Mustafa Sönmez
Mustafa Sönmez mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Borçlu, AlacaklıyıAşağı Çekiyor...

16 Eylül 2011 Cuma
\n

\n

Avrupadaki kriz ile ilgili gelişmeler iç açıcı değil. Neler oluyor? Avrupada olanlar Türkiyeye nasıl yansıyacak? Avrupada olan biteni anlayabilmek için bazı sadeleştirmelere gidersek bir yanda borçlu ülkeler, bir yanda alacaklı bankalar var diye bir ayrım yapmak yerinde olur.

\n

Borçlular, özel kesimden çok, kamu kesimleri ve başını da Yunanistan çekiyor. Ama yanında Portekiz, İspanya, İtalya gibi diğer G. Avrupa ülkeleri var. Güneydekiler dışında, İrlanda, Macaristan gibi diğer Avrupa ülkeleri de var borçlular arasında. Bu ülkeler, küresel krize önemli bütçe açığı ve kamu borç stoku ile yakalandılar. Bütçe açıklarının, kamu borç stoklarının tutarı, AB kriterlerinin epeyi üstüne taşmıştı. Kriz patladığında görüldü ki, bu ülkelerin kamu maliyesinin durumu iç açıcı değil ve kamu borçlarını döndürmeleri güçleşti. Devlet tahvilleri gözden düşmeye başladı.

\n

Avrupa borçlularının alacaklılarının ise Fransız, Alman, Avusturya, İngiltere bankaları olduğu görüldü. Borçlu İtalya ve İspanya bankaları da alacaklılar arasında. Borçlular, borçlarını döndürmekte zorlanınca ABnin Merkez Bankasına, bu amaçla oluşturulmuş kurtarma fonuna ve IMFye başvurdular. Borçlu ülkeler, banka üstü kurumlardan belli destekler aldılar almasına ama, bazı şartlar karşılığında. Neydi bu şartlar? Vatandaşı, sokağı ayağa kaldıracak, bizim 2001 krizinde en tatsızını kabullendiğimiz, acı reçeteler

\n

***

\n

Borçlu ülkeleri ve onlara kredi açarak risk üstlenen alacaklı bankaları kurtarmanın formülü tam bulunabilmiş değil. Bugüne kadar, özellikle Yunanistana atılan can simitlerinin işe yaramadığı ve verdikçe yeni simitlere ihtiyaç olduğu ortaya çıkınca, Bırakın iflas etsin senaryosu ağırlık kazanmaya başladı. Almanyanın Yunanistanın iflasının, Avro içinde kalmasının ya da kalmamasının ne tür etkiler yaratacağı üstüne kozmik odalarda çalışmalar yaptırdığına dair haberler yalanlanmadı. Kurtarma operasyonlarına başta Almanya ve Fransanın vergi mükellefleri karşı. Çünkü kurtarılacak bankaların ve borçlu ülkelerin yükünün kendi ceplerinden çıkacağını biliyorlar. Belli ki AB, İyi günde, kötü günde birlikteyiz ruhunu topluluk halkları arasında yaratamamış. Kriz günlerinde herkeste, gemisini kurtaran kaptan, benden sonrası tufananlayışı hâkim. Merkel, Sarkozy gibi liderler de atacakları her adımın oylarını nasıl etkileyeceğini düşünmek zorunda kalınca, ne İsaya ne Musaya yaranacak haldeler.

\n

***

\n

Peki, ne olacak? Ağırlık kazanan senaryo, darda olan ülkelere sınırsız tolerans göstermemek. Belki de Yunanistanı kendi haline bırakmak. Aksi durumun, daha fazla toleransın, borçlu diğer ülkelere de emsal olması, dolayısıyla ödenecek bedeli katlanılmaz boyutlara çıkarmasından endişe ediliyor. Yine de kaçınılmaz görünen fatura, banka batıkları; batıkların alacaklı ülkelerce üstlenilmesi. Beraberinde finans sisteminin kendini kasması, kredi hacmini daraltması ve akabinde ne kadar süreceği belli olmayan uzun bir durgunluk

\n

AByi bu durumdan çekip çıkarmaya ABDnin mecali yok, ABD ve ABnin resesyonundan, ister istemez yükselen ülkeler, Çin ve diğerleri de etkilenecek. Ama bu kara kışta ciddi el değiştirmeler de yaşanacak. Kriz dönemlerinde firmalar, bankalar hızla el değiştirirler, satın almalarla tekelleşme zıplar. Çin, G. Kore, Japonya, hatta Hindistan, Rusya, Avrupa bankalarını, büyük firmalarını ele geçirirler mi? Geçirirler

\n

Bize gelinceAvrupada finans ateşi bizim finansa sıçrar mı bilinmez, ama olacak en önemli şey, hızla girilecek durgunlukla birlikte, bu bölgeye ihracatın hemen daralacağı. Nitekim ağustostan itibaren siparişler düşmeye başladı. Bu, içeriye, sanayi üretiminin düşmesi ve işten çıkarmalar olarak yansır. 300 milyar dolarlık dış borç stokunu döndürmek zorlaşabilir. ABD, yeni bir parasal genişlemeye gitmezse, beklenen sıcak paranın Türkiyeyi de G. Avrupa çanağında görüp uzak durması ve bunun da döviz kurunu daha da yukarı çekmesi ile, örneğin 1.80 TLnin üstüne çıkmış dolar kuru ile yaşamanın ıstırabıyla, yüz yüze kalabiliriz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları