Suriye denklemleri...

03 Temmuz 2024 Çarşamba

Suriye sözümüzün altını bir kez daha çizelim:

Bir gün Suriye’nin sorunları bitebilir ama Türkiye’nin Suriyeliler sorunu bitmez!

Geçen hafta, Erdoğan’dan ve Esad’dan gelen karşılıklı “normalleşme” haberleriyle bitmişti.

Erdoğan, Esad’a “katil” dediği günleri ikinci plana itti, “tatil” yaptığı günleri anımsadı. Bu hafta yargı gündeminin yanı sıra Suriye’nin olumlu yönde öne çıkabileceği haberler bekleniyordu ama “beklenmeyen” yerlerde vahim gelişmeler yaşandı.

Yıllardır adım adım çok farklı alanlardan yükselen Suriye merkezli sorunların ne kadar kolay patlamaya hazır hale geldiğini bir kez daha yaşadık.

Kayseri’de Suriyelilerin kendi içinde yaşanan kabul edilemez olay kısa sürede başka boyuta sürüklendi. Suriyelilere yönelik baskınlara dönüştü.

Kayseri denince aklımızı ister istemez ekonomiyi bilen insanlar geliyor. Yaşananların derinliklerinde ekonominin bozulmasını da dikkate almak gerek.

***

Suriye’nin kuzeyinde Türk bayrağına, Türkiye’nin bölgedeki altyapı yatırımlarına ve Türk TIR’larına yönelik saldırıların da Kayseri ile aynı güne denk gelmesi ister istemez “bağlantılı mı” sorusunu akla getirdi.

Suriye denklemi o kadar çok bilinenli ve bilinmeyenli ki hiç bağlantı olmasa bile iş AKP iktidarının izlediği politikalarda düğümleniyor.

Aralık 2010’da başlayan “Arap Baharı”, bu bölge politikaları bakımından Türkiye’nin kâbusu oldu. Mısır’la ilişkiler Mursi-Sisi sürecinde alabora oldu. Diplomatik bağlar en alt düzeye idi. “Darbeci Sisi’ye” karşı “dört parmaklı Rabia” siyaseti yürütüldü. Yıllar sonra “darbeci Sisi” gitti, “dostum Sisi” geldi. Benzer süreç Suriye ile de yaşanır mı derken girişte anımsattığımız tablo ortaya çıktı. Suriye’nin kuzeyinde Türkiye aleyhindeki hareketlerin arkasında Şam düşmanlığından geçimini sağlayanların olduğu görülüyor.

Bu kişileri yıllarca kim büyüttü-besledi?

Türkiye...

Şimdi kime saldırıyorlar?

Türkiye’ye...

Şaşırtıcı mı?

Hayır... Varlık nedenini Esad rejimi ile mücadeleye bağlamış kişileri, grupları olası bir Şam diyaloğuna hazırlamak gerekirdi!

Bölgede İran, Rusya, ABD hesaplarının olduğunu da bunun yanına koymak gerekirdi.

Erdoğan’ın son adımı hesaplı atıp atmadığını henüz tam olarak bilmiyoruz. Dönemsel bir söylemse, ki bu da şaşırtıcı olmaz, yarın konuya başka yerden girer, olur biter!

Dönemsel söylem değil de gerçekten halının altına süpüre süpüre Erciyes Dağı kadar yükselen sorunların çözümü için köklü adımlara hazırlanıyorsa, önce bugüne kadar yaptığı yanlışlarla yüzleşmesi gerekir.

***

Aynı yazı içine Suriye’nin kuzeyi ile Anadolu’nun göbeğini koymak zor. Bir o kadar da endişe verici. Sorunun boyutlarının çok büyük ve çok parçalı olduğu ancak bu şekilde ortaya çıkabilirdi.

Erdoğan faturayı muhalefete keserek bir yere varamaz.

Üst üste 40 düğüm olmuş bir konudan söz ediyoruz. Aklın yolu en üstten itibaren adım adım düğümleri çözmektir.

En üst düğüm diyalogdur. Ama her alanda diyalog. Şam’dan Arap Birliği’ne, BM’den AB’ye kadar. Bunu yaparken elde bir yol haritanızın olması gerekir. Yol haritası da çıkar gruplarıyla değil, konunun uzmanlarıyla yapılır, diplomatlarla yapılır.

Sığınmacı sorunundan sınır sorunlarına, terörle mücadeleden uluslararası dengelere kadar AKP politikalarıyla varabileceğimiz dip burasıydı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İstanbul güzel ama... 4 Temmuz 2024
Suriye denklemleri... 3 Temmuz 2024

Günün Köşe Yazıları