Mustafa Pamukoğlu
Mustafa Pamukoğlu pamukm@superonline.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Doların 2 TL'ye Gelmesinin Sebepleri

27 Ağustos 2013 Salı

Yıllardan beri söylüyoruz; üretim nedeniyle borçlanma, katma değer yaratıldığından kötü değildir. Çılgın tüketim amacıyla borçlanma, piyasada genişleme yaratır. Ekonomi bir genişler bir daralır. İnsanların elinde para olduğundan refah seviyesi artmış gibi olur. Kredi kartı ve bireysel kredilerle refaha giden yolda keyifli yürünür. Ama bu yolun elektriği dolar imparatoru tarafından verildiğinden ileride ne olacağı da bilinmez.
Bugün doların 2 TL’yi görmesi bunu göstermektedir. Fed başkanının aylık 85 milyar dolar tahvil alımında azaltmaya gideceği işaretini vermesi dünya piyasalarını altüst etmeye yetti. Peki, biz neden bu kadar etkilendik? Çünkü
yıllardır yüksek faiz için Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcılar Fed’in bu kararıyla pozisyon almaya başladılar. Ürktüler ve gitmeye başladılar ve gidecekler…

\n

ABD ekonomisi ile bizim 
ekonomimiz iç içedir

\n

Bir kere tüm işlemlerimiz dolara bağlı. Rezervlerimiz dolar. Borçlarımız dolar. Ülke mali tablolarımız dolar. Paramızın değerini dolara emanet etmişiz. Gücümüz bu! Bu nedenle de dolar kurunun belirlenmesinde ABD ekonomisinde olan tüm gelişmeler bizi yakından ilgilendiriyor. Yoksa Fed başkanının bir açıklaması bizi bu denli etkilemezdi.
- 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 3’e çıktı.
- İşsizlik oranı yüzde 6.5 tahmin ediliyor. Bu fazla çıkarsa olumsuz bir durum.
- Konut sektöründe olumsuz gelişmeler ABD ekonomisini etkiliyor.
- Dayanıklı Tüketim Malları Sipariş verisi temmuzda ne oldu, merak konusu. Haziran ayından yüzde 4.8 artış söz konusu idi.
Bütün bu veriler bizim piyasalarca yakından izleniyor. Yerli ve yabancı, bu verilere göre risk analizi yapıyor ve pozisyonunu buna göre ayarlıyor.
Dolayısıyla bizim gibi esnek ekonomilerde küresel konjonktür değişimlerinin etkisi de fazla oluyor.

\n

Neden dolar 2 TL’ye çıktı?

\n

- Aşırı borçlanmaya dayalı kırılgan bir ekonomide 350 milyar dolar dış borç önemli ve GSYH’ye oranın yüzde 50’leri geçmiş olması da tehlike işareti.
- Yurtiçi tasarruflar azalmış durumda. Yurtiçi tasarrufların GSYH’ye oranı yüzde 20’lerde iken AKP döneminde yüzde 13’lerde.
- Cari açık tehlikeli olmaya devam ediyor. Cari açığın GSYH’ye oranı AKP öncesi yüzde 2.5 iken AKP döneminde yüzde 10’larda geziniyor.
- Kabadayılıkla yürütülen dış politika neoliberal bir ekonomi anlayışı ile büyük çelişki yaratıyor. Neoliberal olduğu için Batı tarafından desteklenen AKP kendine kurşun sıkıyor.

\n

Kur nasıl şekilleniyor?

\n

Döviz kurlarının belirlenmesinde iki kuram vardır. Biri satın alma gücü paritesi; diğeri faiz oranı paritesi.
Bu kurama göre, bir mal sepetinin fiyatı tüm ülkelerde aynı olmalıdır. 1 ekmek ABD’de 1 dolar,Türkiye’de 1 TL ise 1 TL=1 dolardır. Eğer farklı ise bu farkı doğuran enflasyon oranıdır.
Buna göre 31.12.2013 dolar kurunu tahmin edelim.
Gelecek kur değeri=F; bugünkü kur=S; e1=Türkiye’deki enflasyon oranı; e2=ABD’deki enflasyon oranı.
Türkiye’de enflasyon oranının yüzde 10, ABD’de ise yüzde 3 olacağını kabul edelim. Bu durumda tahmini kur şu formülle hesaplanacaktır: F=Sx(1+(e1*(t/T)/(1+(e2*(t/T)
F=2x(1+0,10)*(120/360)/1+0,03*(120/360)=
2,14 TL olarak bulunur. Yani yıl sonunda enflasyon farkları nedeniyle kur 2.14 olacak diye tahminde bulunabiliriz.
Faiz haddi paritesine göre yukarıdaki formülde enflasyon oranı yerine faiz oranlarını koyabiliriz. Şu anda 10 yıllık tahvillerin faizi bizde yüzde 10, ABD’de yüzde 3 olduğundan; faizler bu farkla devam ederse kurun yıl sonunda 2.20’leri görmesi mümkündür diyebiliriz.
Eylül ve ekim aylarında ekonomimizde çok hareketlilik görebiliriz. Siyasal istikrar ile ekonomi arasındaki doğrusal ilişki kuranlar acaba şimdi neler düşünüyorlar? Sanırım en doğru cevabı da
Melih Gökçek verebilir!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları