Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Gül gelirse başbakan olarak gelir’
Abdullah Gül’ün bir sobanın etrafında seyyar satıcılarla çektirdiği fotoğrafı gördüğümde iki düşünce belirdi kafamda. Birincisi çocukluk günlerim, öyle bir sobanın karşısında kaçak içilen ilk Gelincik sigarası...
İkincisi Gül aktif siyasete geri dönüyor. Aslında çok alamet belirmişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu 20 Şubat’ta Pakistan dönüşü uçakta gazetecilere, bir vesileyle Gül ile görüştüğünü, vekillik konuşmak için erken olduğunu “en azından böyle bir talep ve ortamın oluşmadığını” söylemişti.
Ardından Tayyip Erdoğan cuma namazı çıkışı gazetecilere Gül’ün siyaset için vereceği kararla ilgili, “Güzel de olur, hayırlı da olur” diyecekti.
Son olarak Enerji Bakanı Taner Yıldız dün Gül’ün siyasete dönüşüyle ilgili. “İki cumhurbaşkanımız ve genel başkanımız herhalde onlar karar verecek” diye konuştu. Peki, bu konudaki son durum ne?
Parti oyları faktörü
Yakın çevresinden birkaç kişiyle yaptığım telefon görüşmelerinin sonucunu kısaca söyleyeyim; geri dönüşü kesin gibi. Sebepleri de ortada aslında.
Partinin yolsuzluk skandalı sonrası bölünmesi, Davutoğlu’nun bu bölünmeyi yönetememesi ve Erdoğan’ın kabinenin bakanları (başta Babacan) ile kritik bürokratlarına (Erdem Başçı) yüklenmesine karşı duramaması, bunların sonucu ekonominin sıkıntıya girmesi, dış politikada tarihin en karanlık süreci... Hakan Fidan olayı da işin tuzu biberi... Tüm bu tablonun ardından partinin oylarında aşağı yönlü hareket.
Bir süre Meclis Başkanı
Şimdi hesap ise şu: Gül partiye geri dönecek, bu yolla partide yeniden birlik sağlanacak.
Bu şekilde oylarda yeniden yükseliş olacağı hesaplanıyor. Seçimlerden sonra Davutoğlu kısa bir süre başbakanlık yapıp görevi Gül’e devredecek. Gül o dönem Meclis Başkanı olacak. AKP’nin yeni iktidara geldiği dönemde Gül, yasaklarından kurtulan Erdoğan’a Başbakanlık koltuğunu bırakmıştı. Gül’e yakın kaynaklar şu andaki durumu “gelirse başbakan olarak gelir” diye özetliyor.
Gül’ün adaylığı ile ilgili kritik soru ise şu: “Erdoğan kendi kafasındaki tarzda başkanlık diyor; Gül, Türk tipi olmaz” diye itiraz ediyor. Kaynaklar bunu da “Erdoğan ile Gül bir araya geldiğinde konuşulacak konu” olarak özetliyor.
İntifada başlatmak
Yazıya fotoğrafla başladık fotoğrafla bitirelim. 19 Ağustos 2014 Çankaya Köşkü. Gül’ün makama vedası.
Eşi Hayrünnisa Gül, Erdoğan’a yakın, haklarında olumsuz yazılar yazan kimi gazetecilerin elini sıkmıyor. Ve çok kritik bir cümleyi tarihe not düşüyor:
• Bizi kaç yıldır tanıyorsunuz; çizgimizde bir değişiklik oldu mu? Hayır. Bir de etrafımızdakilerin geçirdiği değişime bakın. Neler yazılıyor, söyleniyor, insan inanamıyor. Ben her şeyi biliyorum. Şimdi ben de susuyorum, ama fazla susmayacağım; asıl intifadayı ben başlatacağım. AKP’de intifada başladı; haber vereyim...
CHP, Gül’e gül uzatıyor
CHP’ye uğradım önceki gün.
Seçim anketleri elden ele geziyor.
AKP yüzde 38.2 görünüyor. CHP, yüzde 28.1. HDP, barajın hemen altında MHP yüzde 20 sınırında.
Hangi odaya girdiysem, 8 Haziran sabahı konuşuluyor.
CHP’liler partilerinin büyük çıkış yapacağından umutlu değiller; o yüzden de daha çok diğer partilerde olup biteceklere odaklanmış durumdalar; özellikle de iktidar partisinde. HDP’nin barajı aşacağına inanıyorlar. “Bu, ‘doğal olarak’ MHP’yi güçlendirecek. İktidarı zora sokacak” diyorlar.
Üst katlarda mukim bir üst düzey yöneticiyle konuştum.
“AKP’de çift başlı yönetimin zararları görülmeye başlandı. Biri kontrolsüz, diğeri kifayetsiz iki lider var. Ayrı telden çalıyorlar. Babacan krizi tırmanıyor. Bir dağılma hali içindeler. Parti yönetimi ne yapacağını bilemiyor. O yüzden Gül’e sığındılar” dedi.
CHP’ye göre, “Gül’ü Davutoğlu istiyor, ama Erdoğan direniyor. Biliyor ki, Gül gelirse ekibiyle gelir. Erdoğan ona sözünü zor geçirir.”
Sonra analize girişti görüştüğüm üst düzey partili:
“İç dinamik açısından da, dünya konjonktürü bakımından da artık Türkiye’nin Erdoğan’la yürüyemeyeceği görüldü. Bir rehabilitasyon dönemine ihtiyaç olacağı açık. Yaratılan tahribatı giderebilecek tek irade CHP’dir. Tıkanan AB süreci, yargının siyasallaşması, kısıtlanan özgürlükler; bütün bu konuların çözümlenmesinde inisiyatif alabilir. Başlayan çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde de sorumluluk alabilir.”
“Yani” diye sordum:
“Erdoğan’ın geri plana çekildiği, Gül’ün başbakan olduğu bir yapılanmada, CHP iktidara ortak olabilir.”
“Doğru mu anladım” diye yeniden sordum:
“Evet, seçim sonrası, Erdoğan’sız bir CHP-AKP koalisyonu olabilir” dedi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!