Olaylar Ve Görüşler

ABD-Çin mücadelesi - Dr. Hande Orhon ÖZDAĞ

21 Nisan 2023 Cuma

Ortadoğu’da ılık bir bahar havası esiyor. İran ve Suudi Arabistan’ın Çin’in ev sahipliğinde anlaşmasından sonra İran, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) de büyükelçi atadı. 19 Mayıs’ta Suudi Arabistan’da yapılacak Arap Birliği Zirvesi’ne Esad’ın da davet edilmesi bekleniyor.

Arap ayaklanmalarından beri bölgede yoğun, yıpratıcı bir vekâlet savaşı sürüyor. Gelinen noktada ne Suriye’de ne Yemen ve Libya’da nihai sonuca ulaşılabildi. Sahada belli bir statüko var sadece. Bu vekâlet savaşlarının en önemli aktörlerinden İran ve Suudi Arabistan bir süredir ciddi bir itibar kaybediyorlar. Suudi Arabistan insan hakları konusunda zaten mimliydi; Cemal Kaşıkçı cinayetinin dünyaya mal olan vahşeti Suudilerin uluslararası itibarını daha da zedeledi. Buna koşut olarak, Avrupa ülkelerinin ve Biden iktidara geldikten sonra ABD’nin Suudi Arabistan’a askeri destek vermesi zorlaştı. Çok kutuplu uluslararası sistem koşullarında bir süredir müttefiklerini çeşitlendirmeye çalışan Suudi Arabistan nezdinde Çin ve Rusya’yla ilişkileri derinleştirmek için görece uygun koşullar oluştu.

ILIMLI HAVA

İran devleti ise Mahsa Amini olayları sonrasında ciddi bir meşruiyet yitimiyle karşı karşıya. Ağır yaptırımlarla boğuşan İran’a, bir de bölgesel savaşların finansmanının yükü binince ekonomik koşullar hepten ağırlaştı. Bu koşullarda yönetici kadro üzerindeki baskı da artıyor. Tüm bunlara ek olarak İran Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ne katıldı, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye oldu. Bu gelişmeler uluslararası alanda, bölge ülkeleri açısından, “daha muhatap alınabilir” bir İran anlamına geliyor. İran’ın artan gücünün dengelenmesi ise kaba kuvvet dışında araçların aktifleştirilmesini gerektiriyor. Bu koşullarda İran ve Suudi Arabistan arasında bir diyalog zemini oluştu. Katar ve Arap devletleri arasındaki krizin aşılmasından sonra da bu ılımlı hava bölgeye yayıldı. Ortadoğu’da fay hatları köklüdür. Dolayısıyla sorunların kısa vadede tamamen çözülmesi beklenemese de bu ılımlı hava bölgesel ilişkileri biraz rahatlatabilir.

SİYASAL AKTÖR

Tüm bu gelişmelerin küresel ilişkiler açısından işaret ettiği gerçek çok daha çarpıcı. Biden’ın “demokrasi ve otoriterlik” ikiliği üzerine inşa etmeye çalıştığı yeni Soğuk Savaş, Ortadoğu’dan çekilmekle mevcudiyetini korumak arasında yalpalayan ABD’ye güç kaybettiriyor. Biden Ortadoğu gezisinde Çin, Rusya ve İran’a karşı bir Ortadoğu NATO’su inşa edemedi. Kuşak Yol’un “demokratik alternatifi”nin geliştirilmesi fikri de tutmadı. ABD, Rusya’yı Ukrayna’da oyalamaya çalışırken Çin Ortadoğu’da daha da güçleniyor. Zaten bir süredir yatırımları ve askeri işbirlikleriyle bölgede aktif olan Çin, artık “sorun çözücü”, “arabulucu” kimlikleriyle Ortadoğu’da “liderlik” rolü üstlenen siyasal bir aktör haline geldi. ABD, Çin’i Asya Pasifik’e hapsetmeye çalışırken Çin’le mücadelede Ortadoğu artık kaçınılmaz bir cephe olarak belirdi.

DR. HANDE ORHON ÖZDAĞ

ÖĞRETİM GÖREVLİSİ  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları