Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Atatürk Ağlıyor - GANİ AŞIK
Cumhuriyetle birlikte yeraltına inenler, çok partili hayatta din satılıp oy alındığı
için pazara kavuştular ve
iktidarın hoşgörüsü altında
zıvanadan çıktılar. AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi) için İslam’ın 6’ncı, imanın 7’nci şartının,
Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı olduğu, devlete ve laik düzene verilen ağır
hasarla berraklaştı. “Buralara
nasıl gelindiği” sorusunun pek çok
cevabı içinde birisi var ki çarpıcı: AYM, 2008 yılında “AKP irticanın odağı haline gelmiştir” tespitine karşın, kapatma
değil de para cezası ile yetinerek Cumhuriyete saldırıları cesaretlendirmesinin
yanında, kendi kurumsal varlığının da hedefe konulduğu yolu bizzat kendisi açmıştır. Zamanın AYM başkanının bu
mutlu (!) sonucu alabilmek için
çırpınışları hatta medya ordusu önünde
kararı açıklarken ilk cümle olarak “Önce şunu ifade edeyim ki AKP kapatılmamıştır” müjdesi
belleklerdedir. Haşim Bey de bugün yanıltılmışlar kervanının gönlü kırık yolcuları arasında olmalıdır.
TIMARHANENİN KAPISI AÇILDI
“Vatan
sevgisinin imandan gelmesi”, Türk’ün mucize destanına ışık tutar. Zamanımızda,
Kurtuluş Savaşı’na karşı savaş açanların,
İngilizlerle işbirliği yapanların isimleri devlet tesislerine veriliyor, törenlerle kutsanıyor. Diyanet
İşleri Başkanı’nın, Ayasofya’nın açılışında Atatürk’e okuduğu laneti,
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları içlerine sindirebiliyor. “Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” (ben de 9 yaşımda hafızlık
diploması aldım ama böyle
cafcaflı değildi) kapsamında, din adamlığının, gönül adamlığı
olduğundan habersiz bir talihsiz, Cumhurbaşkanı’nın göz bebeğine odaklanarak Atatürk’e “zalim ve kâfir” dedi. Basında buna
“hakaret” denilmesi
yetersizdir, din bağlamında
en ağır ithamdır.
Barolar Birliği Başkanı’nı adli yıl (2014) açılışında konu dışına
çıktığı için azarlayan, bir
baş işareti ile zamanın Cumhurbaşkanı’nı da peşine takarak salonu terk eden Sayın Erdoğan’ın, yukarıdaki
azgınlığı sükûnetle
dinlemesi, Ata’ya hakareti, adli yıl açılışındaki bu küçük sorun kadar bile önemsemediğini, delilerin zincirini
bu cesaretle kırdığını gösterir
ki bu, yaşadığımız karanlık dönemin
özeti ve kör düğümüdür.
GAFİLLER UTANIR MI?
“(...) Allah
bir takım güçlü insanların karşısına, onlara denk güçlü insanlar çıkarıp
dengeyi sağlamasaydı, içerisinde
Allah’ın adı çokça anılan (...) mescitler yıkılıp giderdi.” (Hac suresi, 40).
“Güçlülerin
karşısına dengeyi korumak için
başka bir güçlü çıkarırız” diye özetlenebilecek
Tanrı buyruğu, “Emperyalizmin
karşısına Türklerin talihi olarak Mustafa Kemali çıkardık” diye de anlaşılamaz
mı? Milli Mücadele’mizin zaferle taçlanmasından
sonra İngiliz hükümeti parlamentoda
ağır eleştirilere
uğradı ve muhalefet lideri, Başbakan Lloyd George’a hitaben “İşler yolunda gidiyordu,
İstanbul bize kalacaktı, ne oldu?” diye sordu ve şu cevabı aldı: “Stratejide ve taktikte hata yapmadık, önlemimizi de aldık. Ne var ki
insanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dâhi yetiştirir, şu talihsizliğe bakın ki
bu kişi bu kez Küçük Asya’dan çıktı, hem de bize karşı. Elden ne gelirdi
ki.”
Gafiller, bu sözler
karşısında birazcık olsun utanmayı düşünebilir misiniz? Yunan’ın Batı
Anadolu’da yakıp yıktığı camilerin, yukarıdaki Tanrı kelamı ile örtüşür biçimde, Ata’nın emri ile Cumhuriyetin sınırlı bütçesinden onarıldığını bilmezler.
HEVESİNİZ KURSAĞINIZDA KALACAK
Kahramanımızın Sivas’tan Kayseri’ye yolculuğuna, 20 yumurta, 10 ekmek, 50 bardak çay alabilecek kadar para ile çıktığını da Milli Mücadele’nin hangi koşullarda kazanıldığını da bilmezler. Ayasofya’nın müzeye çevrilmesinin, Batı ile ilişkilerimizde uygun iklim yaratmaya yönelik siyasi/kültürel adım olması dışında hiçbir kötü niyet taşımadığını da dar kafalılar anlayamazlar. Ata’nın, 50’li yaşlarında 80’inde gibi göstermesinin, cepheden cepheye koşmasından, çilelerle yoğrulmasından, onca uğraş arasında 4 bin hacimli kültür kitabını satır altlarını çizerek ve gerektiğinde şerhler koyarak okumasından ileri geldiğini, Mızraklı İlmihal’den başka kitap okumayanlar elbette bilemezler ve ahretin eşiğinde milleti ile genç yaşında vedalaşırken her şeyini halkına bırakmasındaki yüceliği de hiç anlayamazlar. Onlara kötü bir haberim var: Cumhuriyeti yıkamayacaksınız, alın teri, kan ve gözyaşının toplamı olduğu için.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Ölüm nedeni belli oldu
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!