Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs üzerine oyunları - Ahmet Göksan
Bazı kişilere göre uyuşmazlık, bazı devletlere göre sorun olarak sunulan Kıbrıs konusunun saman alevi gibi parlayıp içten içe yanmayı sürdürdüğü dönemlerdeyiz. Bu süreçte Birleşmiş Milletler’in uyuşmazlığın çözümüne ilişkin çabaları sürüyor. BM genel sekreterlerinin kendi isimleriyle anılan çözüm önerileri de içinden geçtiğimiz süreçte beklemeye alındı. Genel Sekreter Antonio Guterres de müzakerelerin başlatılabilmesi için ortak zeminin oluşmadığını sıklıkla yineliyor. 24 Nisan
2004’te oylanan Annan Planı’nın üzerinden 19 yıl geçti. Plan, tarafların ortak çıkarlarını gözetmeyen bir belgeydi. Rum saldırılarının başladığı 21 Aralık 1963’te ilk olarak hazırlanan belgede de dönemin Genel Sekreteri U Thant, Rum lider Makarios’un ağzıyla konuşmuş, Türklerin yasal hükümete isyan ettiklerini söylemişti. Halen tartışmalı olan ve İngiltere’nin öncülüğünde, AB ve ABD’nin katkılarıyla hazırlanan Annan Planı da 1950’lerden günümüze dek İngiltere tarafından sunulan çözüm önerilerinin benzeriydi.
Kıbrıs Türklerine bırakılacak toprak oranı, her belge sonrasında düşürülür. Annan Planı’nda da bırakılacak toprak oranı düşürüldü. Türk vakıflarına ait topraklar görmezden gelinerek Türklerin kabul etmesi için baskı yapıldı. Türklere yüzde 20 oranında toprağın bırakılması öngörüldü. KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın dirençli tutumu sayesinde, bu oran, yüzde 28+1’e kadar yükseltildi. Şu anda Kıbrıs topraklarının yüzde 36’sına sahip olan Türkler, plana göre toprak kaybedeceklerdi. Hatta yüzde 5 oranında kiliseye ait toprakların da dikkate alınmasıyla, Türklere bırakılacak toprak oranı yüzde 23 olacaktı. Sınır düzeltmeleri yapılıyor bahanesiyle yapılacak uygulamalarla İngiltere’nin başından beri üzerinde ısrarla durduğu orana, yani yüzde 20’lere düşürülecekti Türklerin toprakları.
Annan Planı’na “Hayır” diyen Rumlar, onurlandırıldılar. Kıbrıs Türklerinin çoğunluğu “Evet” dediler. Bunun bedelini buz üzerine yazdıkları sempati söylemiyle avutmaya çalışıyorlar. Oylama sonucunu değerlendiren dönemin Yunanistan Başbakanı Simitis, adanın Yunanistan’a bağlanmasının sağlandığını söylemişti. Yaşamı boyunca adayı Yunanistan’a bağlamak için mücadele eden Makarios’un düşü de böylece gerçekleşmişti.
Adadaki sıkıntılı sürece BM marifetiyle geldiğimiz yadsınamaz. Bu açmazı aşmanın yolunu, Atatürk 1937’de Antalya’daki bir tatbikatta göstermiştir: “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için önemlidir.”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Ölüm nedeni belli oldu
- İstanbul'da metro yangını
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- Bahçeli profil videosu, el yükseltme, şifre çözme
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!