Olaylar Ve Görüşler

Adaletin bu mu vergi? - RIFAT NALBANTOĞLU

08 Temmuz 2024 Pazartesi

Devletin kamu harcamalarını finanse etmek ve ekonomik politikalarını gerçekleştirmek amacıyla yurttaşlarından topladığı zorunlu bir mali yükümlülüK olan vergiler, modern devletlerin ekonomik ve toplumsal işleyişinde kritik bir rol oynar. Ancak vergilendirmenin adil olması, toplumdaki bireylerin güvenini ve vergi ödeme istekliliğini doğrudan etkiler. Vergilemede adalet, özellikle gelir dağılımı eşitsizliklerinin arttığı dönemlerde daha da önem kazanır.

Bireylerin ve kurumların uyum içinde yaşamasını ve genel kabul gören bir kamu düzeninin var olmasını sağlayan temel unsur adalettir. Adalet, hukukun özüdür.

Adaletin bileşenlerinden birisi “vergi adaleti”dir. Amaç, vergi yükünün adil bir şekilde yüklenmesi, dağıtılmasıdır. Bu sistemde vergilemede adalet ilkesi yaşama geçirilmiştir. Vergi yükünün bireyler arasında adil dağılması bireylerin vergiye gönüllü uyumunu artırmak yoluyla kamu düzeninin etkin biçimde yürütülmesine olanak sağlar. Vergi sisteminin adil olmaması; vergiden kaçınma, vergi kaçırma, vergileri zamanında ödememe gibi tutumlara neden olur. Bu durum vergiye gönüllü uyumun belirli ölçülerde ortadan kalkmasına neden olur ve vergi uygulaması bakımından kaotik bir düzene işaret eder.

TÜRKİYE’DEKİ SİSTEMİN GENEL YAPISI

Vergilendirme adaletinin temel prensipleri, yatay ve dikey adalet olmak üzere iki ana başlık altında incelenir. Yatay adalet, benzer ekonomik durumdaki bireylerin eşit vergi ödemesi gerektiğini savunurken; dikey adalet, gelir seviyesi arttıkça vergi oranlarının da artmasını öngörür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, adil vergilendirme ilkesini çeşitli maddelerinde düzenlemektedir. Bu bağlamda anayasanın 10.maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi, yatay adalet ilkesiyle ilişkilidir, bunun temel prensibidir. Anayasanın 73.maddesinde düzenlenen vergi ödevi, hem yatay hem de dikey adalet ilkeleriyle ilgilidir. “Mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” ifadesi, dikey adalet ilkesine atıfta bulunur ve bu sayede vergi yükünün adaletli bir şekilde dağıtılmasını amaçlar.

Türkiye’de vergi sistemi, doğrudan (gelir vergisi ve kurumlar vergisi vd.) ve dolaylı vergilerden (katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi vd.) oluşur. Türkiye’de vergi adaletini değerlendirmek için gelir dağılımı ve vergi yükü analizleri önemlidir. Vergi adaletindeki bozulma gelir dağılımındaki bozulma ile birleştiğinde, etkisi daha yaygın ve sert olmaktadır. TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına göre en yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay 49.8’e çıkarken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay yüzde 5.9’a inmiştir. Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı ise 0.433 olarak tahmin edilmiştir. (0 mükemmel eşitliği, 1 ise maksimum eşitsizliği ifade eder.)

DÜŞÜK GELİRLİYE BÜYÜK YÜK

Gelir dağılımındaki bozulma 2023’e özel değildir. Veriler, Türkiye’de son 20 yıl içinde gelir dağılımının gittikçe bozulduğunu, alt gelir gruplarının milli gelirden aldıkları payların yıllar itibarıyla azaldığını göstermektedir.

Kamu bütçesi gelirleri esas itibarıyla vergi gelirlerinden oluşmaktadır. 2024 yılı Türkiye kamu bütçesinin yaklaşık yüzde 88’i vergilerden oluşmuştur. Anılan vergilerin ezici çoğunluğu ise gelir düzeyine dayalı değil; gelir düzeyinden bağımsız, harcamalar üzerinden alınmaktadır. Nitekim 2024 yılı Türkiye kamu bütçesi uyarınca, gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 25 civarındadır.

Gelir vergisi, yatay ve dikey adalet ilkelerine uygun olarak artan oranlı bir yapıya sahiptir. Ancak, dolaylı vergilerin (muamele vergilerinin) yüksek payı, düşük gelirli bireyler üzerinde orantısız bir vergi yükü oluşturmaktadır. Oysa “mali güce göre vergi ödeme yükümlülüğü” temel ilkesindeki mali gücün en önemli göstergesi elde edilen gelir ve kazançlardır. Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının düşüklüğü (ki bu pay yıldan yıla daha da azalmaktadır) vergi adaletini olumsuz etkileyen bir faktördür.

SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Bölgesel farklılıklar da vergi adaletini etkileyen önemli bir faktördür. Türkiye, OECD ülkeleri arasında dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının yüksek olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Bu, vergi adaleti açısından Türkiye’nin diğer ülkelerden daha olumsuz bir durumda olduğunu göstermektedir.

Türkiye’de vergi adaletini olumsuz etkileyen başlıca sorunlar arasında kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçağı, vergi sisteminin karmaşıklığı ve dolaylı vergilerin yüksek payı bulunmaktadır. Kayıt dışı ekonomi, vergi gelirlerinin azalmasına ve vergi yükünün adil bir şekilde dağıtılamamasına neden olurken vergi sisteminin karmaşıklığı vergi uyum maliyetlerini artırmaktadır. Dolaylı vergilerin yüksek payı ise düşük gelirli bireyler üzerinde orantısız bir vergi yükü oluşturmaktadır.

Şu günlerde yeni vergi düzenlemelerinin yürürlüğe gireceği başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere dile getirilmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla tartışılan konular ekonomik tercih değişikliğini kapsayan yapısal bir vergi reformuna değil, mevcut statüko içinde, yalnızca vergi geliri artışını hedefleyen fiskal amaçlı vergisel düzenlemelere muhatap olacağımızı gösteriyor. Üstelik getirileceği belirtilen gelir hedefli düzenlemelerin yeni sorunlar yaratacağı konunun uzmanları tarafından yazılıp çizilmektedir. Öte yandan bu düzenlemelerin sorunu daha da derinleştireceği açıktır.

Gelir dağılımındaki adaletsizlikle birleştiğinde geniş halk kitleleri için yakıcılığı daha da artan vergi adaletsizliğini engellemek, vergi tabanının genişletilmesi, dolaylı vergilerin payının azaltılması ve vergi bilincinin artırılması önemlidir. Kayıt dışı ekonominin azaltılması için etkin denetim mekanizmaları kurulmalı ve vergi uyum maliyetleri düşürülmelidir

Vergilemede adalet, toplumun vergiye olan güvenini ve vergi ödeme istekliliğini artıran önemli bir faktördür. Gelir dağılımı ve vergi yükü analizleri ile değerlendirildiğinde, mevcut vergi sisteminin adil olmadığı -bilimsel bir sonuç olarak- ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de vergi adaletini sağlamak için vergi tabanının genişletilmesi, dolaylı vergilerin payının azaltılması ve kayıt dışı ekonominin azaltılması; kısacası sistemin “az kazanandan az, çok kazanandan çok” vergi alan bir yapıya ivedilikle evrilmesi gerekmektedir. Kamuoyunda paylaşılan ve tartışılan vergi düzenlemeleri seti bunu sağlamak bir yana, sorunu daha da büyütmek yeteneğindedir.

RIFAT NALBANTOĞLU

CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları