sahip olmalıdır. Çocuk Hakları Sözleşmesi, toplumda çocuk hakları bilincinin yükseltilmesinin sağlanmasıyla işlevselleşir. Gerekli bilincin içselleştirilmesi, büyük çapta sivil toplum çalışmalarıyla gerçekleşir. Devletin bu konudaki bilincinin yükselmesi de yine sivil toplum çabasıyla sağlanır. BM’nin 20 Kasım 1989’da kabul ettiği sözleşme, daha sonra ulusal ve uluslararası sivil toplum çalışmalarının merkezine oturan sosyal sorumluluk girişimlerinin dayanağı olmuştur.
Fakat insan hakları anlamında çocuk haklarıyla başlayıp demokrasi hakkıyla sürdürülebilen toplumsal bilinci yükseltme gerekliliği, yılda bir kez bu günü etkinliklerle kutlamakla sağlanamaz. İlgili alanlarda sürdürülen bilinçli bir mücadeleyle içselleştirilerek benimsenir ve benimsetilirse çocuk hakları yaşama geçirilmiş olur. Yoksa atasözleri patentli davranış modelleriyle, dayakla, çocukları adam etmeyi görev sayan daha çok yetişkin çıkar.
DAYAK GENETİĞİ
Dayak olgusunun insan bedeninde oluşturduğu fiziksel ve ruhsal zedelenmenin yanında, üstünde fazla durulmayan en önemli sakıncası, özellikle küçük yaşta dövülen çocuklarda genetik şiddet yatkınlığını aktif hale getirmesidir. İlgili bilimsel çalışmalarda gittikçe daha fazla üzerinde durulan bu konu, dayağın oluştuğu ve oluşturduğu etkileşimlere daha çok dikkat çekmektedir. Bireysel ve resmi eğitim adına çocukları dayakla terbiye etmenin, toplumumuzda eski zamanlardan beri neredeyse erdem gibi algılandığını görmek için atasözleri ve deyişlere bakmak yeterlidir.
Bu nedenle, genellikle dayak yiyerek büyüyenler, dayakla adam oldukları fikrini benimseyip kendi çocuklarını da dayakla büyütmeyi iyi eğitimin şartı sayabilirler. Dayakla büyüyenler veya dayak döngüsünün doğal görgü ortamında kodlananlar, kendi ilişkilerinde bunu kullanmakta sakınca görmezler. Böylece bir davranış mirası olarak nesilden nesile aktarılan dayak, insan ilişkilerinin her türünde, sorun çözücü olarak algılanan kültürel bir kodlanma oluşturur.
Genetik şiddet yatkınlığını açığa çıkarmada dayağın oynadığı rol, üzerinde durulması gereken önemli bir bulgudur. O nedenle son zamanlarda iyice artan şiddet uygulamalarında, öncelikle bu yatkınlığın rolü üzerinde durulmaktadır. Çocuğunu veya öğrencisini onun iyiliği için dövdüklerine inananlar, aslında sadece çocuklarını dövmekle kalmayıp toplumun şiddet yatkınlığının yükselmesine de katkı sağlarlar. Sadece çocuğun canını ve ruhunu acıtmakla kalmaz, toplumun da canının yanması için zemin hazırlarlar.
EN ÖNCELİKLİ TERCİH
Dayak yedikçe uslanacağı sanılan, yediği dayakların şartlı refleksiyle gerçekten de dayak yemeden durulmayan insan modeli, sorun çözmede dayak olmadan sonuç alınamayacağı kabulünü, dayağın cennetten çıkma olduğu inancını tartışılmaz kılabilir. Bu da dayağa rağmen dayağı geçerli hale getirir.
Toplumun şiddet ortalamasını aşağıya çekmede rol oynayanlar, insani gelişime
katkı sağlarlar. Minik bireylere insanlar arası iletişimin dayaktan geçmediğini anlatmak, akılsal iletişimin önemini kavratmak, toplumların duygusal
motivasyonlu şiddet çemberinden akılsal iletişime
ulaşabilmesinin en temel yoludur.
SEVGİ ÖZKAN
SOSYOLOG / YÖRET VAKFI YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
En Çok Okunan Haberler
- İşte 2 milyon liranın aylık faiz getirisi
- CHP, belediye operasyonlarına karşı kartını çekti
- Zahide Yetiş canlı yayında cinsel ilişki videosu izletti
- 'Madem hedefiniz benim...'
- Suriye'den Türkiye'ye görülmemiş gümrük vergisi!
- Evde boğazları kesilmiş halde bulundular!
- Özlem Gürses'ten 'Bahçeli' itirafı
- Kürsüde Kürşad Yılmaz'a sert yanıt!
- Kasım Gülpınar ve Kürşad Zorlu ne yapacak?
- Gözaltındaki Rıza Akpolat’tan mesaj var!