Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ankara Garı ve YHT Garı - Recep YILMAZ
Osmanlı döneminde Anadolu’ya uzanacak olan demiryollarının imtiyazını alan Almanlar İstanbul’dan Eskişehir’e oradan Ankara ve Konya’ya nihai olarak da hem doğuya hem güneye ulaşmış olacaklardı. Yapım ve işletme imtiyazı “Chemin de fer Ottoman d’Anatolie” şirketine bağlı olarak Deutsche Bank’taydı. Alman emperyalizminin sürdürdüğü bu Anadolu demiryolları politikası sonucu ilk tren 1893’te artık Ankara’ya yani dönemin küçük taşra şehrine ulaşmıştı. Kısa bir süre sonra patlak veren birinci paylaşım savaşından sonra Ankara yeni bir sürece gebeydi.
Kurtuluş mücadelesine karargâh olacak olan Ankara için 27 Aralık 1919 günü yani o kutsal misafirlerini Dikmen’de karşıladığı gün yeni bir dönemin başlangıcıydı. İleride başkent olacak bu şehir Mustafa Kemal Paşa ve yol arkadaşlarına ev sahipliği yapıyordu.
YİNE AYNI AĞIR ŞARTLAR
Mustafa Kemal Paşa için önce Keçiören’deki ziraat mektebi ikamet yeri olarak belirlendiyse de güvenlik sorunundan dolayı Paşa, Ankara istasyonunda bulunan direksiyon binasına taşındı. Bir yılı aşkın bir süre burada Ankara Garı’nın hemen yanında ikamet etti.
Batı Cephesi’nde sürdürülen Kurtuluş Savaşı’nda demiryolları önemli bir yere sahip oldu. İnebolu’dan gelen cephane Ankara’dan demiryoluyla cepheye ulaştırıldı. Bu yolla cephane ve yiyecek temini sağlandı. Demiryollarının stratejik önemini savaş meydanlarında bir kez daha anlayan Cumhuriyet kadrolarının ilk işi yeni hatlar inşa etmek ve yabancı devletlerin elindeki imtiyazlı hatları devletleştirmek oldu.
Cumhuriyet kurulduktan sonra ihtiyaçları ve nüfusu gitgide artan, yeni yapılan
demiryolu hatlarıyla bir kavşak noktası haline gelen Ankara’da başkentin ruhunu yansıtacak bir
gar binası planlandı. Mimar Şekip Akalın tarafından tasarlanan gar binasının
yapımına 1935 tarihinde başlandı ve Ulus’ta bulunan Ankara Garı 30 Ekim 1937’de hizmete girdi.
Cumhuriyet’in
karakterini ve ruhunu yansıtan bir abide olarak bugüne dek Cumhuriyet’in
başkenti Ankara’ya gelenleri karşılıyordu. Bazı ekspreslerin YHT ile
kesişmesinden dolayı kaldırılması ve hızlı tren hatlarının ayrı bir gara alınması projesi ile
tarihi Ankara Garı sessizleştirildi ve insansızlaştırıldı. Yerleşke içinde
bulunan birçok tarihi yapı Ankara Medipol Üniversitesi’ne devredildi.
Yaklaşık 85 yıldır hizmet veren tarihi gar binasının karşısına YHT garı olarak kullanılmak üzere yeni neo-liberal düzenin ruhuna uygun yarı AVM tarzında bir gar binası yapıldı. 2016 yılında açılışı yapılan YHT garı, Limak-Kolin-Cengiz ortaklığına 20 yıllık işletme imtiyazı verilerek Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle inşa ettirildi. Cumhuriyet’in def ettiği emperyalist imtiyazlar AKP ürünü yerli oligarkların imtiyazlı YİD projeleriyle yer değiştirdi. Burada yolcu başına yapılacak garanti ödemesi yine TL değil dolar üzerindendi. Kullanılsın kullanılmasın yolcu garanti bedelinin “tamamının ödendiği” bu gar modeli rant aktarımının yeni bir örneğiydi. Yolcu başına 1.5 dolar+KDV olarak yapılacak garanti ödemesi verilen yolcu sayısı aşılırsa aşan her yolcu sayısı için de 50 cent olarak belirlendi. Tam “Yağma Hasan’ın Böreği”!
Sözleşme kapsamında ilk iki yıl için 2’şer milyon, sonraki iki yıl için 5’er milyon, sonraki dört yıl için 8’er milyon, dokuzuncu ve sonraki yıllar için de 10’ar milyon yolcu garantisi verilmişti. Yani içinde bulunduğumuz 2021 yılı için garanti yolcu sayısı 8 milyon!
Her zaman olduğu gibi bu sözleşmede de olağanüstü koşullar, salgın hastalık vb. durumlar akla bile getirilmedi. YHT garını bu yılın ilk 5 ayında salgın dolayısıyla sadece 272 bin 676 yolcunun kullandığı açıklandı. Yıl sonuna kadar isterse 1 milyon olsun her halükarda 8 milyon yolcu için toplam 12 milyon dolar bu müteahhitlere ödenecek!
İMTİYAZLI YÜK
2016-2020 arası 4 yılda toplam 21 milyon 352 bin dolar zaten ödendi. Buna 12 milyon dolar daha eklenecek ve 5 yılda sadece bir gar binası için yaklaşık 200 milyon lira ödenmiş olacak. İşlettikleri otel, AVM, otopark ise cabası.
Salgın hastalık döneminde zarar etmeyen tek kurum kamunun sırtına binmiş olan bu imtiyazlı müteahhitlik şirketleridir. Yüz yıl önce def edilenin yerli versiyonu haline gelen yerli oligarklardır.
Hasan Hüseyin’in şiirinde söylediği gibi “İnsan değil -hâşâ- bir yağmacı soyu bu, bıçak kemikte”.
RECEP YILMAZ
MÜHENDİS / YAZAR
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- Çok konuşulacak 'Kabine değişikliği' kulisi
- CHP'den 'İmamoğlu' çağrısı