Olaylar Ve Görüşler

AKP’nin Son İpoteği: Afganistan Jandarmalığı - Hasan BÖGÜN

03 Temmuz 2021 Cumartesi

ABD’nin FETÖ’yü kullanarak giriştiği darbeden sonra, kamuoyunda ABD karşıtlığının üçte ikiye çıktığına bakınca Türkiye’nin ABD’yle yaptığı Afganistan’daki Kâbil (Hamid Karzai) Havalimanı’na jandarmalık anlaşmasına tepkinin cılız kaldığı söylenebilir. Bunda iktidarın medya üzerindeki etkisinin payını unutmayalım.

Anlaşmayı AKP’nin ABD’ye kafa tutması olarak değerlendirenler var. İktidarın her eyleminde bir hikmet bulan yandaşlardan başka bir tavır beklenemez. Ne de olsa siyaset yapmayı, algıyı yönetmek olarak anlıyorlar. Psikolojik savaşın yarattığı kafa karışıklığı aşılırsa havalimanı koruma anlaşmasının Türkiye’nin, 1950’de Kore’ye asker göndermesiyle kıyaslanabilecek vahamette olduğu görülür.

SSCB’nin katılmadığı, veto hakkını kullanamadığı oldubitti bir BM Güvenlik Konseyi kararıyla Kore’ye asker gönderilmişti. ABD ve İngiltere dışında asker gönderen 14 ülkenin Türkiye dışındaki 13’ü, ya ABD’nin ve İngiltere’nin dominyonları ya da ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nda kurtardığı” Avrupa devletleriydi. Türkiye ne dominyondu ne kurtarılmıştı. Türkiye, Atlantik İttifakı içinde yer aldığını kesin olarak ilan etmenin yanı sıra NATO üyeliğini garantiledi. İngiltere’nin vetosunu kaldırmasıyla 1952’de girilen NATO’nun geçen 69 yıl boyunca pek çok bakımdan dış siyasetimizi ipotek altına aldığı giderek daha berrak biçimde görünüyor.

O sırada NATO üyeliğini dış politikanın bir numaralı sorunu haline getiren gerek CHP gerek DP, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nın galibi dev bir orduya sahip sözüm ona düşman” SSCB’yle tek başına karşı karşıya kalması ve NATO’dan başka bir seçenek bulunmaması gerekçesine sığınmıştır. Bu reel politik” açıklama, ABD ve SSCB arasında üçüncü bir dünya savaşının açıkça tartışıldığı o günkü koşullar dikkate alındığında yine de bir açıklamaydı.

MİLLİ KURTULUŞÇU GELENEK

Afganistan anlaşmasının, esas olarak dış kaynak bulmak için ABD Başkanı Joe Biden’ın desteğini sağlama anlaşması olduğu yeterince yazılıp çizildi. Ancak Kâbil’den ilk çatışma, ilk kayıp (umarız olmaz) haberleri geldiği zaman, ABD’nin Türkiye’ye dünyanın yarısını terk ettiğini, Türkiye’nin masaya Mehmetçiğin silahını koyduğunu söyleyenlerin ne diyeceğini merak ediyoruz.

Şunu da hemen ekleyelim: Kore’ye asker göndermek ve NATO üyeliği, emperyalizme karşı ilk Milli Kurtuluş Savaşı’nı yapan Türkiye’yi, dünyadaki bütün milli bağımsızlıkçı hareketlerden ve milli devletlerden koparmıştı. Türkiye, ABD’nin Ortadoğu’daki jandarması olarak anılmaya başlanmıştı. Afganistan anlaşması da benzer sonuca yol açabilir. Türkiye’nin Çin, Hindistan, Pakistan, İran ve öteki çevre devletlerle ilişkilerini, onarılması çok güç ölçülerde bozabilir.

Oysa günümüzdeki koşullar, İkinci Dünya Savaşı ertesindeki koşullardan çok farklı. O sırada ABD gücünün doruğundaydı. Şimdi müttefikim” dediği ülkelere bile söz geçiremiyor. O zamanın iki kutuplu dünyasının yerini, çok kutuplu dünya aldı. Dünya öylesine parçalı durumda ki ABD’li kimi strateji uzmanları, Avrupa, Rusya ve Çin’in yanı sıra Hindistan’ı da potansiyel bir kutup adayı sayıyorlar.

Bugünkü koşullar, Türkiye’nin milli kurtuluşçu geleneğini hatırlayarak NATO’dan çıkması, Bağlantısızlar Hareketi’ni yeniden canlandırmaya önayak olması, İran ve Mısır’la enerji temelli ittifaklar kurarak Batı Asya’da bir mihrak oluşturması gibi hedefler belirlemesi için elverişlidir. ABD’nin isteğiyle Kâbil Havalimanı’na jandarmalık, Türkiye’yi böylesine stratejik hedeflerden uzaklaştırır.

ZAMAN VE ENERJİ KAYBI

Söylemi ne olursa olsun, her parti son tahlilde sınıfının siyasetini yapar. Son yıllarda ülkemizde yaşananlar, AKP’nin Türkiye’de hangi sınıfın partisi olduğunu gösterdi. Bu sınıf, başında ABD’nin mali sermayesinin bulunduğu, uluslararası mali sermayenin ağlarına takıldı. AKP, sınıfsal karakteri gereği, koşullar çok elverişli olmasına karşın, Türkiye’nin bağımsız bir çizgiye girmesi yerine, Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye” oyunlarıyla, Türkiye’ye zaman ve enerji kaybettiriyor.

HASAN BÖGÜN

GAZETECİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları