Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Uğur Mumcu’nun can dostu...

19 Mart 2024 Salı

Cumhuriyet, büyük bir emekçisini yitirdi. İlgi duyduğu her alanda üreten Ali Sirmen, yaklaştığını bildiği, hatta karşılama hazırlıklarını tamamladığı ölüme, yaşamdan hiç kopmadan “merhaba” dedi.

Beyni, yıllara hep birikim gözüyle baktı ama bedeni ona ayak uydurmadı.

Kalemi, yüreği, beyni ve sesi hiç yaşlanmadı.

“Kalem” sözcüğünü bazı insanlar için “kale-m” diye yazmak gerekir.

Kaledir kalem.

Ali Sirmen, “Kalem benim kalemdir. Kimseye teslim etmem” diye yaşayanlardandı.

Demir parmaklıkların ardından yazarken, yazılarını yayımlamanın başka yolu olmadığı için, adını değiştirdi, düşüncelerini değiştirmedi.

Çok geniş bir açıdan baktı hep, olaylara, konulara, Türkiye’ye, dünyaya...

Köşesinin adı her şeyi özetliyor zaten:

Dünyada Bugün!

Ali Sirmen’le meslek büyüğümüz olarak pek çok kez bir araya geldik. Cumhuriyet’in toplantılarında, toplantı sonrası akşam buluşmalarında, gazetenin durumundan siyasete her şeyi konuştuk. Hep akıl, bilim ve Cumhuriyetten yana olurdu.

2019 yılı aralık ayında Uğur Mumcu’yu yazmak üzere saatlerce konuştuk Ali ağabeyle. Cihangir’deki kitaplarla ve anılarla yüklü evinde buluştuk. Uğur Mumcu, İstanbul’a geldiğinde Ali Sirmen’in evinde kalırdı. Oturduğu koltuk hâlâ yerinde duruyordu. 1964 yılında Ankara’da, o dönemin meşhur münazaralarında tanışmışlardı. Ali Sirmen İstanbul’dan gelmiş. Uğur Mumcu’nun ekibiyle karşı karşıya! İyi kapışmışlar. O gün başlayan dostluk Uğur Mumcu’nun alçakça bir saldırı sonucu öldürüldüğü güne dek kesintisiz devam etti.

Uğur Mumcu’yu o kadar yalın, o kadar gerçekçi ve bir o kadar övgü dolu anlattı ki...

“Uğur Mumcu bir Cumhuriyet ordusudur” dedi

“Uğur Mumcu’nun iradesi, inadı ve zekâsıyla kimse yarışamaz” dedi.

“Uğur Mumcu, Türkiye’nin tıkır tıkır işleyen laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olmasını istedi. Bu değerlerin üzerine titredi. Devleti tüm pisliklerden korumak için çırpındı ama devlet onu koruyamadı” dedi.

Uğur Mumcu’nun öldürülmesini yorumlarken de o acı, keskin, gerçekçi, mizaha bulanmış ifadesine büründü, şöyle seslendi:

“Uğur Mumcu çok yaşadı!”

24 Ocak 1993 sonrasında Güldal Mumcu’nun bütün kararlılığıyla Uğur Mumcu’yu yaşatma çabasının sonuç verdiğini, acıyı irade eyleyip Mumcu’yu kurumlaştırdığını görünce, Ali Sirmen şöyle demişti:

“Teröristler yanlış kişiyi öldürdük, diyecekler!”

Ali Sirmen, dünyayı çok iyi okuyan, Türkiye’nin yerini de akılcı irdeleyen bir aydındı. Türkiye’de karşıdevrimin aldığı yola ilişkin bir sohbetimizde, şöyle demişti:

“Fransız İhtilali’nin 200 küsur yıldır ayakta canlı kalmasının nedeni tartışılır olmasıdır. Cumhuriyet Devrimlerinin de gücü tartışılmasından gelir. Mesele devrimleri koruyacak ve yaşatacak güçlerin ne kadar sağlam olduğudur!”

Sevgili Ali ağabey,

Pazar yazılarında “Sevgili” diye başlayan cümlelerinden en sıcak konuyu bile tam ortasından tutan cesaretine kadar her şeyinle özleyeceğiz seni...

Yazılarını, anılarını okuyup bir nebze hasret giderebiliriz ama ya sesin!

En çok sesini özleyeceğiz...

Bazen yükseklerden inen çığ gibi... 

Bazen kayaların arasından fışkıran akarsu kaynağı gibi...

Bazen opera sanatçısını bastıracak bir sahne alevi gibi...

Bu anlatmalar yetmez ki! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

CHP’ye operasyon! 31 Ekim 2024
30 Ekim 1923! 30 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları