Olaylar Ve Görüşler

CHP’de genel başkanlık tartışması

11 Temmuz 2023 Salı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim yenilgisinin tek sorumlusu görülerek biraz da haksız ve saygısızca eleştiriliyor.

Kimse masadan kalkıp tekrar oturan Akşener’e “Bu anlamsız hareketiniz oy kaybına neden oldu ve kaybettik” demezken bir kişi bile Erdoğan’a “Seçimde devletin tüm olanaklarını kullandınız, bakanlarınız istifa etmeden seçim çalışması yaptı, seçim öncesi montaj video yapıldığını itiraf ettiniz. Bu durumu sindirip o koltukta nasıl oturuyorsunuz” diye soramazken 28 Mayıs’a kadar umut olan Kılıçdaroğlu’na, 29 Mayıs sabahından itibaren, eleştiri dozunu aşarak “Derhal istifa et” denebiliyor.

Oysa tek adam rejimini yıkabilmek için oluşturduğu Millet İttifakı’nı seçime kadar getirmişti Kılıçdaroğlu. Dürüst, birleştirici, nazik ve halka tepeden bakmayan bir genel başkandı. İddia edildiği gibi 10 seçim falan da kaybetmemişti. 7 Haziran 2015 genel seçiminde ve 2019 yerel seçiminde sonuçlar AKP’nin istediği gibi değildi. Özellikle İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin geri alınması tamamen Kılıçdaroğlu’nun uzlaşmacı seçim stratejisi sayesinde olmuştu.

Hatalar

Hataları yok muydu Kılıçdaroğlu’nun?

Elbette vardı...

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi, milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasına destek verilmesi, helalleşme siyaseti, parti içi demokrasinin inşa edilememesi, zaman zaman yapılan keskin milliyetçi söylemler, gündemde değilken başörtüsü çıkışında bulunulması önemli yanlışlardı. CHP ve genel başkanının önceliği emperyalizmin dayattığı “ılımlı İslam” ve vahşi kapitalizme karşı 1923 Aydınlanmasına ve emek hareketine sahip çıkmak olmalıydı.

Şimdi 100 yıllık CHP’nin yetkili kurullarında tartışarak, çalıştaylar düzenleyerek ve solda yer alan sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek odaları ve derneklerin önerilerini alarak iktidar olmaya yönelik bir heyecanı başlatma zamanı...

İhtiyaç

Partinin ihtiyacı olan; emekten, barıştan, laiklikten ve demokrasiden yana genç, liyakatli, yurtsever, solcu bir kadrodur. Bu kadro içinden çıkacak genel başkan da Kılıçdaroğlu gibi dürüst, uzlaşmacı ve hoşgörülü olmalıdır.

Ancak sorun şu ki CHP’de bu yönde bir gereksinim olduğunu düşündürecek herhangi bir hareket görülmemektedir.

Şu anda genel başkan olmayı çok istediği her halinden anlaşılan İmamoğlu ise görece genç olmasının dışında yukarıdaki tanımın bir hayli dışındadır.

2019 yerel seçimi öncesinde Eyüp Camisi’nde “Yasin” okuyan, mazbatayı aldığı gün makamında toplu dua ile göreve başlayan, seçilirse belediye tesislerinde alkol satışı olmayacağını, kadın ve erkek havuzlarının ayrı olacağını söyleyen ve Türkiye’de neoliberalizmin ve neomuhafazakârlığın öncüsü, özelleştirmenin ve kapitalist tüketim kültürünün önünü açan Özal’ı öven bir CHP genel başkanı olabilir mi?

Hepsinin laiklik konusunda duyarlı olduğunu varsaydığımız, çoğunun özelleştirme karşısında kamucu ve emekten yana bir tutum içinde olduğunu düşündüğümüz kurultay delegelerinin, partinin ilkelerini içselleştirmemiş, liberal bir siyasetçiye onay vermesi düşünülemez.

Kurtuluşun ve kuruluşun partisi olan CHP tüm bu zorlukları aşacak tarihsel deneyime sahiptir ve aşacaktır.

Doç. Dr. Okan Toygar - CHP Beşiktaş üyesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları