Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Havuz medyasında derin dalgalanma
Yıllardır aynı. Sabahın hayli erken saatinde günlük gazete tomarı ile masaya yayılırım... Obsesifim biraz... Gazeteleri kendime göre bir sıraya koyarım. Hep aynı sırayla bakarım. 20 gazeteyi haberinden köşe yazısına taramak saatlerimi alır. İşte bu “zorlu maratonda” kendime küçük hoşluklar yaparım. Daha eğlenceli olduğunu düşündüğüm kimi gazete ve yazarları sona saklarım. Dikkat ettim, bir süredir Sancak Grubu gazetelerini ve yazarlarını sona saklıyorum. Hizmet ettikleri partinin bile dikkatini çekmeyi başaramadıkları “Sümeyye Erdoğan’a suikast haberlerinin direkt mesajdan kararlaştırılması” bombası nirvanaydı tabii. Her gün bakalım bugün “hangi tatlı sürpriz” bekliyor beni diye dalıyorum sayfalara. Dün aradığım “kan”ı Star’da Ahmet Taşgetiren’de buldum. Erdoğan’ın faizleri istediği ölçüde indirmediği için “darbecilikten vatan hainliğine” değişen cümleler ile eleştirdiği Başçı’ya ilginç üslupla “aferin” diyordu:
Erdem Başçı büyüğe el kaldırmama edebine uyarak Cumhurbaşkanı’na cevap vermiyor. İyi de ediyor. Ancak ben bu durumlarda “içe atma” gibi bir telafi mekanizması işler, o da zamanla patlar ve sıkıntıya yol açar diye düşünüyorum.
Başçı bu aferini alıyor ama “farklı düşündüğü için klasik kalıba da” sokuluveriyor:
Cumhurbaşkanı faiz konusunu değerlendirdiği bir konuşmada, “bir yerlerin nüfuzu”ndan söz ettiğinde akla “faiz lobisi”nin geldiğini herkes kolaylıkla düşünebilir. Oradan da uluslararası sermaye boyutuna gidilebilir. Türkiye’nin siyasi günceli dikkate alındığında ise Cumhurbaşkanı ile farklılaşma, akla “paralel yapı” ile alakayı getirebilir.
Bu yazıyı alıntıladım, çünkü iktidara yakın medya ve havuz medyasının işi zor. Bir gün evvel yere göğe koyamadıkları isimleri bir gün sonra “en güzel Erdoğan söyler ne söylerse doğru söyler” mantığıyla anında silebiliyor. Hatta Erdoğan’ın birine bin katarak itibarsızlaştırmaya da çalışıyor.
İktidara yakın gazeteciler şu aralar yeni bir sıkıntı yaşıyor. Eskiden işleri kolaydı. Hepsi Erdoğan ne diyorsa onu yazıyordu. Şimdi Erdoğan’ın yanında Davutoğlu da konuşuyor ve onun haberini nasıl değerlendirdikleri “Saray”dan kontrol ediliyor. Yakın geçmişten bir örnek. Davutoğlu Macaristan dönüşü gazetecilere konuştu; Star, Akşam, Sabah bu haberi birinci sayfadan küçük gördü. Bu cenahtan haberi tek büyük gören Yeni Şafak’tı. Davutoğlu’nun eski köşe yazarları olması ile açıklanabilecek bir durum mu? Aldığım bilgilere göre “hayır”. Kaynaklarımdan biri durumu şöyle anlatıyor:
Önce Yeni Şafak için havuz tanımı yapman yanlış. Sabah için evet. Malum işadamları direktifle burayı aldı. Star, Akşam da “BMC’nin yanına katılarak” Sancak’ın desteğinden emin olunarak verildi. Yeni Şafak da tabii ki iktidardan yana ama “havuz” değil. Evet biraz daha farklı duruyor. Kavgaya katılmak istemiyor.
Kaynağımın kavga dediği, Erdoğan’ın Davutoğlu ve Gül ile arasının her geçen gün açılması. Yeni Şafak’tan iki isim, Hilal Kaplan ve Cem Küçük Sabah Grubu’na gitti. Bu iki ismin Erdoğan’a tam destek olan yazıları ve televizyon programları nedeniyle havuza geçirildikleri anlatılıyor.
Başka bir kaynağım, “Star’dan yollanan Mustafa Karaalioğlu gazete çıkarmak için çalışıyordu, şimdi bu çalışma seçime yetişsin diye internet sitesi hazırlığına dönüştü” kulisini de verdi.
Milletvekili olmak için adaylık yarışına girenler (Yeni Şafak’ta yazan Markar Esayan, eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, Sabah yazarı Mahmut Övür), Erdoğan ile Davutoğlu arasında denge kurmaya çalışanlar, Erdoğan’ı tam destekleyen gazeteye transfer edilenler, Nihal Bengisu Karaca gibi vekillik için teklif almayıp sinirden yanlış tweet atıp üzüntülerini bildirenler... Havuzda ciddi dalga var.
Bu arada medyadan bahsedip Hürriyet’i es geçmek olmaz. İzzet Çapa ki bir süredir iyi söyleşilerini okuyorduk, gazeteden ayrılıvermiş. Bu ayrılık “İç Güvenlik Yasası geçerse donumuza kadar arayacaklar” haberinden sonra gelince herkeste bir soru işareti oldu. Çapa renkli bir adamdır. Öyle bir mesajla ayrılmış ki gazeteden. “Ali Cengiz oyunlarından, akl-ı Selim’i olmayanlardan” bahsediyor. Tabii akla Cengiz Semercioğlu ile Selim Akçin geliyor. Özellikle Cengiz’in kalemi sivridir, cevap verir. Olmazsa da nasıl olsa Medyatava’dan okuruz. Sahi bu arada Ömür Gedik de çıkarılmış gazeteden. Bakalım “boşluğu” dolacak mı?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!